Geçen hafta iki önemli başlık sürekli medyanın gündemini meşgul etti. Birincisi yine yoksulluk oldu. Özellikle CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun evinin elektriğinin kesilmesiyle birlikte, başta faturalar olmak üzere geçim derdi herkesin dilindeydi. Daha uzun süre de gündemden düşmeyecek.

Diğer konu ise göçmenler, mülteciler ya da sığınmacılar... Herkes biraz da politik pozisyonuna uygun bir isim tercih ediyor. Keşke tek sorun isimlendirmede olsa.


Sayıları 5 ile 7 milyon arasında olduğu tahmin edilen, ülkenin önümüzdeki on yılına bir sorun başlığı olarak damga vurması beklenen göçmen olgusu yine siyasetçiler ve medya sayesinde basit bir propaganda malzemesine indirgenerek hafta boyu tartışıldı.

BirGün NASIL GÖRDÜ?

Gazetemiz neredeyse Suriye’den ilk mülteci geldiğinden bu yana konunu yakın takipçisi. Kamplardan başlayarak kentlere kadar her aşamasını takip edip gündeme getirmeye çalıştık. Düşmanlaştırmadan çözüme odaklanmaya, bunu yaparken de sadece olayın bir tarafından bakmamaya çalıştık. Bu hafta boyunca aynı çizgimizi sürdürdük. Konuyla ilgili yıllardır çalışan uzmanlara gazetemizin sayfalarını açtık. Göçmen sorununa kuru bir seçim propagandası olarak bakmayan sol-sosyalist partilerin değerlendirmelerini aldık. Meselenin önemine uygun bir sağduyu ile okurumuzu bilgilendirmeye çalıştık. Bu konu ile ilgili Yayın Koordinatörümüz İbrahim Varlı’nın çözüme dair sunduğu perspektifin önemli bir zemin olduğu kanaatindeyiz. BirGün Pazar’ın da bu haftaki ana konusu “Göç ve Göçmenlik” meselesine ilişkindi. Sorunun dününü, bugünü ve yarınını ele alan arşivlik bir sayıya imza attı arkadaşlarımız…

gazetenin-gorevi-gazetecinin-emegi-1007703-1.

gazetenin-gorevi-gazetecinin-emegi-1007704-1.



GAZETEMİZİN ‘YAVAŞ GAZETECİLİK’ TERCİHİ

Toplum tam anlamıyla haber bombardımanı altında, her kanaldan bilgi yağıyor. Üstelik bu bilgilerin çok azı teyit edilebilir halde. Tam bu noktada olayı her yönüyle değerlendiren, konuyla ilgili tüm soruları yanıtlamaya çalışan habercilik bir adım öne çıkıyor. Bizim de yapmaya çalıştığımız tam da bu. Göçmenlerle ilgili üç gün boyunca yazdığımız yazılar, haberler, analizlerin hepsi buna hizmet etsin istedik. Bugün sayfalarımızda göreceğiniz ekonomik krizle ilgili söyleşilerimiz de bunun bir parçası. Yuvarlak masa toplantılarımızda işin uzmanlarıyla konuşup okurumuza süzülmüş, filtre edilmiş bilgi sunmaya gayret ediyoruz. Bu çabamız uzun süredir devam ediyor. Ama basılı gazetede daha çok rastlayacaksınız. Tüm haber koşturması içinde her hafta en az iki konuyu tüm detaylarıyla incelemeye, saklanabilecek nüshalar hazırlamaya çalışacağız. Dijital mecranın hızına birgun.net ekibiyle yanıt vermeye çalışırken gazeteyle meseleyi enine boyuna inceleyeceğiz. Bu konuda da sürekli kendimiz geliştirerek öncülerden biri olmayı hedefleyeceğiz.

AKP İKTİDARININ YATIRIMLARINA BAKIN!

Geçen hafta Rize’de yaptırılan çay bardağı ve Kütahya’da yaptırılan vazo heykelleri ile ilgili haberlerimiz çok ilgi çekti. Harcanan paralar bir tarafa, ortaya çıkan ucube yapı yurttaşı kelimenin tam anlamıyla çileden çıkardı. Bu iki “yatırım” aslında AKP’nin rant aktarmaya dayalı ekonomik tercihini göstermesi açısından da çok önemli. Bu haberlerin de tamamı saklanmalı. Bu devran bittiğinde, bu ucube eserler yıkıldığında, bunları yaptıranlar gittiğinde bu günler çabuk unutulmamalı. Yapılan kötülükleri yaşamayanların görmesi için arşivde saklamalıyız.