Dört gün önce Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş millete hayırlar getirmesini niyaz ederek yeni bir projenin duyurusunu yaptı. ÇEDES ile; ortaokul, lise düzeyindeki öğrencilere verilecek eğitimin, öğretmenlerin elinden alınıp din görevlilerine verildiği yetmemiş gibi el artırıldı, ilkokul öğrencileri de eklenerek halka genişletildi.   

Projenin adı: Genç Gönüller, Çocuk Gönüllerle Buluşuyor! 

Bu buluşmaların; 10 Şubat ilâ 10 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirileceği, on ilin pilot il seçildiği, daha sonra ise projenin tüm ülkeye yayılacağı açıklandı.  Çocukların Kur'an ve sünnet ışığında yetişmeleri için ilkokul 3. ve 4'üncü sınıf öğrencilerine yönelik olarak diyanet gençlik mekanları ve camiilerde, manevi danışmanlar ve din görevlileri nezaretinde faaliyetler düzenlenecek. Yani Ali Erbaş ikinci bir ÇEDES’in ilanını yaptı. Bu kez gönüllülük esasına dayanıldığına göre, bizlerin de “Gönüllü değiliz!” deme hakkı var. 

***

Çocuklarımızı hafta sonları olacak buluşmalara göndermeyelim. Kaldı ki, nasıl seçileceği belirsiz olan ‘Genç Gönüllere’ çocuklarımızı neden emanet edelim? Laik, kamusal eğitim hakkının kademe kademe elimizden alınmaya çalışmasına sesimizi yükseltelim. Artık okullar bizlere emanet çünkü neredeyse tüm okullar imam hatip ve tüm okullar Diyanet, Din Öğretimi Genel Müdürlüğü ve cemaatlerin elinde. Diyanet, Millî Eğitim Bakanlığı’nın yerini almış durumda. Tam da bu yüzden bizim omzumuzda büyük sorumluluk var. 

***

Ülkemizde; çağdaş, evrensel değerlere sahip, donanımlı, nitelikli eğitimle buluşturulması gereken, kendileriyle ve hayatla tanışmaya hazır, gelecekleri hayalleri doğrultusunda şekilleneceği milyonlarca çocuk var. Ve esasen çocuklarımızı dinin ekseninde yetiştirmeyi kafaya koymuş olanların sayısı fazla da değil, sadece sesleri çok çıkıyor. Çünkü cesareti bizlerin miskinliğinden alıyorlar. Biz, ülkemizde laik eğitim olması gerekli diyen ve  vazgeçmeyecek olan milyonlarız. Ülkemizdeki aydınlanmacı birikime güvenerek bu pısırık halden kurtulmak gerekiyor. Laikliğin tasfiye edilmeye çalışıldığı bu zamanlarda herkes durduğu noktadan mücadelesini sürdürürse ülkemizin geleceğini de birlikte kazanmış oluruz. 

GİZEM SAYIN YALNIZ DEĞİL 

Geçtiğimiz ay Kadir Has Üniversitesinde ibadet için kullanılan odanın dışındaki koridora ayakkabılarını yığan öğrencileri, ayakkabılarını ayakkabılığa koymaları konusunda uyaran Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Gizem Sayın; TÜGVA'lılar başta olmak üzere, sosyal medyadaki çok sayıda hesap tarafından hedefe konulmuş, sarayın medyası tarafından adeta linç edilmiş, emniyete ifadeye çağrılmıştı. Bittabii tehditler de eksik olmamış, arkasından gelmeye başlamıştı. 

Sayın’a ilk önce öğrencileri sahip çıktı.  “Hedef gösterme çağrısını yapan ve bu konuda örgütlenme sağlayan TÜGVA ve muadili kurumlar biz öğrenciler için en güvenilir alanımız olan okulumuzda tehdit yaratmaktadır. Algı yaratanlar can güvenliğimiz konusunda bizi endişeye düşürüyor. Bu yapılanları kabul etmiyor ve göz yummuyoruz. Hocamızın yanındayız ve hocamıza uygulanan psikolojik ve sözlü şiddetin ilgili birimler tarafından soruşturmaya açılmasını ısrarla bekliyoruz” diyerek desteklerini sundu. 

***

Eğitim Sen 6 Nolu Üniversiteler Şubesi, KESK İstanbul Şubeler Platformu, Vakıf Üniversiteleri Dayanışma Meclisi, Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği ve Sosyal İş Sendikası yaptığı açıklamalarla akademisyen Sayın'a yönelik saldırıyı kınadıklarını belirttiler.  Geçen bir aylık süreçte Sayın’ın derslerine girmesi engellendi. Kadir Has Üniversitesi ise bu süreçte Sayın ‘ın görüntülerini izinsiz paylaşan öğrenciler hakkında soruşturma açmamakla birlikte, onları koruyan TÜGVA üyelerini protokolde ağırladı. İki gün önce de akademisyen Gizem Sayın’ın işten çıkarılacağına ilişkin tarafına sözlü bildirimde bulunulduğunu öğrendik. Anaokullara kadar cemaat ve tarikatların örgütlenmiş olduğu vakıflar, dernekler okullarda cirit atmaktayken elbette üniversiteler de bu laiklik karşıtı kuşatmadan payını almakta. Biz milyonlar bu kuşatmayı kabul etmiyoruz, içine çekilmeye çalışıldığımız karanlığı hep birlikte dağıtacağız. Toplumun; akılcı, bilimsel düşünen, araştıran, her türlü ayırımcılıktan uzak, toplumsal cinsiyet eşitliğini benimseyen, donanımlı bir nesil yetiştirilmesi gerektiği inancına güvenin, ben güveniyorum. Enseyi karartmadan yola devam.