Nurcan Gökdemir

nurcangokdemir@birgun.net

CHP’nin Anayasası niteliğindeki parti tüzüğü, “Partinin en yetkili organı” diye nitelediği kurultaya “Toplumun ve ülkenin genel sorunlarını ve parti tutumunu görüşüp karara bağlama” görevi veriyor. 

Görevi böyle tarif edilen CHP’nin 38’inci Olağan Kurultayı Ankara’da Arena Spor Salonu’nda toplandı. Ancak, “Değişim, yenilenme” talepleri ile toplanan bu kurultay da öncekiler gibi “siyasetsiz, apolitik, sadece seçilme motivasyonunun” hâkim olduğu bir kongre olarak başladı ve sürdü. 

CHP Kurultayı deneyimi fazla olanlar “Hangi kongrede koltuk, siyasetin arkasına düştü ki” diye sorabilir ama bu kurultayın öncekilerden temel bir farkı vardı. Geçmişte hiç olmazsa rakiplerden biri “Sol” ibaresi ile tanımlanır, söylemlerine sol-sosyalist siyaset çizgisi hâkim olur, en azından izleri görülürdü. Kürsüde samimiyeti sorgulanmayacak sol söylemler dillendirildi. Bu kurultay, bu anlamda öncekilerden farklı olarak siyasete, özellikle de sol siyasete çok uzaktı. 

YOLDAŞLIK HUKUKU AYAKLAR ALTINDA 

Bir temel fark daha var ki partinin geleceğine de damga vuracak, sınırlı olan gücünü daha da zayıflatacak sertlikte bir rekabetin yaşanması. Tribünler, kurultay sonrası üstelik de yerel seçim kapıda iken omuz omuza mücadele etmeyi sürdürmek zorunda olan CHP’lilerin, birbirinin yüzüne bakacak kadar bile yoldaşlık hukukunu gözetmeyen tutumlarına tanık oldu. Kongre kürsüsünün soluna oturtulan Kemal Kılıçdaroğlu destekçileri ile sağ tarafta bulunan Özgür Özel destekçilerine hâkim olan duygu, karşılıklı yuhalama ve ıslıkla tepki göstermek, slogan atarak kürsüdekini konuşamaz hale getirmekti. Bundan sadece partililer ve milletvekilleri değil genel başkan adayları da nasibini aldı. 

Zaman zaman tansiyon yükselse ve çok büyümeyen yumruklaşmalar yaşansa da Parti Meclisi üyesi ve eski milletvekili Turan Aydoğan’ın konuşması gerginliği kavgaya dönüştürdü. Özgür Özel’i destekleyenlere yönelik sert sözleri, “Partiyi sağa kaydırdı” diyerek Kılıçdaroğlu’nu eleştirenlere “Sol soslu neoliberaller” diye hitap etmesi partililer arasında yumruklaşmaların yaşanmasına neden oldu. Tribünlerde yaşanan kavgalar bir partilinin Aydoğan’a vurmak için platforma çıkmasıyla kürsüye kadar taşınırken, delegelerin oturduğu bölgede de itiş kakışlar görüldü. 

SEÇİM SONRASI FARK EDİLEN İHTİYAÇ 

14-28 Mayıs seçimlerinde yaşanan büyük hezimetten sonra fark edilen Kılıçdaroğlu yanlılarının ifadesiyle “yenilenme”, Özel’in genel başkan olmasını isteyenlerin deyimiyle “değişim” ihtiyacı sandalye kavgasına hapsoldu. 

Bir yandan genel başkan adayları için imza toplanırken esas yarış parti meclisi üyeliğine aday olmak için destek arayışında görüldü. Divan Başkanı Ekrem İmamoğlu sürekli kurultaya katılanları, konuşmacıları dinlemeleri ve yerlerine oturmaları konusunda uyarmak zorunda kaldı. Genel Başkan Yardımcısı Zeynel Emre, kurultayın manifestosu niteliğindeki iktidara yönelik eleştirilerin ve alternatif politikaların kurultayda seslendirildiği tek metin olan Kurultay bildirisini okumayı bile İmamoğlu’nun katılımcıları uyarması ile tamamlayabildi. 

“SORUMLU HANÇERLEYENLER” DEDİ 

Siyasetsiz CHP Kurultayı’nda partiye sürekli seçim kaybettiren, halk desteğini büyütemeyen politikaları sorgulanmadı, yerine yenileri önerilmedi. Kemal Kılıçdaroğlu, seçimlerden sonra beklenen kapsamlı özeleştirisini kurultay konuşmasında da yapmadı. “Beni arkamdan hançerlediler” diyerek yaşadıklarını özetledi, bu sözlerle iki adres gösterdi… Seçimdeki başarısızlığı için ittifak ortaklarını, seçim sonrası dağınıklığın, moral bozukluğunun sorumlusu olarak da seçimden hemen sonra “Değişim” diyerek ortaya çıktıkları için isim vermeden Ekrem İmamoğlu ve genel başkanlık yarışında onun desteğini alan Özgür Özel’i işaret etti. 

“Parti sağa kaydı” eleştirilerini yanıtlarken de rakiplerini “Solu, solculuğu bilmemekle suçladı” ve partinin bugüne kadar hitap edemediği sosyal kimliklere ulaşmak için bazı söylem değişiklikleri yaptığını söylemekle yetindi. 

“Değişim” taleplerine karşılıklı olarak en fazla değişikliğin CHP’de yapıldığı ve 20-25 gün sonra düzenlenecek Tüzük Kurultayı’ndaki değişikliklerle bu ihtiyaçların karşılanacağını söyledi. 

İlk gün itibarıyla partiyi büyütecek, iktidara güçlü alternatif haline getirecek politikalar ortaya konulmadığı gibi sertlik, tahammülsüzlük, suçlamalarla var olan potansiyeli daha da zayıflatan bir atmosfer kurultaya hâkim oldu. Partinin 6 Kasım sonrasına ilişkin rivayetler muhtelif ama kesin olan bir şey var ki bu kurultay bugün bitmeyecek. En geç yerel seçim sonrası olağanüstü bir kurultay daha toplanmak zorunda kalınacak.