Neredeyse tüm kuzey yarım küre sağa-aşırı sağa dümen kırarken, yoksul “güney”in sola meyletmesi, gün geçtikçe ağırlaşan küresel politik eko-sistemde halklar, ezilenler, ötekiler, yok sayılanlar açısından heyecan verici. Son olarak Guatemala ve Ekvador'un da sol furyaya eklenmesiyle Amerikan emperyalizminin "arka bahçesi"nde bambaşka bir hikaye yazılıyor. 

“Neden Güney Amerika sola, Avrupa sağa yelken kırıyor?” başlıklı 29 Eylül 2022 tarihli yazımda bu duruma dikkat çekmeye çalışmıştım. Aradan geçen bir yıllık sürede küresel sorunlar daha da ağırlaşırken güney ve kuzey’deki farklı yönelimler olduğu gibi devam etti. 

Avrupa’da aşırı sağ hareketler ivme kazanırken yerkürenin yoksul güneyinde sol-sosyal demokrat, ilerici güçler yükselişe geçti. Yerkürenin iki farklı yakasında son bir yılda yaşananlara bakacak olursak.

Kuzey’de sağ dalga: “Zengin kuzey”de; İsveç, Finlandiya, İtalya, Macaristan, İspanya’da sağcılar kazandı. Bu ülkelerin tamamına yakınında aşırı sağcılar önemli patlamalar yaparak iktidara geldiler. İtalya’da post-faşist Meloni ülkeyi yönetiyor, İsveç ve Finlandiya’da aşırı sağcılar iktidar ortakları. Birkaç hafta önce seçime gidilen İspanya’da aşırı sağcılar üçüncü büyük güç konumunda. Seçimin galibi ise merkez sağ. Fransa’da, Almanya’da aşırı sağ güçler –Halk Cephesi ve AfD- iktidarı zorluyorlar. Marine Le Pen, Fransa’nın gelecekteki başkanı olabilir. Almanya’da neo Nazileri zihniyetli AfD anketlere göre ana muhalefete sıçradı.

Güney’de sol rüzgâr: Kuzey’in aksine güney yarımkürede bambaşka bir rüzgâr esiyor. Şili, Kolombiya, Peru, Bolivya, Brezilya, Honduras derken Guatemala ve Ekvador da sol dalgaya katıldı. Guatemala’da ilk kez bir sol lider Arevalo başa geçti. Ekvador’da “Correaist” Luisa Gonzalez ilk tur yarışı açık farkla önde bitirdi. Ekonomik ve sosyal kriz, şiddet, yoksulluk, göç ile yolsuzlukların gölgesinde gidilen seçimlerin tamamından “pempe-kızıl” dalganın çıkması tesadüfü değil.

Ekvador'a ayrı bir parantez açmak gerek burada. İki yıl önceki -seçimde yapılan hatalar tekrarlanmazsa Ekvador yeniden sol-sosyal demokrat çizgiye dönecek. 2021 seçiminde de solun adayı ilk turu önde bitirmiş, ancak üçüncü gelen solcu aday Perez, ikinci turda sol adayı desteklemeyince aradan sağ-muhafazakâr mevcut devlet başkanı Lasso sıyrılmıştı. Bu sefer de benzer bir tehlike yok değil. Sol ittifakın adayı yerli kökenli Yuko Perez geçen seçimlerdeki gibi manevra yaparsa Luisa Gonzalez’in işi zora girebilir.

GÜNEYDEKİ SOLUN YÜKSELİŞ NEDENLERİ

Latin solunun başarılı olmasının pek çok nedeni var. Bu “başarı” tek bir etmenle açıklanamaz kuşkusuz. Ülkelerin kendine özgü dinamikleri, toplumsal farklılıkları var. Solun sorunlara yaklaşım biçimleri, ittifak yapıları vs de farklılıklar arz ediyor. Buna rağmen ortak noktaların fazlalığı dikkat çekici.

• Kamuculuk: Şili’den Brezilya’ya, Bolivya’dan Guatemala’ya solun kamuculuk vurgusu başarının kilit noktalarından. Ekonomik krizin, küresel salgının, kapitalizmin yakıp yıktığı coğrafyalarda kamuculuğu savunmak oligarşik güçlere bir meydan okumak demek. Gonzalez’in kampanyasının ana hatlarından birisi eğitim ve sağlığa yönelik “halkçı” politikalara dönüş ve ekonomik kalkınmaydı. Benzer halkçı vaatler Lula’yı da Brezilya’nın dümenine yeniden oturtmuştu.

• Neo liberalizm karşıtlığı: Neo liberal sistemin yoksullaştıran politikalarına karşı çıkmak Latin solunun ortak noktalarından bir diğeri. Özelleştirmelere, yeraltı ve yer üstü varlıklarının satışına dur demek her geçen gün daha da yoksullaşan halk nezdinde karşılık buluyor.

• Sosyal talepleri öncelemek: Adayların kampanya ve söylemlerine bakıldığında bakıldığında görülecektir ki sosyal politikalar merkezde yer alıyor. Salgının ve savaşın daha da derinleştirdiği ekonomik krize karşı kamuculuğu, sosyal devleti savunmak yaşamsal önemde. Sosyal devletin budanarak neoliberal sistem karşısında yalnız bırakılan kesimlere el uzatmak, onların sesi olmak karşılıksız kalmıyor.

• Anti emperyalizm: Anti emperyalizm vurgusu, Amerikan müdahaleciliğine karşı çıkmak Latin solunun ana karakteristik özelliklerinden. Avrupa “merkez” solu ile Yeşillerin savaş kışkırtıcı tutumları göz önünde bulundurulduğunda “güney solu”nun bu konudaki “tutarlı” tavrı artı puan demek. Ukrayna Savaşı’nda kötü bir sınav veren Şili lideri Boriç’i elbette ki bu kapsamın dışında tutmalı.

• Değişim umudunu aşılamak: Bir diğer önemli madde başlığı ise kitleleri değişime inandırmak. Uzun süredir devam eden toplumsal ve siyasal kutuplaştırmalardan bıkmış olan kitleleri heyecanlandıracak projeler sunarak onları yeniden ayağa kaldırmak çok önemli.

LATİN AMERİKA'DA 3. SOL DALGA ZAMANI

Latin/Güney Amerika’da 2000’lerden bu yana üçüncü sol dalga esiyor.

1. sol dalga: 2000’lerin başında Hugo Chavez ile Venezuela’da esmeye başlamış, Lula’lı Brezilya, Rafael Correa’lı Ekvador, Evo Morales’li Bolivya ile devam etmişti. Nikaragua'da ise Daniel Ortega liderliğindeki Sandinist Ulusal Kurtuluş Cephesi 16 yıl aradan sonra iktidara gelecekti. Ortega'nın 2006'da devlet başkanlığı seçimini açık farkla kazanması, sol esintiyi Orta Amerika kıyılarına taşımıştı.

2. sol dalga: 2010’lardan itibaren başlayan sol yükseliş sonucunda peç çok ülkede iktidar ilerici güçlerin eline geçti. Mevcut sol iktidarlara Mujica'nın Uruguay'ı, Bachelet'in Şili'si, Obrador'un Meksika'sı, Honduras, Paraguay gibi ülkeler eklemlendi. Uzun yıllardır sosyal demokratların kalesi konumundaki Kosta Rika'yı da unutmamalı.

3. sol dalga: 2021'den itibaren yeniden bir sol rüzgar esmeye başladı. Bu dalgada Kolombiya ve Peru gibi sağın kalelerinde ilk kez sol işbaşına geldi. Şili bir seçimlik kesintinin ardından yeniden sola dümen kırarken, Bolivya kısa süren darbenin, Brezilya ise aşırı sağcı Bolsonaro parantezinin ardından bir kez daha sol dedi. Benzer şekilde Honduras da yine, yeniden sola meyleyyi. Şimdi bu akıma 20 Ağustos Pazar itibariyle Guatemala da dahil oldu. Ekvador da iki yıllık sağ-muhafazakar Lasso iktidarının ardından ilk tur itibariyle yeniden sola yelken açtı. Büyük bir aksilik olmazsa sosyal dmeokrat Gonzalez ekimde ülkenin ilk ilerici kadın başkanı olacak.

TEK BİR SOL YOK

Latin solunu bir bütün olarak ele alınamaz. Kuzeydeki Meksika’dan güneydeki Guatemala ve Nikaragua’ya kadar uzanan coğrafyanın tamamına yakınında “sol” skalada yer alan sol arasında farklılıklar var. Skalanın bir ucunda sosyalistler, diğer ucunda sosyal demokratlar var. Meksika, Arjantin, Brezilya, Şili, Kolombiya’daki “pembe” dalga ile Küba, Nikaragua, Venezuela, Bolivya’daki “kızıl” dalganın farklılığı var. Tabi Küba ayrı bir yerde değerlendirilmeli.

Özetle, bütün dünya sağa-aşırı sağa kayarken Latin Amerika’da yönetimlerin kamucu-sosyal politikaları önceleyen hareketlere yönelmesi umut verici. Ne olursa olsun, güney yarımkürede, Amerikan emperyalizminin “arka bahçesi”nde bambaşka bir hikâyenin yazılıyor olması önemli.