Bir süredir “hekim sendikaları” diye bir sendikacılık türü ortaya çıktı. Öncelikle belirteyim ki hekimlerin “kendiliğinden bilinç”le de olsa işçileştiklerinin farkına varıp örgütlenme arayışına girmeleri tabii ki çok sevindirici. Ama yöneticileri için aynı cümleyi kurmak mümkün değil.

Her ne kadar ayrı yapılar olsa da bu sendikaların temel argümanları aynı. Mevcut sağlık sendikaları hekim dışı sağlık çalışanlarının elinde. O yüzden de hekimlerin haklarını savunmuyorlar. TTB ise sürekli olarak iktidarla kavga ediyor. İktidar da bu nedenle hekimlerin haklarını vermiyor. Kendileri “Türk-İş tipi” siyaset üstü, korporatist sendikacılık yaparak bu hakları alacaklar.

Tabip-Sen denilen zaten yandaş hekimlerden mürekkepti, o yüzden de gelişemedi, Hekimsen’in Başkanı Dr. Adil Kurban Risale-i Nur’un eğitim müfredatına girmesini savunacak kadar militan bir dinci “şakirt”, Hekim Birliği üye sayısını arttırmak için Atatürkçü görünüyor ama olsun; TTB “ideolojik”, onlar siyaset üstü!

∗∗∗

Bu sendikaların açıklamalarına bakarsanız sözde onlarca iş bırakma eylemi yaptıklarını sanabilirsiniz. Çünkü kamu çalışanlarının yıllarca ağır bedeller ödeyerek fiili, meşru mücadeleyle kazandıklarını kendi kazanımları gibi gösterip kararı alıyor, sonra da sosyal medyadan yayınlayıp kenara çekiliyorlar.

İşin çivisini öyle çıkardılar ki bunların türevi “Hekimsi Sendika”lardan biri geçen ay “Türkiye genelinde” beş gün iş bırakma kararı aldı. Temmuz ayında yayınlanan istatistiklere göre bu sendikanın “Türkiye genelinde” toplam üye sayısı ise topu topu 1.884 kişi! Ama olsun. Kararı al, basında haber ol, o haberleri de sitene koy, gerisi önemli değil.

Aslında bunlar grev/iş bırakma eylemini istismar etmekle kalmıyor, bir güzel de içini boşaltıyorlar.

∗∗∗

Bunlar güya geçen sene TTB’yle birlikte “11 Haziran Platformu”nu kurmuş, hatta birlikte G(ö)rev eylemi yapmışlardı. Birkaç ay sonra, TTB Başkanı TSK’nin kimyasal silah kullandığını söylediğinde ise Hekimsen, Hekim Birliği, bir de “Aile Hekimliği Esnaf Federasyonu” üzerlerine vazifeymiş gibi muhbirlik yapıp TTB Başkanı’nın tutuklanmasını, TTB Merkez Konseyi’nin de görevden alınmasını istediler.

Buna rağmen TTB’nin öncülüğünü yaptığı “Sağlık Emek Meslek Örgütleri” toplantılarına çağrılmaya da devam edildiler.

Peki bunlar ne yaptı?

TTB’nin çağrısıyla 20 Ekim’de Sağlık Bakanlığı önünde yapılan basın açıklamasına “temsili düzeyde” katılıp sonra da sosyal medya hesaplarında TTB’nin adını dahi anmadan eyleme çökmeye çalıştılar.

TTB’yle olan ilişkileri zaten hep iki yüzlüydü. Hekimsen Başkanı Şakirt geçen ayki iş bırakma kararını açıklarken “Ayrıca tüm stk.ları ortak ‘100. Yıl Hekimler Ayakta’ mitingine davet ediyoruz” dedikten sonra bozuk Türkçesiyle şöyle devam ediyordu: “Buradan ayrıca duyuruyorum artık bizler hepimiz ttb üyesi olacağız zira bu anayasal kurum siyaset üstü bir konuma ancak Hekimsen’le dönüşebilir. İyi hal kâğıdı da gerekli olabilir artık biran önce üye olalım.”

∗∗∗

Şimdi tabii “Hekim Sendikacılığı”nın en güzel tarafı internetten üyeyi topla, aidatı trink diye devlet yatırsın, altı da üstü de kızarmış kadayıf tepsisi önüne gelsin.

Nitekim sendikacılık böyle ballı börek olunca bu işlere “amatörce” başlayan Şakirt Adil hızla profesyonel sendikacılığa geçti. Koltuğu kaybetmemek için de iki yıldır Genel Kurul yaptırmıyor.

Asıl bomba haber ise geçen hafta Hekim Birliği’nden geldi. Genel Başkan Dr. Hatice Çerçi Balcı’nın yazdığına göre sendika üyelerin haberi bile olmadan Başkan Yardımcısı tarafından baskın seçime götürülmüş ve Başkan düşürülmüştü. Sabık Başkan şöyle feveran ediyordu: “Randomize (rastgele) iyilik organize kötülüğü yenemedi!”

Sonraki günlerde yazdığı ise: “TTB seçimi öncesi sendikamızı güçsüz düşürüp can derdine düşürdüler. Güçlü bir şekilde TTB seçimine dahil olmamızı engellediler.”

Demek ki neymiş? İkisinin de gizli ajandası aynıymış; “TTB’yi ele geçirmek”!

∗∗∗

Aslında niyetim bunların aralarındaki ideolojisiz, politikasız, kişisel koltuk kavgasına karışmak değil de halisane niyetlerle bu muhterislerin peşinden sürüklenen hekimler adına üzülüyorum.

Onun için bir çift laf edeyim.

Bir; TTB sizin bildiğiniz örgütlerden değildir, onu bu işe karıştırmayın.

İki; o koltuklarınızı bir an önce terk edin, hekim mücadelesinin önünde engel olmayı bırakın.