Her ülkenin kendi toplumunun yapısına ve kültürüne uygun geçerli bir yaşam şekli vardır. Zaten bu farklılıklar aynı zamanda dünyanın en önemli zenginliğidir. Yaşam içindeki bu ‘kültür’ farklılığı futbola ‘ekol’ dediğimiz kendine ait olan, kültüre uygun oyun karakterini ortaya çıkarıyor. Bunların hepsi; ‘küresel’ oyun olan, futbolun bütününü bozmadan ve bu farklılıkları sahaya yansıtma becerisi futbolcuların üzerindeki […]

Her ülkenin kendi toplumunun yapısına ve kültürüne uygun geçerli bir yaşam şekli vardır. Zaten bu farklılıklar aynı zamanda dünyanın en önemli zenginliğidir.

Yaşam içindeki bu ‘kültür’ farklılığı futbola ‘ekol’ dediğimiz kendine ait olan, kültüre uygun oyun karakterini ortaya çıkarıyor.

Bunların hepsi; ‘küresel’ oyun olan, futbolun bütününü bozmadan ve bu farklılıkları sahaya yansıtma becerisi futbolcuların üzerindeki sorumluluklardır.

Futbolcunun antrenörden ayrı bir rol modeli olma özelliği antrenörlere göre daha büyük bir kesime hitap ediyor.

Antrenörün eleştirel algılanması fazlasıyla ‘bilgi’ ile gerçekleşir, futbolcuya bakış ise duygusallık ve beklentilerin büyüklüğüyle oluşan ve çok fazla bilgiye gerek duyulmayan bir bakış açısıyla algılanır.

Takım taraftarlarının yaşamlarında mutluluktan aldıkları payın büyüklüğü, taraftarın tutkusuyla beraber, futbolcunun ayaklarındaki bağdır. İyi oynamak, gol atmak, gol yedirmemek, galip gelmek, şampiyon olmak bunların uygulayıcısı olan futbolcuların sorumlulukları ve misyonları başarıyla beraber çok büyüktür.

Tabi ki futbolcuların bu yükü, yani sorumluluk ve misyonu taşıyacak yapıda olması gerekir.

Tüm bunların geldiği nokta; futbolcunun mesleki uygulamalarının kalıcılığı ve bunun uzun süreli olmasını sağlayacağı iç donanımlarının zenginliğiyle bunu kullanabilme becerisidir.

‘Küresel’ oyun olan futbolun ana figürlerinden biri olan futbolcular dünya vatandaşı olmak zorundadır. O zaman, futboldaki gelişmelerden kendi payına düşeni alabilir. Bu tabi ki sadece beklemekle olmaz. Bu, değişime ayak uyduracak ve onu yakalayabilecek irade ve bilgiye sahip olmalarıyla gerçekleşir.

En önemlisi, futbolcuların ne olduğunun ve kimlere hitap ettiği ile ondan beklentilerin ne kadar büyük olduğunun farkında olma zorunluluğudur.

Büyük bir camiada, bir grubun parçası olduğunu ve ‘kurumsal’ anlayış içindeki görevlerinin bilinciyle yeteneklerini sahaya sunması, onun istikrarı yakalamasını, başarısını ve aynı zamanda takımının başarısını sürdürebilir kılar.

Futbolcularda en büyük eksik olarak gözüken eğitimdir. Eğitimin onlara katkısı; futbolcuların özgüveninin gelişimine ve yorumlayabilme cesaretine sahip olma üzerine kurgulanmasını sağlamasıdır. Buradaki esas; elindeki unsurları geliştirebilecek bilgiyi kullanma becerisine sahip olmak ve onu sorgulayıcı cesarete sahip olmaktır.

Bu süreçteki incelemenin en sıkıntılı süreci, futbolcunun içinde bulunduğu toplumsal yapının etkisi ve üzerindeki baskıdır. Bizdeki gelişim sürecinde, baskıcı ve feodal kültürel davranış şekilleri futbolcuda birtakım engeller oluşturuyor. Özellikle, alt gelir grubuna ait çıkış yolu olarak görülen futboldaki en belirgin davranış şekli otoriteye itaattir. Doğduğundan itibaren baskı ve kendini aşamama kodları mesleki sürece etki ediyor.

Eğitim bireyi bilgiyle özgür kılar. Bu amaç etrafında kişilik gelişimindeki aksaksız süreç, bireyin özgüven duygusunun üst seviyeye çıkmasını sağlar. Yetenekleri ortaya çıkaracak bu özgürlük bilinci, tutarlı davranış şekilleriyle gelişim için vaz geçilemez gerçektir.

Bilgiyi arama ve edinme becerisi, yapılan sporun ve oynanan oyunun amaçlarının algılanmasına neden olur.

‘Entelektüel’ yapının kökeni ‘bilgi’ ile doğrudan ilişkilidir.

Bilgiye ulaşmak ve bununla ilgili kaygı yaşamak, gelişimdeki belirleyici unsurdur. Çünkü mesleki unsurların detaylarını bilmeden başarıyı etkin kılmak mümkün olamıyor.

‘Küresel’ oyun olan futbolu anlamak ve onu farklılaştırmak için dünyayı anlamakla işe başlamak gerekir. Her futbolcu bu dünyanın bir insanıdır. Dünyada ne olup bittiğini ve yanlış ile doğrunun ne olduğunu bilip yorum yapmak zorundadır. Daha sonra kendi yaptığı işin iç dinamiklerini ve sosyal boyutunu bilerek buradaki sorumluluklarını yerine getirmelidir.

Saygınlık ile tepki her an oluşması mümkün olan davranışlar olarak futbolcuya teyit ediliyor. Bu aynı zamanda, oyuncunun referansı olarak ömür boyu ona takılan bir apolet olacaktır.