İnanç, ırk ve kültür farklılıklarını buluşturan; her bir insanın, topluluğun, devletin kutlayacağı evrensel bir veya birkaç dünya bayramı neden yok? İnsanlar, neden varlığını çoktan yitirmiş toplulukların, değiştirdiği düzenlerin icat ettiği günleri bayram olarak kutlamaya devam ediyor? Neden insanlar inanmadığı dinin ritüellerini, dahil olmadığı hatta karşı olduğu siyasal dönüşüm anlarını kutlamak zorunda kalıyor? İnsanlar gittikçe dini […]

İnanç, ırk ve kültür farklılıklarını buluşturan; her bir insanın, topluluğun, devletin kutlayacağı evrensel bir veya birkaç dünya bayramı neden yok?

İnsanlar, neden varlığını çoktan yitirmiş toplulukların, değiştirdiği düzenlerin icat ettiği günleri bayram olarak kutlamaya devam ediyor?

Neden insanlar inanmadığı dinin ritüellerini, dahil olmadığı hatta karşı olduğu siyasal dönüşüm anlarını kutlamak zorunda kalıyor?

İnsanlar gittikçe dini bayramların temsil ettiği ortak inanç ve duygudan uzaklaşıyor. Milli bayramlar da evrenselleşen insan için anlamını yitiriyor. Hatta en yaygın kutlanan bu iki bayram, duygusal ve siyasal bağını geliştirme eğilimindeki insanlığın önünde engel oluşturmakla kalmayıp onları birbirinden uzaklaştırıyor.

BM’nin kabul ettiği ve uluslararası düzeyde kutlanan 150 gün var. Fakat bu günlerin de hiçbiri, insanlar arasında duygu birliği sağlamayı başaracak kültürel ve siyasal güce sahip değil. Belki 10 Aralık İnsan Hakları, 20 Aralık Uluslararası İnsani Dayanışma Günü, 16 Kasım Uluslararası Hoşgörü Günü, 30 Temmuz Dünya Dostluk Günü, 20 Mart Uluslararası Mutluluk Günü, 22 Nisan Uluslararası Toprak Ana Günü geleceğin bayram adaylarından sayılabilir. Fakat bu günlerin bayram havasında kutlanabilmesi için insanların ulusal ve dini duygularından arınması gerekiyor. Bu da şimdilik mümkün gözükmüyor.

Öyle bir bayram (festival de diyebiliriz) olmalı ki inanç ve ulus aşırı duyguları harekete geçirmeli. Alman, Ruandalı, Hintli, Arjantinli o günü aynı heyecanla beklemeli, kendi usulünce kutlamaya hazırlanmalı; o gün dünyanın her yerinde tatil olmalı. Öyle kutlanmalı ki Türkler Rio de Janeiro Karnavalını, Münih bira festivalini (Oktoberfest) imrenerek izlememeli.

Yeni yıl kutlamaları, insanların aynı hayalleri kurmaya yatkın olduğunu gösteriyor. 1 Ocak’ı gavur merasimi sayan din ve devletlerin de yeni yıl kutlamalarını kabullenmek zorunda kalması ayrıca umut verici. Dini ve milli bayramların pek heyecanlandırmadığı benim gibilere kışın ortasında bir gün yeterli gelmiyor! Açıkçası dini bayramların tatilini kullanmak da hoşuma gitmiyor. Tatili birkaç gün olan kutlayacağım bayramlar istiyorum!

Sanırım benim aradığım bayram, herkesin dahil olabileceği kutlamaya değer, insanların barış içinde yaşayacağı eşit ve adil düzenin kurucu günlerini yaratmakla mümkün olacak. Peki bu mümkün mü? Neden olmasın… Dini ve milli bayramlar gökten inmedi ya, sonuç da onlar da birilerinin/bir sınıfın icadı değil mi. Sınıfları ortadan kaldırdın mı bayramları da bir zümreye ait olmaktan kurtar evrenselleştirmiş olursun!