Ortaya sürülen tez ilginç, küresel ısınmanın yüzde 70’i dana eti üretimi sırasında oluyor. Bu iddianın üzerinde tartışılıyor. Yani ineklerin arabalardan daha tehlikeli olup olmadığı konuşuluyor....

Ortaya sürülen tez ilginç, küresel ısınmanın yüzde 70’i dana eti üretimi sırasında oluyor. Bu iddianın üzerinde tartışılıyor. Yani ineklerin arabalardan daha tehlikeli olup olmadığı konuşuluyor. Hamburger satan bir İsveçli, şirkette konuyla ilgili olarak sorumluğu yüklendi. Sadece İsveç’te çalışan, 59 hamburger restoranı olan bu aile şirketi, Afrika’da ağaç dikecek. Kampanya dahilinde 89 bin ağaç yani 890 futbol sahası büyüklüğünde bir alan ağaçlandırılacak. Dikilecek ağaç rakamına da öylesine bir hesapla ulaşılmamış. Gıda şirketinin mönüsündeki birtakım şeyler, çevreye verdikleri zararla oranlandırılmış durumda, bunun karşılığı olarak Afrika’da ağaçlar dikilecek.
Şimdilerin çok çevrecisi bu İsveçli hamburgerci, 1968’de kurulmuş. Dünya devi Mc Donald’s onlardan beş yıl sonra açılmış. İsveçli Hamburgerci Max’la Mc Donald’s arasında İsveç genelinde yıllar yılıdır süren kıyasıya bir rekabet var. Bizdeki köfte ekmekle hamburger arasında yaşanan kapışmadan daha çetin geçiyor bu mücadele. 1984’te Max’la Mc Donald’s arasında bir mönünün ismi yüzünden karşılıklı davalar bile açılmış. Özellikle kuzey İsveç’te Max’ın çok etkili olduğu ve rakiplerine dükkân kapattırdığı biliniyor.
En büyük rakiplerinle sattığın şey aynı. Ekmeğin arasına köfte koyup hamburger satıyorsun. Ne kadar fark yaratabilirsin. "Geleneksel lezzetlerimizi koruyalım" da diyemiyorsun. Tam da bu noktada hamburgerin arasına sosyal sorumluluk projeleri giriyor. Müşterini sadece sattığın köfteli ekmekle mutlu edemezsin. Müşteri, aldığı hamburgerle sağlık, mutluluk ve çevre duyarlılığı da satın alabilmeli. Bu amaçla işe koyulan Max, olaya sağlıktan başlıyor, bir hamburgercinin sunabileceği kadar sağlıklı gıdalar sunmak için sadece şirket muhasebesi tutulmuyor, gıda muhasebesini geliştiriyorlar. Bu yolla ilk yıl 83 bin ton daha az yağ kullanılıyor. İkinci yıl 205 bin ton yağ daha az kullanılıyor. 2006’da müşterilerine kepekli ekmek seçme hakkı tanınıyor.
İsveçli hamburgerci şirket, 6 yıl üst üste 2 ayrı araştırma kuruluşu tarafından hazır yiyecekte müşterinin en çok memnun olduğu kurum olarak belirleniyor. Sanmayın ki bir hamburger alırken iyice düşünüp taşınan İsveçlileri, tavlamak öyle kolay oluyor. Bu ulusal hamburgercinin restoranlarında kullandığı bütün elektrik, yüzde 100 rüzgâr enerjisiyle üretiliyor. Şirket tüm ulaşım araçlarını çevreci araçlardan seçiyor. Max’da çalışan 2 bin personel, şirketin bünyesinde kurduğu çevre okulunda eğitim gördükten sonra görevine başlamış. Eski elektronik cihazlar atılmıyor, tekrar kazanılıyor. Şirket içinde en iyi çevreci fikri üretene ödül veriliyor.
Olabildiğince sağlıklı hamburgeri uygun fiyata yemek müşterileri doyurmuyor. Hamburgerini alırken bile yaptığın seçimle kurumları, kuruluşları değiştirebilirsin. Kolay kolay kimsenin canı doğaya verdiği rahatsızlıktan ötürü özürdilemek istemez. Ancak büyük kitleler istedikten sonra özürler şakır şakır dilenir. Yeter ki boğazından geçecek lokmaya karar ver.
Hangi konuda olursa olsun, eğer elimizdeyse seçme özgürlüğünü doya doya kullanmak gerekir. Sizin vereceğiniz küçük bir kararla kullanacağınız seçme özgürlüğünüz, dünyayı şekillendirecek şey olacak. Hele de pazar endişesi ve rekabetle iyice ısınan bu dünyada.