İsveç eğitim sisteminde, 2012’den itibaren yürürlüğe girmesi düşünülen bir uygulama, tartışma konusu oldu. Olay

İsveç eğitim sisteminde, 2012’den itibaren yürürlüğe girmesi düşünülen bir uygulama, tartışma konusu oldu. Olay tartışılsın, taraflar görüşlerini beyan etsin diye, özellikle Milli Eğitim Bakanı Jan Björklund, son iki haftada çok çaba harcadı. Bakan, “Doğru mu yapıyoruz, yanlış mı?” diye konunun üzerinde konuşulması için, İsveç’teki ulusal gazetelerin tartışma sayfalarına bir okur mektubu bile gönderdi. İsveç’in eğitim sisteminde, yapılmak istenen reform, bakanlık çalışanlarınca kalem kalem düzenlenmiş, ayrılması gereken bütçe ve zaman raporları tutulmuş. Şimdi değişikliği devreye sokmadan önce, hükümet, muhalefetten ve olayın taraflarından eleştiri bekliyor. Yapılmaya hazırlanan değişikliğin sadece Meclis’te ya da alt komisyonlarda konuşulması, bakanlığa, yetmemiş. Konu, milli eğitim olunca, bakanlık “Bir tek bizim kanattan çıkan fikirler yetmez, hep birlikte yapalım, ortak geleceğimiz bu” diye kamuoyundan akıl arayışına çıktı.
Bakan Björklund’un eleştiri almak için gösterdiği çaba bir yana, İsveçlilerin getirmeyi düşündükleri eğitim sistemi değişikliği de oldukça ilginç. Bakanlık, Temmuz 2012’den itibaren öğretmenler için mesleki bir ehliyeti uygulamaya sokmak istiyor. Şu anda ülke genelinde, okul öncesi,  ilköğretim ve lise düzeyinde öğretmenlik yapan tüm hocalar, yeterli olduklarını kanıtladıklarında bu öğretmenlik ehliyetini alabilecekler.
İsveç Milli Eğitim Bakanlığı, ülkedeki hocaların yüzde 20’sini, yaklaşık 20 bin kişiyi, öğretmenlik yapmaya yeterli bulmuyor. Bu 20 bin öğretmenin, 10 binin kadrolu olarak çalıştığı saptanmış ve ülke genelindeki öğretmenlere, öğretmenlik yapabilmeleri için bir ehliyet dağıtması uygun görülmüş. Yeterli görülmeyen hocalar, işinden olmayacak ama ehliyet alamazlarsa ya da almak için gerekli koşulları tamamlayamazlarsa öğrencilere not veremeyecekler. Öğretmenlik ehliyeti olmayan, öğrenciyi notla değerlendiremeyecek. Bakanlık, meslek lisesi öğretmenlerini ve ana dil öğretmenlerini ehliyetten muaf tutmuş durumda.
Yürürlüğe girmesi düşünülen uygulama sadece bununla da sınırlı değil. Öğretmenlik yapmak için üniversite düzeyinde meslek eğitimi almış kişiler de ehliyet uygulamasına tabi olacak. Üniversite eğitimini bitirmiş öğretmenler, çalışma hayatına başlamadan önce, bir yıl, ehliyet sahibi olan bir başka öğretmenin yanında stajını tamamlayacak.  Bir yıl boyunca, bir başka öğretmenin yanında, mesleğe hazırlık yapacak. Bu süre sonunda yeni mezun hocanın, ehliyet alıp alamayacağına ve öğretmen olup olamayacağına yanında staj yaptığı hocası karar verecek. Milli Eğitim Bakanı Jan Björklund, bu uygulamayı, doktorların eğitimlerini bitirdikten sonra tamamlamak zorunda oldukları staj dönemine benzetiyor. Bakan “Stajyerlik bittiğinde, kişi, öğretmen olup olmak istemediğini de kendisine soracak. Bu iş için aşk lazım” diyor.
Reformu gerçekleştirmek için ortaya çıkan mali tabloda oldukça ağır. İsveç, bu işe ‘Hadi yapalım’ derse, her yıl 52 milyon TL gibi bir para, öğretmenlerin yeterliliğini ölçmeye ayrılacak. İşin bütçesi böyle büyük olanca, Bakan okur mektubunun karşılığını aldı. Hafta boyunca, öğretmenler, ilgili meslek kuruluşları, bakanlıktan para alıp sınırları içindeki okullara dağıtacak olan belediyeler ve il genel meclisleri ile muhalefet kanadındaki partilerin sözcüleri, görüşlerini açıkladılar. Ortaya çıkan tablo, bir uzlaşma tablosu oldu. Öğretmenler, meslek kuruluşları ve sendikalardan yapılan açıklamalarla ölçülmeye hazır olduklarını beyan ettiler. Sosyal Demokratların Eğitim Sözcüsü Marria Krant “Geç bile kalındı” yorumunu yaptı. İsveç Belediyeler ve İl Genel Meclisi Birliği, yaptığı açıklamada reform devreye girerse kendilerine gönderilecek paraların bakanlıkça işaretlenmesini istedi. “Böylece reform için harcanacak paraların doğru yerlere gittiğinin takibi kolaylıkla yapılabilinir. Vergi ödeyen vatandaşlara karşı sorumluğumuz bunu gerektirir” denildi. Ayrıca ehliyet alamayan öğretmenler için eğitim şansının da açık tutulması istendi.