Kalp hastası, neredeyse kör ve demans teşhisi konmuş 91 yaşında bir kadın; Ganna Chyzhevsk.

Kalp hastası, neredeyse kör ve demans teşhisi konmuş 91 yaşında bir kadın; Ganna Chyzhevsk. İsveç hükümeti, bu kadını sınır dışı etme kararı aldı. Göçmenlik Bakanlığı’nın “İsveç’te yeri yoktur” dediği Ganna’nın hayattaki bütün yakınları, Stockholm’de oturuyor. Ganna’nın kızı, yaklaşık yirmi yıl önce Ukrayna’dan İsveç’e göçmüş. 2003’te eşi öldükten sonra Ganna da dönem dönem kızının yanında kalmak için Stockholm’e gelmiş. Bu geliş gidişlerin birinde, Ganna’nın torunu Anna Otto, anneannesinde tuhaflıklar fark etmiş. Yaşlı kadın, bir gün, otuzlarındaki torunuyla bir bebekle konuşur gibi konuşmaya başlamış ve onun, dışarı çıkıp oyun oynamasına şimdi izin veremeyeceğini söylemiş. Anna’yı ilk duyduğunda gülümseten bu cümle, Ganna’da Alzheimer başlangıcının işaretçisi olmuş. Doktorların “Kendi kendine bakamaz” raporu verdiği Ganna’nın, yakınlarının kontrolünde İsveç’te yaşaması için Göçmenlik Bakanlığı’ndan onay çıkmadı. Dönecek yeri, bakacak kimsesi olmadığı halde Ganna’nın sınır dışı edilmesine karar verildi.

Bakanlığın uygulaması karşısında şoke olduklarını söyleyen Anna, o saatten sonra anneannesi için tüm kapıları çalmaya başladı. Üç kuşaktır İsveç’te yaşayan, yaşadıkları ülkenin diline, kültürel kodlarına hâkim bu aile, hasta ve bakıma muhtaç nineleri için oturma izni çıkartamadılar. Yaşlı kadını Ukrayna’ya göndermenin onu bakımsızlıktan ölüme terk etmek olduğunu kimseye anlatamadılar. Ülkedeki tüm hukuk yolları tükenince torun Anna, bakanlık yetkililerini ters köşeye yatıran bir girişimde bulundu. Önce Ganna için sosyal paylaşım sitesi facebook’u kullandı. Kısa sürede “Ganna İsveç’te kalsın” diye 2 bin kişi organize oldu. Anna yılmadı, durumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıdı.

Anna’nın basını da kullanarak ortalığa kaldırdığı ninesi için geçen hafta salı günü, tüm ümitler tükenmişti. Sınır dışı kararının uygulanacağı gün, başkent Stockholm’deki Arlanda Havalimanı’nda çeşitli insan hakları örgütlerinden 40’a yakın gösterici toplandı. Basının yoğun ilgisi ve havalimanı girişinde protestocuların “Utan hükümet” sloganları altında Ganna ve torunu Anna, Ukrayna’ya kalkacak uçağı beklemeye başladılar. Herkes, hüzünlü bir vedalaşmaya hazırlanırken Göçmenlik Bakanı Tobias Billström adına bir telefon aldılar. “Eve dönün, bugün sınır dışı edilmeyeceksiniz.” Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Ganna dosyasını incelemeye aldıklarını, dava açılıp açılmayacağına karar verilene kadar Ganna’nın İsveç’te kalabileceğini son dakikada bildirmişti.

Hiç beklenmedik bir şekilde insan hakları suçu işlemekle mahkeme kapısına sürüklenen İsveç’te, parlamentodaki sekiz partiden dördü, sınır dışından bir gün önce, pazartesi günü, “Ganna İsveç’te kalsın, gerekirse yasa değişikliğine gidelim” çağrısı yapmıştı. İsveç hükümetinden buz gibi bir “Hayır” yanıtı gelmişti. Sağcı hükümetin İsveç’te yaşayan göçmenlere kaçıncı sınıf vatandaş olduklarını hatırlatma aracı olmuştu Ganna. Göçmenlik Bakanı Bilström, tüm yaşananlardan sonra “Maliyetleri düşünmeyen bir devlet adamı gibi davranmayacağım. Akraba göçmenliği önlenmeli, bu politikada milyarlar gider” diye durumu özetledi.

Biraz da şansın yardımıyla salı günü, anneannesini alıp evine götüren Anna, geçen hafta İsveç hükümetine karşı ilk kısmi zaferini kazandı. Hık demiş burnunda düşmüş torunu Anna’ya sarılıp yanağına öpücükler konduran Ganna’dan yaşanan bunca karmaşanın sonunda “Şimdilik bizimkilerleyim kendimi çok mutlu hissediyorum” açıklaması geldi. 1997’de bir kanun değişikliğiyle Ganna gibi, tüm ailesi İsveç’te olan ve ülkesinde kalacak yakanı olmayan kişilere kapılarını kapatan İsveç’in şimdiye kadar kaç aileyi mağdur ettiğine dair bir istatistik yok. Ganna davasını kazanırsa onu da öğreniriz.