Google Play Store
App Store
Sermaye Şangay’a omuz silkiyor

Türkiye’nin bankacılık sistemi, Erdoğan – Putin yakınlaşmalarının meyvelerini yediği için stres altında. Bu meyvelerden biri Rusya’nın Mir adındaki ödeme sistemi. Bu sistem MasterCard ve Visa’ya alternatif olarak 2017’de kurulmuştu. Rusya ve Ukrayna savaşının başlamasıyla birlikte, sistem önem kazandı. Zira, Rusya vatandaşlarının batılı ödeme sistemlerinden çıkarılması, Rusya’dan Türkiye’ye gelen turistlerin kredi kartlarının kilitlenmesine neden olacaktı. Böylece Türkiye’deki 2’si özel toplam 5 banka MİR sistemine dahil edildi.

Mir ödeme sistemi yaz ayları boyunca, Rus turistlerin Türkiye’de para harcamalarını kolaylaştırdı. Fakat sadece bu değil, aynı zamanda Rusya’dan Türkiye’ye akacak sermaye hareketlerini de teşvik etti. Türkiye’deki ihracatçı firmaların bir kısmı Rusya’ya mal ve hizmet satarken ödemelerini Mir sistemi aracılığıyla aldı. Yani Mir’in meyvelerini afiyetle yediler.

Ancak, ABD Hazinesi Yabancı Varlıklar Kontrol Dairesi’nin (OFAC) geçen hafta Rus ödeme sistemi Mir’in kullanımının Rusya dışında yayılmasına yardım edenlere yaptırım uygulamaya hazır olduğunu duyurunca, Türkiye’de işler karıştı.

Tehdidin boyutu, Mir sistemini kullanan bankaların SWİFT sisteminden çıkarılmasıydı. Bu durumda, banka, dolar cinsinden transferleri yapamıyor, böylece hem ciddi oranda müşteri kaybetme, hem de dolar cinsinden yükümlülüklerini yerine getirememe riskiyle karşı karşıya kalıyordu.

OFAC’ın açıklamasının ardından ilk tepki DenizBank’tan geldi. BAE sermayeli DenizBank, kararın ardından derhal MİR sisteminden çıktığını duyurdu. Önceki gün akşam saatlerinde bir diğer haber de İş Bankası’ndan geldi. İş Bankası da sistemden çıktığını duyurdu. Böylece, sistemin içinde Türkiye’de özel banka kalmamış oldu. Peki ya kamu bankaları?

Bu sorunun peşine düşen Financial Times muhabirleri, Vakıfbank yetkililerine ulaştı. FT’de yer alan habere göre, Vakıfbank’ın Mir sisteminin içinde kalacağı, pozisyonunu değiştirmeyeceği kaydedildi. Sisteme dahil olan diğer kamu bankaları Ziraat Bankası ve Halk Bank’tan henüz ses seda yok. Ancak bu iki bankanın da tıpkı Vakıfbank gibi hareket edeceğini tahmin etmek zor değil.

RİSKİ KAMU ÜSTLENİYOR

ABD’den gelen yaptırım tehdidinin hemen ardından özel bankaların derhal sistemden çıkması, buna karşın kamu bankalarının riski kabul etmesi ilginç bir tabloyu önümüze koyuyor. Türkiye’deki bir bankanın SWİFT sisteminden çıkarılmayı göze alması mümkün değil. Fakat, Mir sisteminden rahatlıkla çıkabiliyorlar. Bu durum, Türkiye’nin entegre olduğu kapitalist merkezin açık açık “Batı” olduğunu ortaya koyuyor. Dolayısıyla, kamu bankalarının sistemin içinde bulunmasının ekonomik gerekçelerinden çok politik gerekçelerinin olduğu söylemek yanlış olmaz.

Buradan hareketle, Türkiye sermayesinin “Şangay Tartışması’na” nasıl yaklaştığına ilişkin de fikir edinebiliriz. 15-16 Eylül’de Özbekistan’da gerçekleşen Şangay İşbirliği Örgütü’nün (ŞİO) Devlet Başkanları Konseyi toplantısına Tayyip Erdoğan’ın da katılması ve burada verilen mesajlar, çok tartışıldı. Bu yılki toplantı, Ukrayna Rusya savaşı nedeniyle özel önem taşıyordu. Örgütün üyesi ülkeler, toplantıda verdikleri fotoğrafla Putin’in yanında olduğunu da göstermiş oldu. Zaten ŞİO da çok kutuplu dünya fikrinin bir aparatı olarak yorumlanıyordu. Soğuk Savaş’ın ardından dünya yeniden Batı ve Doğu olarak ayrılıyor. Ancak bu sefer iki kutupta da çeşitli derinliklerde kapitalist modeller var.

Geniş halk kesimlerinin, bu taraflaşmaya ne dediğini kamuoyu araştırmaları ölçedursun, Mir sisteminden kaçan bankalar Türkiye sermayesinin tavrını ortaya koyuyor. Çok açık ki, Türkiye’nin sermaye birikimi, batı kapitalizminin içinde olgunlaştı. Çıkarları gereği batı blokunun yanında yer almak durumundalar. Ticaretlerini euro ve dolar cinsinden yapıyorlar. 2021 yılı itibariyle ŞİO’daki 9 ülkeye Türkiye’nin ihracatı sadece 18,6 milyar dolar. Buna karşılık sadece Almanya’ya yapılan ihracat 19,3 milyar dolar. Ekonomik ve finansal açıdan batı kapitalizmine entegre bir piyasadan doğu blokuna dahil olmasını beklemek mümkün görünmüyor. İki özel bankanın Mir sisteminden apar topar çıkması da bu tabloyu net şekilde ortaya koyuyor.