Yargının çürüdüğünü herkes biliyor. Bunun için MİT raporuna gerek yok. Elbette Cumhurbaşkanı Erdoğan da bunları biliyor. Yargı ve devlet siyasi kararlarla çürütüldü ve çürümeye devam ediyor.

MİT raporunda bu skandallar var mı?
Bakırköy Aliyesi

T24’te Tolga Şardan çok çarpıcı bir habere imza attı. Tolga Şardan’ın haberine göre; Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), İstanbul Anadolu Başsavcısı İsmail Uçar’ın HSK’ye gönderdiği rüşvet çarkı yazısından kısa süre önce yargıdaki çürümeyi anlatan bir raporu Cumhurbaşkanlığı’na sundu. Raporda 5-6 yıldır büyük kentlerdeki adliyelerde yaşanan skandal kararlar, işlemler ve uygulamalar anlatıldı.

İstanbul ve Ankara’da onlarca emsal dosyanın mercek altına alındığı iddia ediliyor. Tolga Şardan bu kararlarda imzası olan yargı mensuplarının yanı sıra dosya takipçilerinin isim isim raporda anlatıldığını yazdı. Ayrıca para karşılığında verilen erişim engellenmesi kararlarının yanı sıra hukuk dışı tahliye ve tutuklama kararları veren yargı mensupları da belirlendi.

MERKEZDE BAKIRKÖY ADLİYESİ VAR

Tolga Şardan, yargıdaki çürüme iddialarının merkezinde İstanbul Bakırköy Adliyesi’nin bulunduğunu yazdı. Buna göre; MİT, Bakırköy Adliyesi’ndeki incelemelerde önemli ve ilginç bulgulara ulaştı. Özellikle uyuşturucu kaçakçılarının, ikametlerini, iş yerlerini, şirketlerini Bakırköy Adliyesi’nin sorumluluk bölgelerine taşıdığı belirlendi. Böylelikle soruşturmalar Bakırköy Adliyesi’nde açılıyor ve istedikleri kararları burada aldırabiliyorlardı. Yani tahliye oluyorlardı. Raporda Bakırköy Adliyesi’nde görevli kimi savcı ve hâkimlerin parasal ilişkileri konusunda MİT’in tespitler yaptığı iddia edildi.

Bu noktada daha önce kaleme aldığımız Bakırköy Adliyesi’ndeki skandalları hatırlatmak gerekiyor. Baronlar Savaşı kitabında ve BirGün gazetesindeki yazımda duruşma kaydının silindiği skandalı anlatmıştım.

SİLİNEN DURUŞMA KAYDI

2014 yılında uyuşturucu baronu oldukları iddia edilen Orhan Ünğan ve İranlı Naji Sharifi Zindaşti arasında bir savaş başlamıştı. Zindaşti’nin kızı ve şoförünün İstanbul Büyükçekmece’de öldürülmesiyle ilgili Orhan Ünğan tutuklanmış ve Bakırköy Adliyesi’nde 4 yıl tutuklu yargılanmıştı. Üç kez tahliye edilmiş ama bu karar üst mahkeme tarafından üç kez kaldırılmıştı. Bu dava sürerken Zindaşti’ye operasyon yapıldı ve tutuklandı. Ancak Zindaşti, İstanbul Çağlayan’da görevli hakim Cevdet Özcan tarafından 6 ay sonra tahliye edildi. Hakim Cevdet Özcan’ın rüşvet aldığı ve tahliye için Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Burhan Kuzu’nun baskı yaptığı iddia edildi.

Orhan Ünğan, tutuklu yargılanırken 7 Nisan 2019 tarihinde İstanbul Bağdat Caddesi’nde kardeşi İlhan Ünğan öldürüldü. Bu cinayetten sonra 21 Haziran 2019 günü yapılan duruşmada Orhan Ünğan’ın Bakırköy Adliyesi’ni yönetenler hakkında çok ağır suçlamalarda bulundu.

İddiaya göre; Bakırköy Adliyesi’nin eski Adalet Komisyonu Başkanı Ramazan Karaman’ın avukatlarına verdiği bilgiler olduğunu belirterek şunları söyledi:

“Yargıda örgütlenmiş bir çete var. Bu çetenin adı ‘İstanbul Grubu.’ FETÖ gitti, bunlar geldi. Tahliye edilmemem için Bakırköy Adliyesi’ni yönetenler Zindaşti’den milyonlarca dolar rüşvet aldı. Beni burada tutuklu bırakan kardeşimin öldürülmesinden sorumludur.”

Orhan Ünğan duruşmada çok sayıda isim sıralamıştı.

Ancak SEGBİS ile kaydedilen bu duruşmanın kaydı skandal bir şekilde kayboldu. Ses  sisteminin arızalandığı söylendi. Ancak bir sonraki duruşma Orhan Ünğan bu kayıtların üzerine program yüklenerek kasıtlı silindiğine dair bilirkişi raporunu mahkemeye sundu. Orhan Ünğan kısa süre sonra bu davada beraat etti. Zindaşti’nin kızı ve şoförünün cinayeti faili meçhul kaldı. 

ADALET KOMİSYONU BAŞKANI, ÇETEYİ ANLATTI

Silinen duruşmadan önce yaşananları ise İsmail Saymaz ‘Baronlar Savaşı Yargıya Sıçradı’ başlığıyla yayınlanan haberinden öğrendik.

Orhan Ünğan tutukluyken suç duyurusunda bulunmuş, Burhan Kuzu’nun talimatıyla Bakırköy Adalet Komisyonu Başkanı Recep Karaman ve Bakırköy Başsavcıvekili Zülkarneyn Kısık’ın yargı mensuplarına baskı yaptığını iddia etmişti. Aynı günlerde Türkiye’ye giriş yapan ve Orhan Ünğan ile bağlantılı olduğu öne sürülen iki kişi üzerinden Ramazan Karaman ve Zülkarneyn Kısık’ın adresleri çıktı. İki yargı mensubuna ‘Orhan Ünğan sizi öldürecek’ haberi ulaştı.

Recep Karaman bunun üzerine Orhan Ünğan’ın avukatını görüşmeye çağırmıştı. Ramazan Karaman, Orhan Ünğan’ın avukatına tahliyeyi kendilerinin değil, iktidar yanlısı hakim, savcı, avukat ve emniyetçilerden oluşan İstanbul Grubu’nun engellediğini anlattı. Burhan Kuzu ile birlikte İstanbul Grubu’nun adamı diyerek suçladığı Bakırköy Başsavcısı Sırrı Topluyıldız’ın hakim ve savcılara baskı yaptığını savundu. Avukata bu bilgileri Orhan Ünğan’a aktarmasını söyledi. Bunun üzerine Orhan Ünğan silinen duruşmadaki konuşmayı yapmıştı.

‘MAFYAYA BİZİ HEDEF GÖSTERDİLER’

Bu arada savcı ve polisin içinde bulunduğu üç kişi cezaevindeki Orhan Ünğan’ı ziyaret etti. Ziyaretçilerden biri Orhan Ünğan’a “Başsavcı Sırrı Topluyıldız’ın hiçbir suçu yok. Tahliyeni Karaman ve Kısık engelledi” dedi.

Bu bilgi Ramazan Karaman ve Bakırköy Başsavcıvekili Zülkarneyn Kısık’a ulaştı ve iki yargı mensubu Hakimler ve Savcılar Kurulu’na 1 Kasım 2019’da yani tam 4 yıl önce dilekçe vererek yaşadıklarını anlattı. İsmail Saymaz’ın yayımladığı dilekçede o dönem İstanbul Başsavcıvekili olan Hasan Yılmaz ile Bakırköy Başsavcısı Sırrı Topluyıldız’ı suçladılar.

Hasan Yılmaz’ın Orhan Ünğan’ı cezaevinden ziyaret ederek kendilerini hedef gösterdiğini iddia ettiler. Kısık şöyle yazdı: “… mafya liderinin husumetini bize yöneltmesini, bizi hedef göstermeleri nedeniyle ihbarda bulunma mecburiyetinde kaldım.”

Bu olayda adı geçenler:

Burhan Kuzu: 4 yıl önce bugün koronavirüs nedeniyle öldü.

Zülkarneyn Kısık: Burhan Kuzu’dan 25 gün sonra koronavirüsten öldü.

Hasan Yılmaz: Adalet Bakan Yardımcısı oldu.

Sırrı Topluyıldız: Yargıtay üyesi olarak atandı.

Cevdet Özcan: Zindaşti’nin skandal tahliyesinden 5 yıl sonra meslekten ihraç edildi.

Ramazan Karaman: Tenzili rütbeyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne atandı.

Orhan Ünğan: Tahliye oldu.

Zindaşti: Skandal tahliyeden sonra yurt dışına kaçtı.

Acaba Cumhurbaşkanlığı’na sunulan MİT raporunda bu skandallar yer alıyor mu? Daha doğrusu bunun için MİT raporuna ihtiyaç var mı? Yargının çürüdüğü herkesin bildiği bir sır. Elbette Cumhurbaşkanı Erdoğan da bunları biliyor. Yargı ve devlet siyasi kararlarla çürütüldü ve çürüme devam ediyor.