İşsizlik Fonu’yla ilgili bir değişikliği içeren Cumhurbaşkanı Kararı önceki gün Resmi Gazete’de yayımlandı. Peki değişen ne oldu? Düzenleme öncesinde işsizlik fonunun prim gelirlerinin yüzde 30’u çeşitli amaçlarla işverene veriliyordu. Kanunda işgücü verimliliğini artırmak, çalışanların vasıflarını yükseltmek, işsizlik riskini azaltmak gibi amaçlar sıralanmış. Bu amaçlara hizmet ettiği düşünülen projeler yaratılarak işsizlik fonundan işverenlere çeşitli başlıklarda paralar dağıtılıyor. Dağıtılan paranın da bir üst sınırı var. Nedir o? Dağıtılan bu para fonun prim gelirlerinin yüzde 30’undan fazla olamaz. İşte bu oran 29 Temmuz’daki kararla yüzde 50’ye çıkarıldı.

Peki böyle bir değişikliğe neden ihtiyaç duyuldu? Karara ilişkin haberlerde buna neden ihtiyaç duyulduğu yazılmamış. Zaten değişiklik metninde de gerekçeye yer verilmemiş. Ancak, işsizlik sigortasının bilançosuna bakınca, böyle bir değişikliğin nedeni çok net anlaşılıyor. Anahtar kelime “İşbaşı Eğitim Programları”.

İŞBAŞI YAP, HARÇLIĞI KAP

Önce programın neyi içerdiğine bakalım. İŞKUR kendisine başvuran işsizlerin arzu etmesi halinde onların eğitimini de içeren programlar oluşturuyor. Bu programlar kapsamında işsiz kişi İŞKUR’a başvurur ve işe girerse, işe alınan kişinin sigorta primini devlet İşsizlik Fonu’ndan karşılıyor. Bu yıllar yılı uygulanan bir program.

Fakat, söz konusu İşbaşı Eğitim Programlarının kapsamı 2021’de genişletildi. 25 Aralık 2021 tarihinde İşbaşı Eğitim Programlarına Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerini (MTAL) kapsayan bir proje de eklendi. Adına da Mesleki Eğitim Programı denildi. Buna göre MTAL öğrencileri, haftada 1 gün okula gidecek, 4 gün de işe gidecek. Bu kapsamda çalıştırılan 9’uncu, 10’uncu ve 11’inci sınıf öğrencilerine net asgari ücretin yüzde 30’u kadar, 12’nci sınıf öğrencilerine de yarısı kadar maaş ödenecek. Bitmedi… Bu maaşı da devlet ödeyecek. Yani işveren 15 ila 18 yaşındaki gençleri bedava çalıştırmış olacak. Devlet de maaşları işsizlik fonundan ödeyecek.

3–5 BİN LİRA İÇİN

Asgari ücretin temmuz ayından itibaren 11 bin 402 TL olduğunu düşünürsek, bu kapsamda çalışan bir genç, lise son sınıfta değilse bu yıl 3 bin 420 TL maaş alacak. Son sınıftaysa maaşı 5 bin 701 TL’ye çıkacak.

Okula yalandan 1 gün gideceksiniz, 4 gün işyerinde olacaksınız. Adını koyalım, aslında bu programa dahil olan gencin eğitim hayatı ortaokul son sınıfta kesin biçimde bitiyor. Sonuçta 4 gün işe gittiğiniz bir lise hayatının sonunda üniversite de kazanamıyorsunuz. Yaşıtlarınız gibi lise eğitimi de alamıyorsunuz. Ne için? Karşılığında elde edilecek 3-5 bin TL için. “Hiç değilse liseli genç bir mesleki eğitimden geçmektedir” diye düşünürseniz de pek haklı sayılmazsınız. Çünkü, çoğu zaman niteliksiz emek gücü gerektiren, mesleki bir bilgiye ihtiyaç duymayan üretim bantlarında kolunu yormaktadır liseli işçi. Yani ortada çoğu zaman mesleki bir eğitim de yoktur. Örneğin, liseli bir mutfak işçisi, 4 yıl boyunca, yıkama doğrama atölyesinde patates soymak, salatalık dilimlemek gibi nitelik gerektirmeyen işlere koşturulmaktadır. Mesleki eğitim denilen sürecin sonunda da öğrenci eğer şanslıysa asgari ücret karşılığında işe girmektedir. MEB, bu progamıyla gurur duyuyor. 2022 yılında bu şekilde mezun olan gençlerin yüzde 88’i işe yerleşmiş.

Bir anne veya babanın yerine kendimizi koyalım. Çocuğunuzun okuldan tamamen kopup, bir organize sanayi bölgesinde, harçlık bile diyemeyeceğiniz bir para için çalışmasını arzu eder miydiniz? “İstemezdik” diyenler verilere baktıktan sonra bir daha düşünmeli. Liseli genç, yoksulluk sarmalındaki ailesine daha fazla yük olmamak adına 3-5 bin TL de olsa, aile bütçesine katkı sağlamak için, bu tip bir çalışmayı hem istiyor hem de aileler çocuklarını bunun için teşvik ediyor. Böylece yoksul gençler Mesleki Eğitim Merkezlerine akın ediyor. Hem lise okuyup ne olacaktı ki? Hiç değilse cebine 3-5 bin lira giriyor.

2021 yılında proje hayata geçtiğinde bu kapsamdaki öğrenci sayısı 159 binmiş. Eski Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in açıklamasına göre sayı bu yılın mayıs ayı itibariyle 1 milyon 405 bin kişiye ulaşmış durumda. Yani 1,5 yıl gibi kısa bir süre içinde bu şekilde çalışan liseli genç sayısı yüzde 784 artmış.

GİDERİN YÜZDE 35’İ

Bu gençlerin maaşı İşsizlik Fonu’ndan veriliyor. Durum böyle olunca proje İşsizlik Fonu için ağır bir yüke dönüşmüş. 2021 yılında İşbaşı Eğitim Programları kapsamında Fon’dan ödenen para 3,6 milyar TL. Başka bir ifadeyle Fon’dan harcanan her 100 TL’nin 6 TL’si bu programlar için harcanmış. Fakat 2022 yılına gelindiğinde hem öğrenci sayısındaki hem de asgari ücretteki artışla birlikte tablo değişmiş. İşbaşı Eğitim Programı için harcanan para 10,1 milyar TL’ye çıkmış. Fon’dan harcanan her 100 TL’nin 18 TL’si bu programa gitmiş. Geldik 2023’e… Bu yılın ilk 6 ayında bu program için 20,3 milyar TL harcanmış. Yani 2022’de harcanan paranın 2 misli, 2021’de harcanan paranın 6 misli, sadece bu yılın ilk 6 ayında bitmiş. Fon’dan harcanan her 100 TL’nin 35 TL’si bu programa ayrılmış. İşbaşı Eğitim Programı için 6 ayda harcanan 20,3 milyar TL’ye karşılık, örneğin 9,6 milyar TL işsizlik maaşı dağıtılmış, 19,8 milyar TL işverene teşvik olarak dağıtılmış. An itibariyle İşsizlik Fonu’nun en önemli gideri İşbaşı Eğitim Programı olmuş durumda. Devlet yoksullukla mücadele etmek yerine, yoksulluğu yönetmeyi tercih edince, haneler yoksullukla kendileri mücadele ediyor. Çocuklarını Mesleki Eğitim Merkezleri’ne kaydederek az da olsa gelir yaratıyorlar. Fakat bu ilgi İşsizlik Sigortası Fonu’nun dengesini bozuyor. Kanunda öngörülen yüzde 30’luk sınır da aşılınca, Cumhurbaşkanı duruma el atıyor ve üst limiti oluşturan oranı yüzde 50’ye çıkarıyor.