Google Play Store
App Store

İktidar kredi kartlarına sınırlamalar getirerek ya da nakit avansı yasaklayarak sözüm ona enflasyonu düşürme hayalleri kuruyor. Halbuki bu, hayatta kalma mücadelesi veren kesimlere büyük darbe vuruyor.

Kartı sınırlamak kime zarar verir?
Fotoğraf: ANKA

14 Mayıs Seçimleri’nin ardından politika faizinin yüzde 8,5’ten yüzde 45 düzeyine çekilmesi enflasyonu dizginleyemedi. 2024’ün ilk çeyreğine seçim ekonomisinin damga vurması, enflasyonu düşürme programını da akamete uğrattı. Gelişmeler seçimden sonra kemer sıkma politikasının sertleşeceğini gösteriyor. Ekonomi yönetiminin hedefinde ise bireysel kredi kartları var. Henüz resmi düzenleme yapılmadı ancak bankalar şimdiden kredi kartlarından nakit avansa sınırlama getirmeye başladı. Kimi bankalar ise tümüyle nakit avans vermeme yolunu seçti. Seçimden sonra kredi kartlarında taksit seçeneğinin tümüyle ortadan kaldırılacağı konuşuluyor.

Peki tüm bu önlemler kimin kemerini sıkıyor? Bankalararası Kart Merkezi’nin ve Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi’nin verilerinden hareketle, Türkiye’de kredi kartlarının fonksiyonuna daha yakından bakalım.

KREDİ KARTLARINA İLGİ YOKSULLUKLA İLİNTİLİ

5 yıl geriye gidelim… 2019 yılının ocak ayındayız. O tarih itibariyle Türkiye’de 66 milyon 137 bin adet kredi kartı bulunuyor. Bu kadar kredi kartıyla 2019’un ocak ayında 326 milyon 886 bin kez alış veriş yapılmış. Kimi marketten ihtiyacını gidermiş, kimi mobilyasını yenilemiş, kimi çocuğuna bilgisayar almış. İrili ufaklı alışverişlerde 327 milyon kez kredi kartı kullanmışız.

Fakat, son 5 yıl, toplumun kredi kartıyla olan ilişkisini de etkilemiş. Araya pandeminin girmesiyle birlikte e-ticaret artmış. Enflasyonla birlikte nakit sistemi bozulmuş, nakit taşımak yerine kredi kartları daha kullanışlı hale gelmiş. Bu kullanışlı halde temassız ödeme gibi seçeneklerin etkisini de atlamamak gerekir. Fakat tüm bunlar, verileri açıklamaya yetmiyor. Türkiye’nin kredi kartlarıyla kurduğu ilişkiyi belirleyen temel dinamik ne pandemi ne nakit sistemindeki bozulma ne de temassız ödeme kolaylığı. Bunlar etkileyici olmakla beraber temel dinamik yoksullaşma…

Verileri takip etmeye devam edelim. 5 yıl önce, 2019’un ocak ayında yaklaşık olarak 66 milyon kredi kartıyla 327 milyon kez alışveriş yapmışız. Peki, 2024’ün ocak ayında durum ne? Kredi kartı adedimiz 119 milyona yükselmiş. Son 5 yılda 67 milyon kredi kartına 52 milyon daha eklenmiş. Daha çarpıcı olan ise alışveriş adetleri… 5 yıl önce bir ayda 327 milyon kez kullandığımız kredi kartlarını, bu yılın ocak ayında 768 milyon 313 bin kez kullanmışız.

“Tüm bu verilerin yoksullaşmayla ilgisi yok” denebilir. Gerçekten de pandeminin e-ticareti etkilemesi, enflasyon nedeniyle nakit taşımanın zorlukları, bunun yanında temassız ödeme kolaylıkları kredi kartı kullanımını artırması muhtemel gelişmeler. O halde bir de kredi kartından yapılan nakit çekimlere bakalım.

KREDİ KARTINDAN NAKİT PARAYI KİM ÇEKER?

Kredi kartından ne zaman nakit para çekilir? Aylık faizi yüzde 4’ün üzerinde olan, en çok 3 ay içinde ödenmesi gereken bir paradan bahsediyoruz. “Kişinin banka hesabında para olsa, böyle bir maliyete katlanarak kredi kartından nakit çekmeye çalışmaz” desek yanlış bir yorum yapmamış oluruz. Peki kredi kartından ne kadar nakit para çekiyoruz?

5 yıl önce, 2019’un ocak ayında, 8 milyon 660 bin kez kredi kartlarından nakit avans çekmişiz. Bu yılın ocak ayında bu sayı tüm zamanların rekorunu kırarak 23 milyon 661 bine yükselmiş. 5 yıl önceye göre nakit çekim adedi yüzde 173 artmış. Banka hesabında parası olan bir kişi, aylık yüzde 4’e varan faiz oranıyla nakit çekmeyeceğine göre, nakit avanstaki bu artışın “ihtiyaçtan” kaynaklandığını söylemek gerekir.

Peki, banka hesaplarında gerçekten para yok mu? Bu veriyi de teyit etmek gerekir. Milyonlarca banka hesabının içinde hiç para yok ama bu veri bize hakikati göstermeyecektir. Çünkü Türkiye’de banka hesabı açtırmak çok kolay.

BANKA HESABI EKSİYE DÜŞENLER YALNIZ DEĞİL

O halde, içinde hiç para olmayan pasif hesaplarla kafamızı karıştırmak yerine, eksiye düşmüş aktif hesaplara odaklanmakta fayda var. Eksiye düşmek, kredili mevduat hesabı kullanmak anlamına geliyor. Kişinin banka hesabında hiç para yoksa bu kişi bankasından kredili mevduat hesabı talep edip hesabını eksiye düşürebiliyor. Tıpkı kredi kartından nakit avans çekmek gibi, kredili mevduat hesabı da bu haliyle ihtiyaç halinde kullanılıyor.

2024’ün ocak ayı itibariyle kredili mevduat hesabı bakiyemiz 181 milyar TL’ye ulaşmış durumda. Bir başka ifadeyle, hepimizin eksi bakiyeleri toplansa, 181 milyar TL eksideyiz demek gerekir. Geçen yıl ocak ayında 81 milyar TL eksideydik. 2022’nin ocak ayında 39,8 milyar TL’ydi… Enflasyon nedeniyle tutarın artması normal ama eksi bakiyelerdeki büyüme enflasyondan çok daha hızlı seyrediyor. TÜİK’e göre 2022’nin ocak ayından 2024’ün ocak ayına dek yaşanan enflasyon yüzde 156. Buna karşın eksi bakiyelerdeki büyüme oranı yüzde 354.

Enflasyon kafamızı karıştırmasın. Kim kredili mevduat hesabı kullanmak ister? Çok açık ki, banka hesabında sıfırı tüketen kişiler… O halde kaç kişi bu hesaptan faydalanmış ona bakalım. 2022 Ocak ayında hesabı eksiye düşen kişi sayısı tam 26 milyonmuş. 2023 Ocak ayına dek bu sayı 27,6 milyona yükselmiş. Bu yılın Ocak ayında ise 28,9 milyonla yine tarihinin rekorunu kırmış.

İktidar kredi kartlarına sınırlamalar getirerek, taksit imkanını kaldırarak ya da nakit avansı yasaklayarak sözüm ona enflasyonu düşürme hayalleri kuruyor. Halbuki, tüm bu önlemler, hayatta kalma mücadelesi veren kesimlere büyük darbe vuruyor. Enflasyonun nedenini, geçinebilmek için nakit avans çekenlerde, banka hesabını eksiye düşürenlerde aramak hiç değilse vicdansızlıktır. İktidar seçimden sonra kendi sorumluluğunu geniş yoksul kesimlere yıkma telaşındadır.