Google Play Store
App Store
Nurcan Bilge Gökdemir

Nurcan Bilge Gökdemir

nurcangokdemir@birgun.net
Rantsal dönüşüm yasası tamam
Fotoğraf: Depophotos

İktidar, kentsel dönüşümle ilgili yasa teklifini “deprem bölgesinde evsiz kalan yurttaşların başını sokacak bir çatıyı inşa” gibi kimsenin itiraz edemeyeceği bir gerekçe ile TBMM’ye sundu. Ancak açıklanır açıklanmaz anlaşıldı ki iktidarın hemen hemen her yeni yasa  ya da yasa değişikliğinin ortak noktası olan çoğunluğun çıkarlarına aykırı olarak “belli çevrelere rant aktarma” tercihinin bu metne de hakim olduğu ortaya çıktı.

ŞANTİYE DEĞİL RANTİYE YASASI

“Şantiye değil rantiye yasası”, “Rantsal dönüşüm yasası” diye nitelenen bu yasa düzenlemesinin esas olarak İstanbul’un kıymetli arazilerini peşkeş çekmeyi hedeflediği, büyük bir vurgun yapılacağı anlatılmaya çalışıldı. Özellikle de teklifin 6’ncı maddesiyle “rezerv yapı alanları” tanımının değiştirilmesinin vurguna yasal kılıf hazırlamayı amaçladığı söylendi. Yürürlükteki yasada rezerv yapı alanı ilanı için üzerinde yerleşim yeri bulunmaması koşulu varken bu düzenleme ile bu zorunluluk kaldırıldı. Bu da özellikle kent merkezlerinde bulunan kıymetli yerleşim yerlerinin rezerv yapı alanı olarak ilan edilmesinin, yurttaşların uzun yıllar biriktirerek sahip olduğu mülklerinin tapularının paçavraya dönüştürülmesi ve bu kişilerin belirsiz adreslere sürülmesinin yolunu açtığı görüldü. İktidar sözcüleri ise amaçlarının bu olmadığını savunarak, “deprem bölgesindeki inşaatlar” için yapıldığı gibi bir duygusal istismarla yasa teklifini savundu.

Sonuçta yasa Meclis’ten çıktı ve onay için Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na gönderildi. Onaylanacağı kesin olan bu yasa yürürlüğe girdiğinde yaşanacakları tahmin etmek mümkün, iktidara yakın birçok inşaat şirketinin kent yağması için bu düzenlemeyi beklediği, birçoğunun yola koyulduğu biliniyor.

ŞİŞLİ’DEKİ HUKUKSUZLUKLAR

“Hayır böyle değil, kötü niyetlisiniz” denilebilir. O zaman İstanbul’un Şişli semtinde 16 yıldan bu yana yaşanan bir mücadeleyi hatırlatalım. Taraflar; iktidara yakınlığıyla bilinen bir inşaat şirketi, CHP’li belediye, AKP’li bakanlık ve karşılarında mülklerinin ellerinden alınmasına itiraz eden, yıllardır yaşadıkları yerlerden sürülmek istemeyen yurttaşlar…

Meclis’teki iktidar çoğunluğunun attığı adımların adresinin hiç değişmediğinin de çarpıcı bir örneği burada yaşananlar…

Gazeteci Serdar Nazim Yüce’nin de bir süre önce haberleştirdiği bu süreçte yaşananlar özetle şöyle:

Şişli Kaptanpaşa Mahallesi’nde, Şişli Belediye binasının karşısındaki 20 bin 200 metrekarelik kupon arazinin 8 bin 730 metrekarelik bölümü iktidara yakınlığıyla bilinen Taşyapı İnşaat’ın, alanın büyük bölümünde yurttaşların yaşadığı evler, işyerleri bulunuyor. Bu alanda getirisi büyük bir inşaat hazırlanan şirket önce birkaç baraka inşa ettiriyor. Sonra bu barakaları bahane ederek alanla ilgili riskli yapı kararı aldırmaya çalışıyor. Bu kararı verecek denetim şirketi de kolaylıkla bulunuyor. Arsada payı bulunan yurttaşların itirazı üzerine Elazığ İli Riskli Yapı Tespitine İtiraz Değerlendirme Teknik Heyeti itirazı görüşüyor ve beklenen sonuç: İtiraz reddediliyor.

BELEDİYE BAKANLIK ELELE YOLU AÇTI

Süreçte CHP’li Şişli Belediyesi’nin bürokratlarının şirket lehine gayretleri olduğu da tespit ediliyor. Bu arada Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, kanunda çok açık hüküm bulunmasına karşın üzerinde binaların bulunduğu alanı rezerv yapı alanı ilan ediyor. Bakanlıktan kararı çıkarttıran şirket bu kararı da kullanarak üç kamu bankasından milyonlarca dolarlık krediler alıyor. Ardından şirkete 6 milyar liralık bir kredi daha veriliyor.

Bu kredilerin tahsisinde hukuki süreç tamamlanmamasına karşın Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İstanbul İl Müdürlüğünün şirkete verdiği inşaat ruhsatının etkili olduğunu da belirtelim.

DEĞİŞİKLİĞİN GEREKÇESİ YARGI KARARINDA

Arsada payı bulunan yurttaşlar bu arada yürürlükteki yasaya aykırı bir şekilde rezerv yapı alanı ilanı kararının iptali için mahkemeye gidiyor. Mahkeme en son 26 Nisan 2022 tarihinde bu kararı iptal ediyor. İstanbul 8. İdare Mahkemesi’nin kararındaki bir ifade hukuk dışılığın altını çizerken TBMM’de iktidar partisi milletvekillerinin oylarıyla kabul edilen bu kanunun sonuçlarını ve kimlere yarayacağını da deşifre ediyor:

“…”Rezerv Yapı Alanı” olarak belirlenmesine yönelik idari işlemin iptaline yönelik Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na karşı açılan iş bu davada:

-Bölgenin ve taşınmazın fiili durumunu göz önüne alındığı planlarda ‘meskun bir alan’ olması sebebiyle ‘rezerv alan’ kapsamına alınmasının fiilen hangi soruna çözüm olduğunun anlaşılamadığı…”

Kararda denilen şu: “Üzerinde iskan varsa ve yaşanmayı imkansız kılacak bir sorun yoksa rezerv yapı alanı ilan edemezsin” deniliyor. Bu süreç tamamlanmadan şirketin yardımına iktidar yetişiyor. Bu engeli kaldıracak bir yasa düzenlemesi Meclis’ten geçiriliyor. Kanunun yürürlüğe girmesinin ardından artık yargı “meskun alan” diyerek rezerv yapı alanı kararlarını iptal edemeyecek.

REFERANSI ERDOĞAN

Kimlerin kent yağmasından nemalandığının sayısız örneği biliniyor, bu yasa değişikliği ile kalan sınırlı arazinin de yağmalanmasının yolu açıldı.

Recep Tayyip Erdoğan’ın 17-25 Aralık sürecinin önemli aktörlerinden olan eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’a, “Müslüman uşaktır yardımcı ol” talimatı verdiği Taşyapı Yönetim Kurulu Başkanı Emrullah Turanlı’nın servetine servet katmasında katkısının olup olmadığı sorusunun yanıtını biz veremeyiz. Ama bildiğimiz bir şey var, Turanlı’ya son büyük yardımın da Meclis eliyle yapılmış olduğu…