Parçalanmış Filistinli gruplar Bağımsız Filistin’e engel
Bir kıvılcım, Filistinli örgütleri kanlı bir çatışmanın içine çekebilir. Köklü, seküler gruplar ile cihatçı radikal örgütler arasındaki görüş ayrılıkları hızla artıyor. Filistinli grupların bir araya gelip birlik kurması, dolayısıyla bağımsızlıklarına kavuşması zor bir ihtimal. Lübnan’daki Filistin mülteci kamplarını izleyin görün
Geçen ay, Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) içindeki en büyük grup olan seküler, sol eğilimli El Fetih’in Güvenlik Şefi General Fethi Zeydan’ın bombalı araç saldırısında öldürülmesi Lübnan’daki Filistin mülteci kamplarında endişeli bir bekleyişe yol açtı. Her an gruplar arasında kanlı çatışmalar başlayabilir.
Zeydan’ın, liman kenti Sidon’da Miyeh Miyeh kampındaki bir güvenlik toplantısından dönerken öldürülmesinin ardından, 400 bine yakın Filistinlinin yaşadığı Lübnan’daki 12 Filistin kampının en büyüğü olan Ayn el Hilve’de de tansiyon yükseldi. Bu kampta cihatçılarla diğer İslamcı gruplar arasında küçük çaplı çatışmalar yaşandığı haberleri geliyor.
Söz konusu kampın adı daha önce de birçok şiddet olayı nedeniyle gündeme gelmişti. Bir kere artık kapasitesinden fazla insanı barındırdığı için koşulların gün geçtikçe ağırlaştığı bir kamp durumunda Ayn el Hilve. Kalabalıklaşmanın en önemli nedeni elbette Suriye’den gelen Filistinli sığınmacılar.
Cihatçı örgütler karıştırıyor
Ayn el Hilve, Şii bölgesinde Sünni ağırlıklı bir kamp. Güney Lübnan’da çok etkili olan Şii Hizbullah’ın da hedefi arasında olduğu söyleniyor. Bunun nedeni aralarında Filistinlilerin de bulunduğu Sünni grupların Hizbullah’la Suriye’de çatışmaları. Kampta El Fetih ile Cundul İslam arasındaki gerginlik de zaman zaman çatışmaya dönüşüyor. Cundul İslam’ın 2015’de yine El Fetih’in önde gelen komutanlarından Talal Balawna’nın öldürülmesinde parmağı olduğuna inanılıyor.
Ayn el Hilve tam bir mozaik durumunda aslında. FKÖ bağlantılı Hamas, El Fetih, İslami Cihad gibi örgütlerin yanı sıra El Kaide ile Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) taraftarları da var. Yaşanan gerginlik üzerine Lübnan ordusu kamp etrafında uzun süredir giriş çıkışları kontrol ediyor.
Lübnan’daki Filistin mülteci kamplarında yaşananlardan Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas sorumlu tutuluyor. Özellikle hem kamplardaki yaşam koşullarını iyileştirme hem de gruplar arası çatışmaları önleme konusunda yetersiz olmakla suçlanıyor Abbas.
El Fetih de bölündü
El Fetih, Ayn el Hilve başta olmak üzere diğer kamplarda da asıl güç durumunda ama bu örgüt de şimdi parçalı bir görünümde. Ramallah yönetimine, yani Abbas’a bağlı olanlar, General Mahmud el İsa (el Nino olarak da biliniyor) ile El Fetih’in güçlü adamı Mahmud Dahlan’a bağlı olanlar. Abbas ile Dahman arasında uzlaşma amaçlı görüşmeler yapılıyor ancak sonuç alınabilmiş değil. Ama görüş ayrılıkları henüz açık bir çatışmaya dönüşmüş değil kamplarda.
Lübnan güvenlik ve politik kurumlarıyla iyi ilişkiler kurmayı başaran El Fetih’in etkili olduğu kamplarda güç kaybetmesi, cihatçı İslamcı grupların aralarındaki görüş ayrılıklarını bırakıp birleşmelerine yol açıyor. Bu, El Fetih’in gruplar arası dengeci, adil tutumunun sona ermesi demek. Cihatçı grupların egemenliği daha fazla kaos, daha fazla çatışma anlamına geliyor. Cihatçı örgütlerin 2007’de Nahr el Bared mülteci kampındaki çatışmalarda ne kadar uğursuz rol oynadıkları bilinmiyor değil.
Filistin Direnişi, özellikle İslamcıların etkili olduğu dönemlerden bu yana ciddi bir gerileme kaydetti. El Fewtih’in yıllara dayanan diplomasi başarısını İslamcı gruplar gösteremedi. Zaman zaman aralarında sorunlar yaşansa da, Filistin’in uluslararası alanda en büyük destekçisi Suriye’nin içinde bulunduğu durum da Filistin Direnişi’nin gücünü olumsuz anlamda etkiledi. Suriye, Arap dünyasında Filistin’i tüm varlığıyla, uğradığı emperyal saldırıda Filistinli islamcıların ihanetine rağmen şu anda bile destekleyen tek ülke. Suriye’de 2 milyona yakın Filistinli mülteci yaşıyor.
Lübnan’daki Filistin kamplarında cihatçı radikal grupların yol açtığı gruplar arası ayrılıklar, çatışmalar Filistin devleti hayalini gün geçtikçe olanaksız hale getiriyor.