AKP torba torba yasa yapan ve paket paket de özgürlük dağıtan bir iktidar olarak tarihe geçecek. “Paket paket özgürlük” dedim ama, torbaları da “özgürlük” için dolduruyor iktidar!

Anayasa referandumu mu yapacak, torba yapıp yargıyı denetim altına alacağı maddelerin yanına bir tutam da özgürlük koyuyor. Fena mı?

Korsan taksiciliğe karşı bir düzenleme mi yapılıyor, torbanın içine havacılık iş kolunda grevi yasaklayan madde de giriveriyor. İleri demokrasimiz böyle; paket paket, torba torba ilerliyor!

Bizde münafık çok! Şimdi, grevi yasakladılar diye bu torbayı anti-demokratik ilan ediyorlar. Evet grev yasak, yasak ama, sorun bir kere niye yasak?

Malum, AKP iktidarı sayesinde herkes uçmaya başladı, uçak artık zengin işi olmaktan çıktı. İşçi, köylü, gençlik herkes uçuyor bugün. Öyle olunca, hava iş kolunda grev doğrudan ulaşım ve seyahat özgürlüğü önünde engele dönüşüyor. Hükümet grevi yasaklıyor ki, işçi, köylü, gençlik özgürce seyahat edebilsin!

Torbaya grev yasağı koyup havaalanında eylemi yasaklayan bir madde koymayı ihmal eden iktidar istismar edilerek havaalanında eylem yapılıyor. Oysa o da grevle aynı kapıya çıkıyor; vatandaşın uçma özgürlüğü önünde engel.

Torbada yasa olmasa da, Atatürk Havalimanı Güvenlik Komisyonu var… Sağ olsunlar, onlar hükümetin özgürlükçü ileri demokrasi

Eylem yasak! Ne için? Özgürlüğümüz için…

Özgürlüğü sadece paket paket, torba torba değil, sille tokat da dağıtan bir iktidarımız var, hamdolsun!

O da nereden çıktı diyorsanız, Yenişakran Kapalı Cezaevi’ne de bakın… Ama münafıklık yapan CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel gibi değil. Özel, “Çıplak olarak aranmak istenmeyen kadınlara şiddet uygulanıyor ve kızarıklıkları geçinceye kadar bekletiliyor daha sonra doktora gönderiliyor. Kadınlara fiziksel ve psikolojik şiddet uygulanıyor” demiş. Aklı sıra iktidarı eleştirecek!

Tamam, cezaevi insanların özgürlüklerinin elinden alındığı bir yerdir, ama tam da bu yüzden içeride özgürlüğün kırıntısı bile önemlidir. Kadınlar soyularak aranıyorsa, soyunmayan dövülüyorsa, bunun da özgürlük için olduğunu bilmek gerek.

Maazallah, biri içeriye bir şiş soksa, o şişle bir başkasının yaşama özgürlüğünü elinden alsa, ne diyeceksiniz? Zaten günde birkaç kadının öldürüldüğü memlekette, listeye cezaevinde yaşama özgürlüğü devletin garantisi altında olan kadınları da ekleyip, ver yansın edeceksiniz iktidara. Yağma yok; özgürlük sevici bir iktidarımız var!

Özel Yetkili Mahkemeler (ÖYM) konusundaki düzenlemenin 3. ve 4. pakette olmayacağını söyledi Başbakanımız. Neden olmayacak? Cemaatle yaşanan çatışmanın bir sonucu, ÖYM’e dokunma diyen cemaatin etkisi midir, bilmiyorum. Ya da Başbakan sağ gösterip sol vuracak, duruma göre ÖYM düzenlemesini de bu paketlerden birine mi sokacak, onu da bilmiyorum.

Bildiğim şu ki, iktidar paket paket özgürlük dağıtmaya devam edecek!

Malum, TBMM’deki 3. Yargı Paketi düşünce ve ifade özgürlüğü alanındaki sınırları genişletiyor. Basını daha da özgür kılıyor!

Hükümet paket paket, torba torba özgürlük getirip ileri demokrasimizin daha da ilerlemesi için çırpınırken, maalesef münafık basın meslek örgütlerinin ağzı torba olmadığından bir türlü büzülemiyor.

Neymiş efendim, Terörle Mücadele Kanunu tümden ortadan kaldırılmadıkça ya da en azından 6 ve 7. maddeleri iptal edilmedikçe, TCK’da sayıları 27 civarında olan ve ifade özgürlüğünü kısıtlayan maddeler değiştirilmedikçe özgürleşmeden söz edilemezmiş.

Kesinleşmiş cezaların üç yıl ertelenecek olmasına bile, gazetecilerin üç yıl fazladan özgür kalması olarak değil, “bir daha yazarsan yakarım” tehdidi olarak algılıyorlar. Bu düzenleme oto-sansüre yol açacakmış!

Varsın açsın arkadaş. Oto-sansür olunca ne olacak? Ağzına geleni yazıp da özgürlüğünden olacak gazeteci, ağzına geleni yazmadığından özgür kalacak.

Hamd etmeyi öğrenemedik, vesselam!