Sözde hekim sendikaları sözde Sağlık-Sen’in yaptığı toplu sözleşmede hekimleri dışladığı bahanesiyle kuruldu.

İddialarına göre zaten kamuda örgütlü bütün sağlık sendikaları DSP/YSP dedikleri diğer sağlık personeli, yardımcı sağlık personelinin yönetimindeydi. Bu nedenle de hekimlerin haklarını savunmak bir yana onların aleyhine çalışıyorlardı.

TTB de siyaset yaptığı için iktidarla ilişki kuramıyor, bu nedenle de hekimlerin haklarını alamıyordu.

Oysa kendileri hekimleri örgütleyecekler, iktidarla iyi ilişkiler kuracaklar, “siyaset üstü” kalacaklar ve “lüzumu halinde” birkaç eylem de yaparak hakları kısa yoldan kolayca alacaklardı.

Aradan üç yıl geçti. Vaatlerinin hiçbirini gerçekleştiremediler. Hekimler bugün sendikaların kurulduğu dönemdekinden daha kötü durumdalar.

∗∗

Hekim sendikaları başlarda bütün eleştiri oklarını Sağlık-Sen ve kamuda örgütlü diğer sendikalara yöneltiyorlardı. TTB öncelikli hedefleri arasında değildi. Hatta, tersine, TTB ile iş birliği yapmaya hevesli görünüyorlardı. Birlikte platform oluşturup iş bırakma eylemi dahi yapmışlardı.

Zamanla kendi vaatlerinin altında kaldıkça işler değişmeye, giderek TTB’ye yönelik gizli niyetleri açığa çıkmaya başladı. Bir yandan da kendi içlerinde koltuk kavgasına tutuştular.

Bunların içinde TTB’ye en yakın görünmeye çalışan Hekim Birliği’nin kurucu Başkanı kendi yönetimi tarafından başkanlıktan düşürülünce Twitter’da “TTB seçimi öncesi sendikamızı güçsüz düşürüp can derdine düşürdüler. Güçlü bir şekilde TTB seçimine dahil olmamızı engellediler.” diye isyan etmişti.

Bir yandan Cumhuriyet düşmanı Said-i Nursi’nin Risale-i Nur külliyatının eğitim müfredatına girmesini savunup bir yandan da “siyaset üstü” olduğunu iddia eden Hekimsen Başkanı da o günlerde şöyle yazmıştı: “artık bizler hepimiz ttb üyesi olacağız zira bu anayasal kurum siyaset üstü bir konuma ancak Hekimsen’le dönüşebilir.”

∗∗

Bu sene tabip odalarının ve TTB’nin seçimleri var.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca erkenden harekete geçti. Aralık başında Twitter’dan attığı “Hekim hakları ve saygınlığı için verilecek mücadelenin yeri sendikalar değil, asıl, tabip odaları olmalıdır. Tabip odalarının amacı ise, sadece hekim hakları ve hekim saygınlığını korumak olmalıdır. Bütün hekim arkadaşlarımı, amacı sadece hekim hakları ve saygınlığını korumak olması gereken tabip odalarını desteklemeye davet ediyorum.” mesajıyla düğmeye bastı.

Mesajı ilk alan Risale-i Nurcu Hekimsen Başkanı oldu: “Tüm üyelerimizi Ocak ayı içinde Türk Tabipler Birliği üyesi olmaya çağırıyoruz. Bu konuda gereken tüm destek sendikamız tarafından verilecektir. Özellikle üyelerimizi giriş ücreti dışında bir ücret ödememeleri noktasında uyarıyoruz. Üyelik ücreti konusunda çalışmalarımız vardır bilgilerine.”

Daha sonra sendikadan yapılan “TTB ve Tabip Odalarının Kurtuluş Savaşını Başlatıyoruz” başlıklı açıklamayla da TTB seçimlerine müdahalede bulunacaklarını açık açık ifade ettiler.

Peki acaba nasıl bir çalışmaları var? Tabip odasına üye olacakların kayıt ücretlerini sendikanın kasasından mı ödeyecekler? Sendika yasası sendika yöneticilerine böyle bir yetki mi tanıyor? Yoksa Başkanın örtülü ödeneği var da oradan mı ödeyecek? Sendikanın kasasını böyle kendi kasası gibi mi kullanıyor?

Bu soruları Hekimsen üyeleri Risale-i Nurcu sendika Başkanına soracaktır herhalde.

∗∗

Sağlık Bakanı’nın talimatından sonra Sağlık-Sen de harekete geçmiş. “Tabip Odalarının Etkinliğinin ve Tüm Hekimleri Temsilinin Artırılması’’ konulu toplantı gerçekleştirmiş. Toplantıda TTB yasasının değiştirilmesi ve nispi temsil getirilmesi, Sağlık Bakanlığı’nın TTB üzerindeki idari ve mali yönden denetim ve gözetim yetkisinin uygulamaya geçirilmesi istenmiş.

Öteki hekim sendikalarından Tabip-Sen yıllardır İstanbul Tabip Odası seçimlerine giren yandaş Hekim Hakları grubunun yan kuruluşu olduğu için zaten hazır ve nazırdırlar.

Nitekim bugünlerde Hekimsen, Tabipsen, Hekim Hakları ve sözde ulusalcı, özde iktidar yancısı olanlar İstanbul’da ortak listeyle seçime girmek için çalışıyorlar.

Hekim Birliği Sendikası şimdilik sessiz gözüküyor ama son günlerde onların da İstanbul ve diğer illerde liste oluşturmaya çalıştıklarına dair duyumlar gelmeye başladı.

∗∗

Neticede tabii ki bütün hekimlerin tabip odalarına üye olma hakkı vardır, dahası, zaten üye olmaları beklenir…

Tabii ki tabip odalarının seçimlerinde farklı listeler yarışır, kararı hekimler verir de…

Öyle, hekimlerin aidatlarıyla sendikacılık oynamaya benzemez bu iş.

Sağlık Bakanı’nın düğmeye basmasıyla hiç olmaz.

Hekimler kimsenin kurşun askeri değildir; yıllardır hekimliği itibarsızlaştıran, hekimleri mağdur eden, ezen politikacıların taşeronluğuna soyunanları da gayet iyi tanırlar!