Hiciv ortaya çıkacağı zamanı iyi bilir, nefret edileni hedefler. Hiciv iyi insanları hedeflemez. İyi, dürüst, sözüne güvenilir insanlarla uğraşan bir hiciv yoktur. Hicvin hedefinde hep egemenler, hep zalimler, hep halkı aldatanlar olmuştur

Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisi hakkında şiir yazan Alman komedyen Jan Böhmermann hakkında dava açması, iddia edildiği gibi şiirde ağır küfürlerin olmasından mı kaynaklanıyor gerçekten? Alman komedyenin şiirinde “küfür” olmasaydı, Erdoğan sessiz kalacaktı diye düşünen varsa yanılır. Kaldı ki, küffara savaş açmış biri olarak kâfurunun her dediği dokunur da çünkü.

Daha önce, hakkında tek bir küfür sözcüğünün bile geçmediği karikatürler yüzünden Penguen Dergi’sine dava açtığını biliyoruz Erdoğan’ın. Türk karikatürünün büyük ustası Musa Kart’ın kedi kılığında çizdiği karikatür için dava açan da Erdoğan değil miydi? Kediye benzetilmeye bile tahammül edememişti Erdoğan ki, kedi İslam peygamberinin de en çok sevdiği hayvandır derler.

Mizahla savaşmak zordur
hiciv-nefret-edilene-yoneltilmis-politik-bir-silahtir-129268-1.
Malum, hiciv, mizah türleri arasında en ağır olanıdır. Bu nedenle hoşgörü gösterilmesi pek kolay olmaz denir. Ama dünyada politikacı olarak sadece Erdoğan yok, dolayısıyla sokuldukları onca kılığa rağmen birçok politikacı tepki göstermez hakkında yazılana, çizilene. Bu konulardan anlayanlar hicivdeki ince zekânın politik bir silah olduğunu belirttiklerine göre, akıllı politikacıya düşen bu silahın namlusuna mermi vermemek için hicvin de hicvedenin de üzerine gitmemek olur. Mizahla savaşmak zordur çünkü.

Kedi, benzetilmesinden, genellikle rahatsızlık duyulacak bir hayvan değil. Kedinin dikbaşlılığını, isyancı karakterini beğenen çok kişi var, belki bundandır bu. Ama bir köpeğe benzetilmek aynı şey değil. Bir tepkinin olması herhalde doğal. Ama George W. Bush’un kucağında bir köpek olarak çizilen Tony Blair de, ondan önce bir köpekler yarışmasında “Top Bitch” olarak karikatürize edilen Margaret Thatcher de hiçbir itirazda bulunmadılar. Kabul edilmeli ki Thatcher için çizileni daha ağırdı, çünkü cinsiyetçi bir içerik de vardı karikatürde. İngilizcenin inceliklerinin çok iyi kullanıldığı malum karikatürde, birincilik kürsüsündeki köpek olarak çizilen Thatcher için kullanılan “Top Bitch” tanımı, köpeklararası güzellik yarışlarında kullanılan bir deyim, “en iyi dişi köpeği” ifade ediyor, ancak bir kadın için kullanıldığında “bir numaralı fahişe” anlamını taşıyor.

Mabad öpen Thatcher

Çok ağırdı elbette. Ancak çizildiği dönem düşünüldüğünde bu karikatürün toplumsal bir öfkeyi dile getirdiği anlaşılabilir kolaylıkla. Yoksul ailelere yapılan süt yardımını kesen, madenci grevinde işçilerin üzerine orduyu süren, yine madenci grevini kırmak için başka ülkelerden işçiler getiren, büyük sosyal yardım kesintilerine imza atan, nihayet dönemin ABD Başkanı Ronald Reagan’ın sözünden çıkmayan biri olarak Thatcher’in böyle karikatürize edilmesine toplumsal bir itiraz gelmedi, kendi partisinden bile. İngiliz dış politikasını neredeyse Reagan’a bağladığı için, İngiliz televizyonlarında fırtına gibi esen Splitting İmage adlı kukla programında Reagan’ın mabadını yalayan bir köpek olarak da çizilmişti Thatcher.

Yunan ekonomisinin yaşadığı şu büyük kriz dönemlerinde başlarına gelenlerden sorumlu tuttukları Almanya Başbakanı Angela Merkel’i Nazi üniforması içinde resmetmişti Yunan gazeteleri. Merkel’den herhangi bir tepki gelmemişti. Batı medyasında özellikle botokslu yüzüyle, bir ayı olarak da defalarca karikatürize edilen Rusya Başbakanı Vladimir Putin de pek hoşgörülü biri sayılmaz ama herhangi bir yabancı karikatüriste dava açtığı görülmedi.

Neden ses çıkarmadılar peki? Hiç onurları yok muydu bunların? Onur gibi kavramların yaşamda bir karşılığı olduğunu bildikleri için belki itiraza yüzleri yoktu. Milyonlarca Iraklı'nın ölümüne yol açan ABD işgalini destekleyen, işgale asker yollayan Blair, “Bush’un köpeği olmadığını” ileri sürebilir miydi itiraz olarak? Ya da İngiliz yoksulunu iyice yoksullaştıran, egemenler yararına bir ekonomi politikası izleyen Thatcher sermayenin köpeği olmadığını iddia edebilir miydi? Maçoluğuyla neredeyse övünen Putin, kendisi için ulusal bir figür olduğundan hakaret sayılamayacak olan ama Batı'da kabalığı simgeleyen ayıya benzetilmeye itiraz edebilir miydi?

80’lerde İngiltere’de yayınlanan televizyon dizisi Emret Başbakanım siyasal hicvin en muhteşem örneklerindendi. Yazarları hayranlık uyandıracak bir mizah anlayışına sahip olan bu dizinin, aslında kendisi gibi politikacıları yerin dibine batırdığını bildiği halde, en büyük hayranlarından biri Margaret Thatcher’dı.

Nefretliksen hedef olursun
hiciv-nefret-edilene-yoneltilmis-politik-bir-silahtir-129266-1.
Hiciv; bir, ortaya çıkacağı zamanı iyi bilir, iki nefret edileni hedefler. Bu değişmez kuraldır. Alman komedyenin Erdoğan’ı hedef almasının nedeni onu Ortadoğu’da dökülen kanların sorumlularından biri olarak kabul etmesi olamaz mı? Üç, hiciv yalancı politikacıları hedefler. Alman komedyenin Erdoğan’ı hedef almasının nedeni onu AB’ye girmek isterken bile “kadın erkek eşitliğine inanmıyorum” diyerek tüm AB’yi aldatan biri olarak görmesi olamaz mı? Dört, hiciv, fırsatçıyı, faydacıyı hedefler. Alman komedyenin Erdoğan’ı hedef almasının nedeni onu, mülteci krizini AB için bir pazarlığa dönüştüren kişi olarak görmesi olamaz mı?

Kendisini hicivcilerin önüne atan Erdoğan’ın kendisidir çok açık ki. Mütevazılıktan uzak tutumu, kibri, bilgiyi küçümseyişi onu hicivcilerin hedefi yapan özellikleri... Beş, hicveden görüneni hedefler ayrıca, sevilmeyenin fiziki kusurlarını da diline dolar. Büyük İranlı düşünür İbni Mukaffa hicivde de son derece iyiydi. Sevmediği önemli bir adamın fiziki olarak da bir hayli büyük olan burnuyla alay ederdi hep. Ayıp elbette ama muhatabının da öfkeyi üzerine toplayan biri olduğunu söylerler. Mukaffa her karşılaştıklarında, zatın büyük burnunu kastederek tabii, “ikinize de merhaba” diye selam verirdi. Sevimli ya da iyi birinin hiçbir fiziki kusuru hicvedenin gözüne batmaz. Hicivcinin sevimli olanla derdi yoktur.

Altı, hiciv iyi insanları hedeflemez. İyi, dürüst, sözüne güvenilir insanlarla uğraşan bir hiciv yoktur. Hicvin hedefinde hep egemenler, hep zalimler, hep halkı aldatanlar olmuştur. Batı'da Ortaçağ’da özellikle, Büyük Perhiz öncesi yapılan karnavallarda, imanlı yoksullar kızdıkları ne kadar egemen varsa hepsiyle dalga geçerlerdi. Bu Papa da olurdu, Kral da, vergi toplayan kralın memuru da olurdu, beceriksiz belediye başkanı da. İçinde bulunulan toplumun geleneklerinde, alışkanlıklarında var olan rahatsız edici unsurlara tepkiydi de bir anlamda bu. Karnavallarda yoksullar, acizler, hastalar alay konusu olmazlardı.

Siyasal hiciv bizi politikacıya gülmeye davet eder. İşlevi budur. Mali anlamda yolsuzluk yapan, oy için yalan söyleyen, ahlaki anlamda eksik olan, hangi partiden olduğu önemli değil, politikacıyı işaret ederek bizi güldürür. Bu gülme ortak bir rahatlamadır elbette. Öfke patlamasının ifadesi de tabii ki.

Bazı politikacılar hırsızdır, yalancıdır elbette. Bunlar siyasal hicivcinin hedefidir. Buna kızamayız da çünkü bizler bu tür politikacıların kurbanlarıyız. Yapılan her yolsuzlukta, kanunsuzlukta onuru yara alan bizleriz.

Hicvin büyük toprağı Anadolu

Anadolu hicvin, egemenle alay eden büyük sanatçıların toprağıdır. Egemenlerle dalga geçilen o büyük Midas’ın Kulakları oyununda uzun kulağı olan, tuttuğu her şey altın olduğu için açlık çeken Frigya kralı şahsında alay edilen egemenlerdir. Anadolu’da yazılmıştır. Büyük hicivci Ezop bu topraklarda doğdu, yaşadı. İfade kanalları kapalı toplumlarda, mizahtan daha büyük silah var mı? Ezilmiş, ötelenmiş muhalif bir tarikat olarak Bektaşilik’in, Sünniler karşısında en iyi direnme araçlarından biri mizahtı.

Karagöz'ü ne sanıyorsunuz?
hiciv-nefret-edilene-yoneltilmis-politik-bir-silahtir-129269-1.

Sadece bir Ramazan eğlencesi miydi gerçekten Karagöz ile Hacivat? İçeriğinde ciddi bir muhalefet bulunan bu muhteşem gölge oyunu mizaha soğuk baktığını sandığımız Nakşibendi tarikatının koruması altında gelişti. Nakşibendilik itirazını, muhalefetini Karagöz üzerinden yaptı. Meşrutiyet ilan edildiğinde Karagöz loncası gelişmeyi protesto etmek için kapanma kararı alır. Karagöz büyük politik öz taşıyan bir oyundu. Osmanlı’da 31 Mart gerici ayaklanmasını başlatanların bir kıraathanede Karagöz oyunu izledikten sonra “şeriat isteriz” diye harekete geçtikleri de söylenir.

Karagöz Loncası’nın, şimdi önüne gelen karikatüriste, mizahçıya dava açan Recep Tayyip Erdoğan’ın semti Kasımpaşa olması da ne gariptir.

Mizah gerçeğin kendisinden daha etkili

Etkili olmasaydı 2015 Aralık ayındaki yıllık basın konferansında “Türkiye ABD'nin münasip yerlerini yalıyor” diyen Putin’e daha çok tepki gösterilmesi gerekirdi. Tabii Erdoğan’ın Türkiye’nin lideri olarak, Putin’i mahkemeye vermesi beklenmezdi ama en azından diplomatik yollarla yapılabilirdi bunu. Olmadı. Olsun da demiyorum zaten, aynı cümlelerle olmasa da ben de Putin gibi düşünüyorum bu konuda.

Bu lafı herhangi bir komedyen etseydi Erdoğan’ın tepkisinin ne olacağı malum. Bunun en önemli nedeni insanların Putin’den çok komedyenleri dinlemesi, onlara inanmasıdır çünkü.

Komedyenler Cumhurbaşkanı olabilir

Ama cumhurbaşkanları komedyen olamaz. Tuhaflıklarıyla, tutumuyla, gaflarıyla alay konusu olması (G.W.Bush gibi) bir cumhurbaşkanının sanatların en şahanesi olan komediyi becereceği anlamına gelmez. Bir kere bu zekâyla ilgilidir. Komedi, hiciv, kurallara boyun eğmeyen, otoriteyle dalgasını geçen cesur insanların işidir.

Seçildikten sonra bu özelliklerini yitirdi mi bilemem ama Guatemala’nın Cumhurbaşkanı bir komedyendir. Tam 15 yıl boyunca, kardeşiyle beraber televizyonlarda komedi programları yaptı. Fakir bir aileden geliyor, üstelik ağır bir dini eğitim de almış bir dindar. Seçim kampanyasını hangi slogan üzerinden yürüttü bilmek ister misiniz? Hatırlatayım: “Ben Hırsız Değilim”.

Normal demokrasilerde “ne olmadığını açıklayarak” seçim propagandası yapılır mı? Hırsızı bol bir ülkede bir komedyen neyi söyleyeceğini iyi bilir. Kibirden, öfkeden, cehaletten ibaret politikacıların arasında en kabul edilen söz, bazen, inanılması en zor olan sözdür. Kendilerine hırsız olmayacağının hiçbir garantisini vermese de Guatemala halkı inandı bu sözüne.

Morales’de devlet başkanı seçildi. “Mizah, gerçekten bana tüm kapıları açtı, önemli mesajları iletmeme yardımcı oldu” diyor Morales.

Bu yüzden Erdoğan haklı mizaha, mizahçıya kızmakta... Kendisinden daha çok inandırıcı bulunduğunu biliyor çünkü mizahın da mizahçının da.

Donald Trump kendisini küçük penisli çizen karikatüristi ölümle tehdit etti adamları aracılığıyla. Mısır Cumhurbaşkanı Abdülettah el Sisi, kendisini de orduyu da eleştiren ülkenin en önemli siyasi hiciv sanatçısı Basem Yusuf hakkında dava açarak onu 6.5 milyon dolarlık para cezasına mahkûm ettirdi.

Erdoğan da Sisi de Trump da toprak olup gidecekler bir gün. Ama haklarında komedyenler ne söylemişlerse mahkeme kayıtlarında yıllarca kalacak.

Mahkeme kayıtlarının da mizahın da ömrü uzundur çünkü.