AKP, 1930’ları,40’ları diline dolayarak oy topladı bugüne dek. Kendi siyasi köklerinin de içinde olduğu bir döneme vura vura geldi. Bir tek parti iktidarında, “devletin valileri”nin, “parti valisi” ve halkın tepesine inen iktidar sopası olarak görev yaptıklarının altını çizdi.
Seçim kampanyalarında, tek parti dönemi hikâyeleri anlattı hep. Hâlâ da öyle yapıyor…
Vatandaş tek parti öcüsüyle korkutulurken, adım adım bir “parti devleti” inşa edildi. Son bir hamleyle7 Haziran’da, anayasal kılıfa da büründürülmek isteniyor.
Direnişleri6. günü geride bırakanRenault,TOFAŞ işçileri de“arabulucu” diye karşılarına çıkarılan valinin, bir parti devletinin valisi gibi davranışına tanıklık ettiler.
Talepleri netti;“Ücretler iyileşecek, çalışma saatleri azaltılacak ve Türk Metal Sendikası fabrikadan çıkacak” diyorlardı.Türk Metal gidecek diyorlardı, çünkü“sendika” dedikleri işçileri destekleyip savunmayı bırakın, işveren temsilcisi gibi davranıyordu.
Taleplerini işverene kabul ettirmek için masada olması gereken “sendika”nın yerine vali geçti sonra. Arabulucu olarak!
Vali’nin arabuluculuğunu işçi temsilcilerindenHelim Gökdemir şöyle anlattı:“Toplantıda devletin soğuk ve kanuni yüzü çıktı işçiye karşı. Gördüğümüz kadarıyla işçinin herhangi bir hakkı yok. Toplantı sonucunda tehdit çıktı. Vali bey yasal prosedürden bahsetti, gerekirse işçiye müdahaleden bahsetti. Bunlara hakkı olduğundan bahsetti. Sonuçta tehditten başka hiçbir şey çıkmadı, işçinin taleplerine dair herhangi bir adım atılmış değil.”
Direnişte işçinin karşısına çıkan, seçim kampanyasında iktidar partisini karşılayıp devletin imkânlarını ona açan valiler… Devletin valileri, parti devletinin!
AKP’nin geriletilmesi, adım adım inşa ettiği parti devletinin anayasal kılıfa büründürülmemesi için,7 Haziran’da bir çelme takmak önemli.HDP’nin barajı geçmesi de, buna yarayacağı için hayırlı olacak.
Tıpkı işçilerin kitleler halindeTürk Metal’den istifa etmesi gibi, seçmenin deAKP’den uzaklaştığına dair epey gösterge var. Böyle olur; insanları tek parti masallarıyla bir yere kadar uyutursunuz. Devletin valisi diye“parti valileri” çıkınca vatandaşın karşısına, tıpkı Türk Metal’in işçi değil patron temsilcisi olduğunun görülmesi gibi, sizin de“devlet” diye anlattığınızın“partiniz” olduğu kabak gibi görülür.
Olağan koşullarda, seçimde boyların ölçüsü alınır. Bir parti devletinin iktidarı altında seçime gidiyorsanız ama alınan ölçülere de güvenilmez pek.
Yine de, kurallarını beğenmeseniz bile,yüzde 10barajıyla falan bir yarışa girdiğinizde, o yarıştan gönlünüzce bir sonuçla ayrılmak için canınızı dişinize takarsınız. AKP canını dişine takmaktan da fazlasını yapıyor!
Ona karşı konumlananlar açısından, bu seçimde,AKP’nin parti devletine anayasal kılıf sağlayacak bir sonuçla çıkmasına engel olmak birincil öncelik.
Kanımca, dün Cumhuriyet’in sürmanşetine taşınan ifade bu açıdanHDP’ye pek yarayacak bir açıklama değil.HDP’nin,AKP ile koalisyonu kendisine zarar verecek bir siyasi adım olarak görürken, “Belli ilkeler konur, kamuoyuna açıklanır, o ilkeler bazında kendimizi de onları da bağlarız. Süreci sürdürürüz” diyerek AKP’ye “dışarıdan desteğe sıcak” yaklaşması, bu seçimde ona oy vermeyi düşünen kimilerini ondan soğutabilecektir.
Seçimin bir partinin tek başına hükümet kurmasına izin vermeyecek şekilde sonuçlanması da bir olasılık. Kimi Saray entrikalarıyla ülke bambaşka yönlere savrulmaz ve bu sonuçla karşılaşılırsa; dışarıdan destek ancak net ve kısa bir programla ülkeyi yeni seçime götürecek bir hükümete verilebilir. Yargıçların ve valilerin bir parti görevlisi gibi davranmasını engelleyecek veyüzde 10 barajını kaldırarak seçime götürecek hükümete…
12 yıldır yaptıkları,AKP’nin ne bunu yapacağının, ne de gerçek bir barış sürecinin yürütücüsü olacağının kanıtıdır!
GidipRenault veTOFAŞ işçilerine sorsak, AKP’nin ilkelerle bağlanamayacağını,AKP’ye sıcaklığınTürk Metal’e sıcaklıktan farkı olmadığını söyleyeceklerdir.