Soru: Yaklaşık 3 yıldır bir kooperatifte asgari ücretli olarak çalışıyorum ve çalışmaya başladığımdan beri hiç haftalık izin, resmi tatil ve yıllık izin kullanamadım. Ancak maaş bordolarımda haftalık izinlerim ve resmi tatillerde çalışmamış görünüyorum. Buna karşın bordroların hiç birinde imzam yok. Size sorum bu kullanamadığım izinlerin ücretini alabilir miyim?

Cevap: Öncelikle belirtmeliyiz ki bir çalışanın 3 yıllık sürede sözünü ettiğiniz izinlerin hiç birini kullanmamış olması Yargıtay’ın deyimiyle “hayatın olağan akışına aykırı” olarak değerlendirilir. Bu tür davalarda genellikle davacı tarafın talep ettiği tutara indirim uygulanır. Diğer taraftan sizin sorunuzdan henüz bu işyerinde çalışmaya devam ettiğiniz anlaşılıyor. İş ilişkisi devam ederken kullanılmayan yıllık ücretli izin ve diğer izinler ile ilgili bir ödemenin yapılması mümkün değildir. Çünkü asıl olan bu izinlerin kullandırılmasıdır. Bununla birlikte iş ilişkisi sona erdiğinde kullandırılmayan ve/veya kullanılmayan izinler için işçinin bunların nakdi karşılığını talep etmek hakkı doğar. İşçilik alacakları içerisinde yer alan ücret, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ücreti, hafta tatili ücreti ile prim, ikramiye vb. ücret ekleri gibi işin görülmesiyle doğrudan ilgili olan alacak kalemleri için zamanaşımı süresi beş yıldır. Dolayısı ile iş ilişkisi sona erdikten sonra bu haklarınız için dava yolu ile anılan süre içinde hak arayabilirsiniz. Yıllık ücretli izin konusunda kapsamlı bir Yargıtay karar özetini aşağıda sunuyorum:

“4857 sayılı İş Kanununun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin, herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada ilişkinin sona erme şeklinin ve haklı olup olmadığının önemi bulunmamaktadır.

Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.

Sözleşmenin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da, iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar.

Yıllık izin hakkı anayasal temeli olan bir dinlenme hakkı olup, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında ücrete dönüşmez ve bu haktan vazgeçilemez. İşçinin iş sözleşmesinin devamı süresinde kullanmadığı yıllık izinlere ait ücreti istemesi mümkün değildir.  Bu nedenle, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında izin hakkının bulunduğunun tespitini istemesinde hukuki menfaati vardır.

Somut uyuşmazlıkta, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı işyerinde 8 yılı aşkın çalışması olduğu tespit edilen davacının tüm çalışma süresi boyunca hak ettiği yıllık ücretli izin süresinin 130 gün olduğu belirlenmiş ve davacının hiç izin kullanmadığı kabul edilerek karar verilmiştir.

Davacının uzun yıllar (8 yıl boyunca) yıllık ücretli izin kullanmadan çalışması hayatın olağan akışına aykırı olduğundan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 31. maddesi uyarınca hakimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde; mahkemece, davacı asil çağrılarak çalışma süresi boyunca yıllık izin kullanıp kullanmadığı konusundaki beyanının alınmasından sonra sonucuna ve tüm dosya kapsamına göre değerlendirme yapılarak bir karar verilmelidir.”

( T.C. YARGITAY 22. Hukuk Dairesi Esas No. 2019/5746 Karar No. 2019/16251 K Tarihi: 12.09.2019 )