Türkiye ekonomisi uzunca bir süredir fiyat istikrarının olmadığı dalgalı bir seyir izliyor. Böyle bir ekonomik düzenin sabit ücretli kesimler için tam bir kabus olduğunu vurgulayalım. Ama bu ortamda para parayı çekiyor ve varlıklı kesimler için fırsatlarla dolu bir piyasa oluşuyor. Haliyle, lüks, şatafat ve yoksulluk bir arada yaşanıyor.

Parayla para kazanmanın kolaylaştığı fakat çalışarak para kazanmanın zorlaştığı çürük bir düzenle karşı karşıyayız. OECD verilerine göre haftada 40 saatten fazla çalışanların oranında yüzde 16 ile birinci sıradayız. Bizden daha uzun mesai yapan bir başka ülke yok. Bizi Meksika ve Kolombiya takip ediyor. Çalışanlarımızın yarısı asgari ücretle geçiniyor ki bu oranda da OECD şampiyonuyuz. Fakat sorunumuz, asgari ücretin düşüklüğünden çok daha fazlası. Uluslararası Sendikalar Birliği (ITUC)’nin 2023 raporuna göre, Türkiye işçiler için en zorlu çalışma koşullarına sahip ilk 10 ülkeden biri. Fakat bu çalışma koşullarının karşılığında, Avrupa’nın avro bazındaki en düşük 2 ülkesinden biriyiz. Bizden kötüsü Arnavutluk. İşçi Sağlığı İş Güvenliği Meclisi dün Ağustos ayı İş Cinayetleri Raporu’nu yayınladı. Ağustos ayında en az 201 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Ölümlerin 53’ü inşaat işkolunda meydana geldi. Sendikalaşma oranının yüzde 3,3 ile en düşük olduğu işkolu… Buna rağmen, kalkınmaya ilişkin tek programımız olan Orta Vadeli Program’da tek bir kez “sendika”, tek bir kez “iş cinayetleri” ya da çalışma koşullarına ilişkin herhangi bir ifade geçmedi.

Fakat Türkiye’nin kent merkezlerini turladığınızda bu tabloyu makyajlayan bir görüntüyle karşı karşıya kalıyorsunuz. En lüks mekanlar tıklım tıklım, paralı beachlerin önünde sıra var. Fakat daha çarpıcı olanı, sabit ücretli kesimler için otomobil sahibi olmak hayale dönüşmüşken, Türkiye’nin sokakları lüks arabalarla dolu.

BU NE BİÇİM KRİZ?

Otomobil Distribütörleri Derneği (ODD) önceki gün, ağustos ayına ilişkin perakende satış verilerini paylaştı. 2023, genel olarak otomobil satışları adına rekorların kırıldığı bir yıl oluyor. Bunun bir nedeni enflasyon… “Yarın daha pahalı olmadan, bugünden alma” davranışı otomobili artık bir yatırım malına dönüştürmüş durumda. Böylece gelecekteki talep erkene çekiliyor. Fakat satışların rekor kırmasının tek nedeni bu değil. Geçen yıllarda tedarik zincirinde çip krizi nedeniyle yaşanan yavaşlama sona erince geçmişten bugüne ertelenen talebi de hesaba katmak gerekir. Böylece İlk 8 aydaki otomobil satışı 582 bin 419 olarak gerçekleşiyor. Hafif ticariler de eklendiğinde toplam satış adedi 755 bin 282’ye çıkıyor. Geçen yılın 12 ayında bu sayı 783 bin 283’tü.

Geçmişten bugüne ertelenen, gelecekten bugüne çekilen talep otomobil satışlarını coşturuyor. Fakat, böyle bir ekonomik düzende süper lüks araçların satışındaki olağandışı artış, Türkiye’nin düzenine ilişkin zannedilenden daha fazla fikir veriyor.

SÜPER LÜKSTE PATLAMA YAŞANIYOR

Sokakta nadiren gördüğünüz süper lüks araçlar giderek daha fazla karşınıza çıkıyor. Bu otomobil grubunu 6 marka ile sınırlayalım. Bunlar Aston Martin, Bentley, Ferrari, Lamborghini, Maserati ve Porsche olsun. Şimdi verilere daha yakından bakalım.

Bu 6 marka, 2019’da toplam 462 adet satış yapmış. 2020’de satış adedi 734’e, 2021’de 820’ye çıkmış. 2022’de ilk kez 1000 barajını geçmiş ve 1061’e yükselmiş. Bu yılın ilk 8 ayında ise 1299 adetle satışla adeta patlamış. Süper lüks otomobil pazarı 4 yıl öncesine göre yüzde 300’den fazla büyümüş.

Yeni nesil sermayedarların tercihi ise Maserati… 2019 yılı boyunca sadece 45 Maserati satılmış. 2020’de bu sayı 47 olmuş, 2021’de 101’e yükselmiş. Fakat 2022’de sayıda patlama yaşanmış ve yıl boyunca 314 Maserati satılmış. Bu yılın ilk 8 ayında ise şimdiden 409 Maserati teslim edilmiş. Maserati satışları 4 yıl öncesinin 10 katını geçmiş durumda. En çok satan ve yüzde 150’lik ÖTV oranına sahip Grecale modeli ise Maserati sevenlerin gözdesi. 2023 Model bir Grecale almak istiyorsanız en az 6 milyon TL’yi gözden çıkarmalısınız. Aynı oranda olmamakla birlikte sert artışlar Porsche’de de gözleniyor. 2019’da 361 olan Porsche satışı, 2023’ün ilk 8 ayında 823 olarak gerçekleşmiş.

YENİ TÜRKİYE’NİN EGEMENLERİ

Bir yanda otomobilin müşterisi orta direği bitirmeye ant içmiş ekonomi politikaları diğer yandan satışları patlayan Maserati’ler, Porsche’ler… Hiç kuşkusuz bu gelişme Türkiye’de yeni sermaye sahiplerindeki sonradan görmeliğin bir delili. Kısa paça pantolonları, slim fit gömlekleri, kaslı vücutları ve kirli sakallarıyla onlar 2020’ler Türkiye’sinin ete kemiğe bürünmüş hali gibiler. Borsa vurguncuları, ucuza çekilen kredilerle kapatılan arsaların sahipleri, göçmen emeğini sömüren tekstilciler, kamu ihaleleriyle semiren esnaf irisi müteahhitler… Maserati düzeninin egemenleri onlar.