Geçen hafta, 1915’te Osmanlı’nın Anadolu’da Hıristiyanlara soykırım yapıp yapmadığını oylayıp kabul eden İsveç Parlamentosu,

Geçen hafta, 1915’te Osmanlı’nın Anadolu’da Hıristiyanlara soykırım yapıp yapmadığını oylayıp kabul eden İsveç Parlamentosu, bu hafta hükümeti oluşturan sağ partilerden üç milletvekilinin rüşvet soruşturmasıyla çalkalandı. Soykırım oylamasını ve sonuçlarını İsveçliler daha gündemden düşürmez, oturur, konuşurlar beklentileri de boşa çıktı. Siyasetin gündemi, iç politikaya geri döndü. Şimdi, rüşvet almakla suçlanan milletvekilleri, hapis cezasıyla karışı karşıya.
Rüşvet denilince insanın aklına para pul, evler, arabalar geliyor ya öyle değil işte. “Rüşvetin belgesi mi olur?” tezi de, bu yeni rüşvet tanımıyla çürüyor. Milletvekillerini, savcının eline düşüren şey, Güney Fransa’ya yapılan bir yurtdışı gezisi. Vekillerin, Güney Fransa’daki Pau kentine, Mayıs 2007’de yaptıkları iki günlük geziyi, rüşvet soruşturmasına taşıyan ayrıntı ise onlara bu gezinin ısmarlanmış olması.
Petrol devi Shell şirketi, üniversiteler arası bir yarışma düzenliyor. Üniversite öğrencilerinden, “Bir litre benzinle ne kadar uzağa gidilir?” sorusuna, tasarlayacakları araçlarla en iyi cevabı vermeleri isteniyor. İsveç Kraliyet Teknik Yüksekokulu’ndan ve Chalmers Üniversitesi’nden öğrenciler de hazırladıkları araçlarla bu eko maratona katılıyor. Şirket, İsveç Parlamentosu’ndan bazı milletvekillerini de yarışma etkinliklerine davet ediyor. Parlamento içinden üç milletvekilini de oltasına takıyor. Vekiller, iki gün süren bu programa katılacaklarını bildiriyorlar. Uçak biletleri, otel masrafları, yemeleri içmeleri dâhil vekillerin tüm ihtiyaçları şirket tarafından karşılanıyor. Kişi başına on binlerce kron tutan masraflar yapılıyor. Öğrenciler yarışıyor, vekiller izliyor.
Üç yıl önce yaptıkları Güney Fransa gezisi şimdi bu politikacıların ayağına dolanmış durumda. Gezinin içeriğini incelemeye aldığını duyuran Savcı Björn Ericsson, en erken bu ayın sonunda milletvekillerini soruşturma için çağıracak. Dokunulmazlık zırhıyla kuşatılmamış olan milletvekilleri, daha savcının karşısına çıkmadan, savunmalarını hazırlanmış dudumdalar. O tarihte eğitim komisyonunda görev aldığını söyleyen hükümetin büyük ortağı Moderat’lardan bir vekil, “Benim geziye katılmamın esas sebebi İsveçli öğrencilerle tanışmaktı” diyor.
İsveç Parlamentosu’ndaki her milletvekilinin eğitim amaçlı gezilere gitme hakkı var. Günlük 6 saatlik programlarla vekiller istedikleri eğitimi alabiliyorlar. Meclis, vekillerin eğitim almak için katılacakları programlara, 50 bin kron, yaklaşık 10 bin TL, bütçe ayırıyor.  Her milletvekilinin görev yapacağı 4 yıl boyunca kişisel bir bütçesi oluyor. Vekillerin, eğitim amaçlı bu gezilere, onlar adını ayrılan bütçeden para almaları için, her hangi bir hesap dökümü bile göstermesi gerekmiyor. İsveç’in kendisi için hedeflediği demokrasinin ince ayarına bakın. Vekil isterse, istediği her programa katılır, bu dev bir petrol şirketinin Güney Fransa’da yaptığı bir yarışmada olur ama vekilin masraflarını İsveç devleti, ona ayırdığı bütçeden öder. Neden? Gerekçe şöyle; yarın öbür gün, şirket veya lobiciler tarafından düzenlenen organizasyonlara katılan vekil, Meclis çatısı altında vereceği bir kararda vicdanını baskı altında hissetmesin diye.
Bağımsızlık ve özgür irade, iki günlük bir geziyle politikacıdan uzak düşebiliyorsa, sahip olanlar kıymetini bilmeli.