İsveç’te Sosyal Demokrat Parti, 2010 seçimlerinden bu yana ilk kez anketlerde, koalisyon hükümetinin en büyük partisi Muhafazakârları oy oranıyla geride bıraktı. Sosyal Demokratlar yüzde 34,1’lik bir yüzdeyi hanelerine yazdırırken Başbakan Fredrik Reinfeldt’in Muhafazakâr Parti’si yüzde 29,9’da kaldı. Solun tırmanışı, sağ iktidarda hızlı bir manevrayı zorunlu hale getirdi. Muhafazakâr Parti, durumu Finans Bakanı Anders Borg’la toparlamaya çalışıyor.

Finans Bakanı Borg, solcu oldu. Kendisi, parti falan değiştirmedi ama öyle böyle bir söylem değiştirdi ki İsveç özel sektörünün 26 önemli şefi bizzat bakana hitaben bir mektup yazmak durumunda kaldılar. Aralarında Ericsson, IKEA ve Volvo’nın tepe yöneticilerinin imzalarının bulunduğu mektupta, şefler, Finans Bakanına “Yapma, etme” diye ağladılar. Anketlerde yükselen sol rüzgârı, kendi partisinin yelkenine doldurmaya niyetli Finans Bakanı Anders Borg’un hedefi, zenginden alıp fakire dağıtmak. Bunun için de bakan, adil olarak vergi toplamaya heves etti.

Refahın, toplumun her kesimi tarafından paylaşılmasını önemsediklerini açıklayan Anders Borg, ekonominin patronlarının korkulu rüyası oldu. Borg, önümüzdeki seneden itibaren uygulamaya geçecek bir yasal düzenlemenin hazırlığı içerisinde. İsveç vergi sisteminde, vatandaşın ya da şirketlerin devlete ödeyeceği vergi oranı, sahip olunan borç oranı yükseldikçe azalıyor. Borcu olan daha az vergi ödüyor. Şirketler de bu borç-vergi dengesini olabildiğine kullanıyorlar. Bakan Borg, getirmeyi düşündüğü yasal düzenlemeyle vergi sistemindeki açığı kapatacak.

2006’dan beri İsveç ekonomisinin başındaki adam Anders Borg, finans bakanı olarak dönen bir kumpası fark etmiş. Bakan Borg, öncelikli olarak rotayı belediyelerin kurdukları şirketlere yönelmiş durumda. Vergi dairesi, belediye şirketlerini inceleme altına aldı. Enerji, bakım, emlak, kiralama, okul ve araştırma gibi konular için belediyelerin açtığı şirketler, aynı belediyenin bir başka şirketiyle kendi aralarında borçlu duruma düşerek borçtan dolayı vergi indirimine dâhil olmuşlar.

Yaza kadar belediye şirketlerini gözden geçirme kararı alan hükümet, faiz oranlarını yüksek tutan ve iç borçlanma göstererek vergiden kaçan belediyeleri saptayacak. “Bizim çıkış noktamız, herkes vergi ödeyecek” diyen Bakan Borg, “Özellikle iş etkinliği kamu kaynaklarından geliyorsa ve bu kaynaklar için toplum vergi ödüyorsa bu çok önemli” diyor. Finans Bakanı, belediyelerin zaten refah üretmek için uğraşlar peşinde olması gerektiğini hatırlatıp hükümetin üzerindeki sorumluluğu belediyelere satıyor.

Belediye şirketlerinin yaptığı iç borçlanmaya sığınıp vergiden kaçmayı özel sektörün devleri, yıllardır kullanıyor. Büyük şirketler, kendi bünyelerindeki başka şirketlere borçlu görünüp vergi indiriminden faydalanıyor. Anders Borg’a mektup yazıp yasal düzenlemeye taş koymaya çalışan büyük şirketlerin kullandıkları bu yolla, eğer yasal düzenlemeye acilen gidilmezse 20-30 milyar kronluk bir vergi kaybına neden oldukları hesaplanıyor. Belediye şirketleri, 2010-2011 seneleri için toplamda 600 milyon kron bir vergi indiriminden yararlanmışlar.

İsveç’te Meclis’e giren sol partilerin, anketlerde toplam oy oranı yüzde 50.2’yi buldu diye 2014’teki seçimler öncesinde sağcılar, toplum yararına çalışma yürütmeye başladı. Sol azıcık esince bile duruşlar değişti. Bu yeni imajıyla Anders Borg’un eli, özel sektöre kadar uzanacak mı göreceğiz. Kuvvetli bir sol rüzgâr Türkiye’de de esse daha ne isterim. Belki Başbakan Tayyip Erdoğan, üşütür de refah için üç çocuk ısrarından var geçer, yoksa hepimiz için başka şifa kapısı yok.