İktidar güçlü devlet imajıyla oy isterken ülkenin kalbinde devasa, sahipsiz mezarlık duruyor. Türkiye, yüzlerce kayıp çocuğunu unutmak istiyor. Halen deprem bölgesinde enkaz içinde, hafriyat kamyonlarının kasasında insanların cenazeleri bulunuyor. Kimsesizler mezarlığında isimsiz tahta parçaları ülkenin kalbine saplanmış duruyor. Bu acı sandığa sığmıyor.

6 Şubat depremlerinin üzerinden 3 ay bir hafta geçti. Tarihimizin en büyük acısını yaşadığımız, yerle bir olmuş kentlerde unutulmuş olmanın hüznü var.

Ülke için dönüm noktası olacak tarihi seçime gittiğimiz doğrudur.

Ama bu; 50 binden fazla insanımızın hayatını kaybettiği, milyonlarca insanın evsiz, geleceksiz kaldığı deprem bölgesine sırtını dönmenin mazereti olur mu?

On binlerce insanın ölümüne neden olan rant çetelerinin kahredici duyarsızlık sayesinde hesap vermekten kurtulması reva mıdır?

Ve 6 Şubat kederinin en derininde, bir mezarı bile olmayan yüzlerce kayıp varken nasıl onlar hiç var olmamış gibi geçiyor zaman?

Oysa adli tıp kurumlarında DNA testiyle evladını bulanlara, diğer kayıp yakınları “Gözünüz aydın” diyor. Cenazesini aylar sonra toprağa verenlerin, diğer kayıp yakınlarına “Darısı başınıza” dediği korkunç bir acı yaşanıyor. 

Yıkımın izlerini bir an önce silmek isteyen iktidar, enkaz kaldırma telaşından geriye kahredici belirsizlik bıraktı.

Eskiden bir çocuk kaybolduğunda kenetlenen, el ele verip arayan ülke, depremden sonra kayıp olan onlarca, belki yüzlerce çocuğun ismini bile duymuyor.

Devlet, 55 çocuğun kayıp olduğunu açıkladı ama herkes sayının çok daha fazla olduğunu biliyor.

Kayıpların yakınları yapayalnız, onlara düzenli bilgi veren bir sistem bile yok. Aradıkları tüm kurumlardan aylardır aynı yanıtı alıyorlar:

“DNA eşleşmesi olunca haber vereceğiz. Aylar sürer…”

O aylar bitmek bilmiyor.

Bu ülke kayıplarını bulmak için seferber olmuyor. 

3 ay bir haftadır bulamadığımız çocuklarımızdan bazılarını bu haberde göreceksiniz. Gözlerine, mazide kalmış gülüşlerine bakın. Belki bu ülkenin vicdanı canlanır.

İPEK VE DURU KOYUNCU

İpek ve Duru Koyuncu ikiz. Henüz anaokuluna gidiyorlardı. Antakya’da İlke Apartmanı enkazında bulunamadılar. Polis olan babaları ve annelerinin de izine rastlanmadı. Dedeleri, enkazdan birkaç moloz parçası alarak onlara mezar yapmak istiyor. “Tek istediğim başlarında dua okuyabileceğim bir mezarları olması” diyor. İlke Apartmanı enkazı kaldırıldı ama halen kayıp 25 kişi var.

ABBAS YİĞİT KÖSE

Abbas Yiğit Köse, henüz 6 aylıktı. Ailesiyle İlke Apartmanı’nda yaşıyordu. Ne babası 28 yaşındaki Yakup Köse’nin ne 22 yaşındaki annesi Münevver Köse’nin ne de Abbas Yiğit’in cenazesi enkazda bulundu. Yakınları bütün hastaneleri gezdi, tüm kurumlara başvurdu ama hiçbir iz yok. Yakınları devlet kurumlarından hiç arayan olmadığını, kendilerinin sürekli bilgi almak için başvurular yaptığını ifade ediyor.

ASEL KILIÇ

Asel Kılıç, 4 yaşında. Babası Mustafa Kılıç ve annesi Hasret Kılıç ve Asel Kılıç depremden beri aranıyor ama yaşadıkları İlke Apartmanı’nın enkazında hiçbir iz bulunamadı. Hasret Kılıç, 4 aylık hamileydi, Asel, abla olmanın heyecanıyla günleri sayıyordu. Yakınlarından DNA örnekleri alındı ama haftalar geçti ne arayan var ne de soran.

EBRAR VE CANSU DÖNMEZ

Antakya’da 7 katlı İlke Apartmanı’nda kayıp olan iki çocuk da Ebrar Dönmez ve kardeşi Cansu Dönmez. Enkaz başına gelen sivil bir kişi, AFAD çalışanına onların ve annesi Meltem Dönmez ile babaları Muhittin Dönmez’in isimlerini vermiş, “Bu aileyi enkazdan çıkardık” demiş. Hatta bu AFAD çalışanı bu isimleri yazarak Whatsaap’tan bir arkadaşına göndermiş. Ancak yakınları depremden beri tüm hastanelere, kimsesizler mezarlığına, tüm kurumlara başvurmuş. Sonuç alamamışlar.

Enkazdan Cansu’nun bir fotoğrafında üzerinde görünen şortu çıktı ama ne ona ne Ebrar’a ne de annesi ile babasına ulaşılamadı.

EMİR GÜLTEKİN

4 yaşındaki Emir Gültekin, Antakya’nın Odabaşı Mahallesi’ndeki Nilüfer Apartmanı’nda yaşıyordu. Henüz 5 yıllık bir apartmandı ve depremin ilk anlarında çöktü. Annesi, babası ve ağabeyinin cenazeleri depremden 9 gün sonra enkazdan çıkarıldı. Ancak Emir bulunamadı. Yakınları, DNA örnekleri alınmasına karşın halen bir sonuç alınmamasına tepkili. Bölgede ekiplerin sürekli değiştiğini ve sil baştan çalışma yapıldığını yine de sonuç alınamadığını anlatıyorlar.

SU KAMÇILI

Antakya’daki İlke Apartmanı’ndaki kayıp çocuklardan biri de Su Kamçılı. Annesi Semra Kamçılı ve babası Mehmet Kamçılı da deprem kayıpları arasında. Yakınları ilk üç gün enkazda kurtarma çalışması olmadığını anlatıyor ve kayıp yakınlarının yalnız bırakıldığını söylüyor.

ZEYNEP BAŞMAN

İskenderun Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Necati Başman ile eşi Özge Başman’ın kızı Zeynep iki ay önce dünyaya gelmişti. Rönesans Rezidans A2 Blok’taki evlerinde yaşayan mutlu bir aileydiler. Depremde 2 aylık Zeynep ile anne ve babasının cenazesi bulunamadı. Rönesans Rezidans’taki kayıp 55 kişi arasında isimleri yazılı ve fotoğrafları duruyor. 

FURKAN ALP ALSAN

3.5 yaşındaki Furkan Alp Alsan, depremin ilk gününden beri kayıp. Babası Uğur Alsan, üç kardeşi ve annesiyle aynı enkazın altındaydılar. Baba Uğur Alsan bacakları kolonun altındayken iki oğlunun sesini duyuyordu. Ağlayan, haykıran çocuklarıyla konuşarak onları hayatta tutmaya çalıştı. Eşi hamileydi ve doğuma sadece bir hafta kalmıştı. Ona defalarca seslendi ama yanıt alamadı. Büyük oğlu da molozların altında cansızdı. Uğur Alsan ve iki evladı enkazdan kurtarıldı. Hamile eşi ve büyük oğlunun cenazeleri enkazda bulundu. Ama 3.5 yaşındaki Furkan bulunamadı. Komşular ve enkaz çevresindeki insanlar, Furkan’ın enkazdan canlı çıkarıldığını ve beyaz bir otomobil ile hastaneye götürüldüğünü söylüyor. Ama o günden beri Furkan’dan bir haber yok. 15 gün önce Uğur Alsan’a verdiği DNA örneğinin kaybolduğu söylendi ve tekrar DNA örneği alındı. Furkan’dan halen haber yok.

HİRANUR TÜMSAVAŞ

Hiranur Tümsavaş, 12 yaşında. Adıyaman’daki Arzumkent Sitesi’ndeki evleri depremde yıkıldı. Annesi, babası ve iki kardeşinin cenazeleri enkazdan çıkarıldı. Ancak Hiranur bulunamadı. Yakınlarının konuştuğu bir tanık, beyaz bir otomobilin depremin ilk saatlerinde Hiranur’u yaralı olarak hastaneye götürdüğünü söyledi. Ancak yakınları Hiranur’un bir izini bulamıyor.

UMAY KISAÇAM

Umay Kısaçam henüz 6 aylık bir bebek. Antakya’daki Rönesans Rezidans A-2 Blok 103 numaralı dairede yaşıyordu. Babası Mehmet Ali Kısaçam (35) ve annesi Kadriye Kısaçam (35) ile devasa enkazın altında kaldı. Ve şimdi hepsi bu dünyada hiç var olmamış gibi kayıp. Bir mezarları bile yok.

MUSTAFA KEMAL KOŞAR VE MEHMET AKİF KOŞAR

Mustafa Kemal Koşar, 3 yaşındaydı. Kardeşi Mehmet Akif ise henüz 8 aylık. Antakya’daki Rönesans Rezidans enkazında bulunamadılar. Anneleri Tuğba Koşar da kayıp. Tuğba Koşar’ın annesi Suna Öztürk, kızı ve torunlarını bulmak için mücadele ediyor.

Rönesans Rezidans’ta kayıp 55 kişinin fotoğraflarının yer aldığı pankartla mitinglere katılıp yardım istiyor. Evinin balkonuna da pankart asarak kayıpların bulunması çağrısı yapıyor. Ama yetkili kurumlardan ona bilgi veren yok. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın mitingine pankartla katıldıktan sonra Mansur Yavaş’ın kendisine yardım ettiğini anlatıyor. Ama halen kızı ve torunlarının bir izine ulaşamadı. Suna Öztürk “Biz en büyük acıyı yaşıyoruz. Hiç değilse kızım ve torunlarımın bir mezarı olsun” diyor.

NAZENDE DİLA AÇIKGÖZ

Rönesans Rezidans’taki onlarca kayıptan biri 6 yaşındaki Nazende Dila Açıkgöz. Annesi Biray Beşerikli ile birlikte 6 Şubat’tan beri kayıplar. Nazende’nin dedesi Mehmet Beşerikli, depremden yarım saat sonra enkazın başındaydı ve günlerce oradan ayrılmadı. Ancak çıkarılan cenazeleri görmelerine izin verilmedi, hastaneye gitmeleri söylendi. Enkazdan ayrılsalar çıkarılan diğer cenazeleri göremiyorlardı. 11. gün 15 iş makinesi molozları kaldırıyordu. Enkaz altındakilerin yakınları iş makinelerinin önüne geçerek çalışmaları durdurdu. Valinin talimatıyla enkazın hızla kaldırıldığı iddia edildi. 17. gün enkazın tamamı kaldırılmıştı. Mehmet Beşerikli halen kızı ve torununu bulamadı. Şunları söyledi: “Artık kayıplarla ilgili bir DNA tespiti olduğunda insanlar birbirine “Gözün aydın” diyor. Düşünün; yakınını bulanlar diğer kayıp yakınlarına “Darısı başınıza” diyor. Cenaze bulduğumuza seviniyoruz. Biz bu haldeyiz” diye konuşuyor.

 

JANNA, NADER, ÖMER SANNA

Rönesans Rezidans’ın enkazındaki kayıplar arasında Suriyeli üç çocuk var. Janna 9, Nader 11, Ömer henüz 1 yaşında. Anneleri Zeynep Sanna’ya da ulaşılamadı. Bütün ailesini kaybeden baba Abdo Sanna “Evi bize kiralarken güvenli ve dayanıklı olduğunu söylemişlerdi. Eşim ve çocuklarım için gıyabi cenaze namazı kıldım” diyor. Savaştan kaçan aile Türkiye’de yok oldu.

DEMİR EMİR, GÜNEY SABRİ EMİR

Demir Emir ve küçük kardeşi Güney Sabri Emir 6 Şubat’tan beri kayıp. Anneleri Şengül ve babaları Aydın Emir ile 2013 yılında inşa edilen ve ‘Cennetten bir köşe’ sloganıyla satılan Rönesans Rezidans’ın enkazı altında kalmışlardı. Ne anne ve babalarından ne de onlardan bir haber var.  

ESİLA ÖZGÜR

Esila Özgür henüz 16 aylıktı. Yeni yürümeye başlamıştı. Rönesans Rezidans’taki enkazda annesi Meryem Özgür ve o bulunamadı. Görevde olduğu için evde olmayan baba Bulut Özgür, depremden bu yana eşi ve minik kızını arıyor. “Kızımın yürüdüğünü sadece 7 gün görebildim, ‘Baba’ deyişi hala kulaklarımda” diyor.

CEM KAAN SAVCI

14 yaşındaki Cem Kaan Savcı, Rönesans Rezidans’ın enkazından yaralı çıkarıldı ancak götürüldüğü Adana Şehir Hastanesi’nde hayatını kaybetti. Cem Kaan Savcı’nın cenazesi morga götürüldü. Yakınları burada Cem Kaan’ı gördü. Ancak ertesi gün morga gittiklerinde Cem Kaan’ın cenazesi yoktu. Kayıp yakınını arayan başka bir aileye cenaze teslim edilmişti.

SERCAN HASAN KOŞAR

Sercan, bir hafta sonra 3 yaşına basacaktı. Annesi Selcan ve babası Serkan Koşar, Sercan için doğum günü partisi hazırlıyordu. Rönesans Residans A2 Blok’ta yaşıyorlardı. Depremden sonra hızlıca kaldırılan Rönesans Rezidans’ın enkazında ne Sercan ne de annesi ile babasının izini rastlandı.

BERKCAN AKDAĞ

Berkcan Akdağ, 9 yaşında. Antakya’daki evlerinin enkazında babası ve 6 yaşındaki kız kardeşi Lavin hayatını kaybetti, cenazeleri bulundu. Annesi Kader Akdağ yaralı olarak kurtarıldı. Ancak Berkcan’dan halen haber yok. Annesi oğlundan bir haber bekliyor.

İREM KARACA

13 yaşındaki İrem Karaca, Gaziantep İslahiye ilçesinde yaşıyordu. Babası Fatih Karaca deprem gecesi çalışıyordu ve evde değildi. Evleri yıkıldı. Fatih Karaca, depremden 10 dakika sonra enkazdaydı. Hayatını kaybeden eşi, üç kızı ve annesini enkazdan kendi elleriyle çıkardı. Ancak 13 yaşındaki İrem’i bulamadı. Bazı tanıklar, İrem’in depremden hemen sonra enkazdan çıktığını söyledi. Baba Fatih Karaca, tüm hastaneleri, mezarlıkları gezdi ama onu bulamadı. Fatih Karaca “Hayatta tek tutar dalım kızım kaldı. Öldüyse bile bir mezarı olsun. Bu deprem benim bütün ailemi alıp götürdü” diyerek gözyaşı döküyor. Fatih Karaca, TEDAŞ çalışanıydı ve iş arkadaşları halen sokak sokak gezerek İrem hakkında bir bilgi bulmaya çalışıyor. İslahiye, İrem’in kayıp ilanlarıyla dolu ama halen hiçbir iz yok.   

ADA MURSALOĞLU

Ada Mursaloğlu, henüz 3 yaşındaydı. Antakya’daki aile apartmanı depremde yıkıldı. Ada ile babası Haydar Mursaloğlu ve annesi Merve Mursaloğlu depremden bu yana kayıp.    

MEHMET DÜŞÜNMEZ

13 yaşındaki Mehmet Düşünmez, Kahramanmaraş’ta annesi, babası, iki ablasıyla Hasel Sitesi’ndeki apartmanın enkazı altında kaldı. Tüm ailesi hayatını kaybetti ve cenazeleri bulundu. Ancak depremden bu yana Mehmet Düşünmez’den haber alınamıyor.

İREM BEYAZIT

Henüz 1 yaşındaki İrem Bayazıt, ailesiyle birlikte Kahramanmaraş’taki Pırlanta Apartmanı’nın enkazında bulunamadı. 6 yaşındaki ablası Elif Sena, 4 yaşındaki Burçe Sena’nın cansız bedenleri bulundu. İrem ile annesi Hatice Bayazıt, babası Hacı Muharrem Bayazıt halen kayıp.

RÜZGAR ÖTER, ÇINAR POYRAZ ÖTER

Kahramanmaraş’ta 6 yaşındaki Rüzgar ile 3 yaşındaki Çınar Poyraz, Pırlanta Apartmanı’nın enkazında kaldı. Anneleri Aslıhan ve babaları Necati Öter ile moloz yığınlarının arasında kayıp oldular. Dedeleri Ferhat Altınışık depremden dakikalar sonra koşarak Pırlanta Apartmanı’nın enkazına ulaşmıştı. 9 kişiyi canlı kurtardı. Kızını, damadını, torunlarını bulamadı. 3 ay 1 haftadır ne Rüzgar ile Çınar Poyraz’dan ne de anne ve babalarından haber var. 

BETÜL GÖKÇE

Betül Gökçe 10 yaşında. Malatya Yeşilyurt’ta Kilis Apartmanı’nda annesi, babası ve ablasıyla yaşıyordu. Bina depremin ilk saniyelerinde çöktü. Annesi, babası ve ablasının cenazeleri enkazdan çıkartıldı. Ancak Betül bulunamadı. Haftalar sonra bir fotoğraftan hayatını kaybettiği belirlendi. Ancak cenaze yanlış isimde başka bir aileye teslim edilmiş ve toprağa verilmişti. Betül’ün kime teslim edildiği halen bilinmiyor. Onun naaşının yattığı mezarda dua eden aile halen kayıp yakını olduğundan habersiz. Yakınlarına DNA sonuçlarının çıkmasının üç ayı bulabileceği ifade edildi.

SILA AKSU

Kahramanmaraş Hayrullah Mahallesi’ndeki Yeşilada Apartmanı’nın enkazında 26 kişi kayıp. O kayıplardan biri; 17 yaşındaki Sıla Aksu. Annesi Zeynep Aksu ile birlikte 3 aydır kayıplar listesindeler.

Ve bu haberde olmayan yüzlerce kayıp var.

İktidar güçlü devlet imajıyla oy isterken ülkenin kalbinde devasa, sahipsiz bir enkaz ve mezarlık duruyor. Türkiye, yüzlerce kayıp çocuğunu unutmak istiyor. Halen deprem bölgesinde enkaz içinde, hafriyat kamyonlarının kasasında insanların cenazeleri bulunuyor. Kimsesizler mezarlığında isimsiz tahta parçaları ülkenin kalbine saplanmış, duruyor.

Maalesef bu acı sandığa sığmıyor, sokaklarda, meydanlara haykırılmayı bekliyor.