Google Play Store
App Store

Geçtiğimiz pazar günü DİSK / Emekli-Sen öncülüğünde emekliler buluşması adı altında İstanbul Kartal Meydanı’nda bir miting düzenlendi. Mitingi izlemek için ben de alana gittim. Öncelikle bu mitingle ilgili izlenimlerimi paylaşmak isterim.

Mitingi tertip edenlerin başlama saati konusundaki gerekçelerini bilemiyorum ama bu mitingin hedef kitlesinin emekliler olduğu açıkken böylesi bir toplantıyı henüz yaz iklim koşullarının hüküm sürdüğü 30 derece sıcaklıkta saat 13.00’te yani güneşin en dik yansıdığı bir zaman diliminde başlatmanın katılımı olumsuz etkileyen faktörlerden biri olduğunu söyleyebiliriz.

Diğer taraftan 15 milyonun üzerinde (kimi kaynaklara göre 16 Milyon) emekli, dul ve yetimin olduğu bir ülkede sefalete mahkûm edilmiş bu kitlenin sorunlarının dile getirileceği bu toplantıya katılımın son derece düşük olduğunu net bir biçimde gözlemledik. Zaten küçültülmüş bir alan oluşturulmuşken bunun yarısı dahi dolmamıştı. Üstelik bu toplantıya DİSK’e bağlı diğer sendikalar da destek veriyordu ve üye göndermişlerdi. Katılımcılarla konuştuğumuzda “Burada emekliden çok polis var” şeklinde serzenişleri sıkça duyduk.

Ülkemizde en düşük emekli aylığının aslında 7 bin 500 TL bile değil, 4 bin 324 TL olduğunu Prof. Dr. Aziz Çelik hoca SGK ile mahkemelik olarak güçlükle elde ettiği emekli aylık bilgileri sonucunda kanıtladı. Temmuz ayında ara zam esnasında bu aylıklara yüzde 5 ek ödeme eklendi. Zamlı aylık 7 bin 500 TL’den düşük olursa kalan miktarı Hazine tamamladı.

Yine Aziz hocanın verdiği bilgiye göre “Temmuz ayında milyonlarca emekli sıfır çekti! Yüzde 25 zamma rağmen sıfır zam aldı. Milyonlarca emekli 7 bin 500 TL’ye tamamlanan aylıkları üzerinden değil kök aylıkları üzerinden zam aldı. Zamlı kök aylıkları 7 bin 500 TL’den az olanlar sıfır zam almış oldu. “

Emekli aylıkları ile ilgili bu gerçekler ortada iken Türk-İş’in araştırmalarına göre Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 12 bin 198,04 TL oldu. BİSAM’a ( Birleşik Metal-İş Sendikası Sınıf Araştırmaları Merkezi ) göre ise sağlıklı ve dengeli beslenmenin maliyeti günlük 400 TL’yi geçti açlık sınırı 12 bin 34 TL, yoksulluk sınırı 41 bin 626 TL oldu.

Bu verilere baktığımızda günlük 144 TL ile 250 TL arasında aylık elde eden Emeklilerin hiçbir dönemde bu denli mağdur olmadıkları ve adeta açlığa mahkûm edildikleri gerçeği ile karşı karşıyayız. Bu verilerden sonra ülkemizdeki emeklilerin örgütlülük durumuna bakalım dilerseniz.

Ülkemizde emeklileri temsil eden pek çok kitle örgütünün olduğunu biliyoruz. Bunların başında yıllarca mücadele veren ve emeklilik konusunda kısmi bir başarı elde eden emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) grubunun yanı sıra onlara yeni eklenen Emeklilikte Adalet Arayanlar Derneği, Emeklilikte Adalet Derneği gibi dernekler ve kendilerine dönem, dönem kapatma davaları açılan Tüm Emeklilerin Sendikası, DİSK/Emekli Sen gibi sendikalar var.

Ancak bu oluşumların ülkemizdeki 15 milyonun üzerinde emekli, dul ve yetimi kucaklayamadığı gerçeği ile karşı karşıyayız. Dahası ben bu örgütlerin birlikte hareket etme, bütünleşme gibi konularda da sorun yaşadıklarını düşünüyorum. Aksi halde geçtiğimiz pazar günü yukarıda belirttiğimiz yaşam koşullarının dayatıldığı emeklilerin İstanbul Kartal Meydanı’na sığmaması, hatta İstanbul’u sarsmaları sallamaları gerekirdi.

Salı günü yapılan kabine toplantısından emeklilerle ilgili beklentiler vardı. Oysa bizim tam da beklediğimiz gibi toplantıdan hiçbir sonuç çıkmadı. Çünkü hükümetin rasyonel politikalara dönüş uygulamalarında emekli aylıklarına, asgari ücrete fazla artış yok. Hatırlanacağı gibi Mehmet Şimşek bir keresinde "Asgari ücret artışı zulümdür" demişti. Emekli aylıkları içinde farklı bir görüşü olmadığı kesin.

Dolayısı ile toplumun tüm kesimleri gibi emekliler de kendi sorunlarına birlik ve örgütlülük içinde sahip çıkmalılar. Kendi sorunlarının dile getirildiği bir toplantıya 16 milyon insanın yaşadığı İstanbul’da 1000 kişi bile katılmıyorsa bu hükümete yaşanılan zulmü sürdürme konusunda daha çok cesaret verecektir.

Sözlerimi Timur Selçuk üstadın AST’de (Ankara Sanat Tiyatrosu) yıllar önce sergilenen ve müziklerini kendisinin yaptığı Nereye Payidar oyununun şarkı sözlerinden Emeklilere ithaf edeceğim bir alıntıyla tamamlamak istiyorum:

Nereye payidar nereye

Seninkiler direnişte

Bir sen yoksun içlerinde

Çıkmaz bu yol bir yere

∗∗∗

Nereye payidar nereye

Gönlün yoksa ezilmeye

Sen de katıl direnişe

İşçilerle, işçilerle, işçilerle el ele

Nereye payidar nereye.