Gazetelerde ve televizyonlarda sayısız haber çıktı: "Sulukule'yi yıkıyorlar!" Sulukule İstanbul'da Romanların toplu olarak yaşadıkları...

Gazetelerde ve televizyonlarda sayısız haber çıktı: "Sulukule'yi yıkıyorlar!" Sulukule İstanbul'da Romanların toplu olarak yaşadıkları "özel" bir yerleşim. Ağırlığını müzisyen Romanların oluşturduğu bu mahallenin cadde ve sokaklarında müzik devriye gezerdi. Mahalle kendiliğinden bir halk konservatuarı niteliğine yükselmişti.

İstanbul'a gelen yabancılar için "Sulukule Gecesi" vazgeçilmez bir kent ritüeliydi. Özetle Sulukule kendi özel dokusuyla İstanbul'un farklı bir rengi olarak varlığını sürdürüyordu. 1950-60'ların ünlü şovmeni Celal Şahin akordeonuyla mikrofonların karşısına geçtiğinde mutlaka bir kere semte uğrardı: "Sulukule, Sulukule akit geçer, güle güle..." 2008'de Sulukule ağlıyor!

Çünkü bütün bu renkli kültür dokusu dozerlerle kazınıyor. Fatih Belediyesi sözüm ona burada "kentsel dönüşüm projesi" uyguluyor. Bunun Türkçe'si şöyle okunabilir:

Rantsal Dönüşüm Projesi! ürkiye'de iktidara gelen paracı iktidarların temsilcileri her zaman dünya dolar camlı gözlüklerden baktılar. Bunlar içinde AK Par-ti'nin bir "farkı" var: Bunlar Evro camlı gözlüklerden bakıyorlar!

Paracı iktidarların temsilcileri kendileri için yeni olan her şeyin aynı zamanda iyi olacağını da düşünerek, eski olan her şeyi yıkıp geçiyorlar. Bunlardan önce de ANAP'ın do-zercisi Bedrettin Dalan böyle davranmıştı. Yıkma temposunu açıklarken, yüz kızarması gibi insani tepkilerden uzaklaşmış olarak şöyle derdi: Önce ateş ediyorum, sonra nişan alıyorum!

Peki ya yanlış hedefi vurduysan? unun yanıtı yok. imdi aynı hoyratlığı AK Parti yapıyor. skileri yıkıp "yeniler" inşa ediyor. aten bakış açıları da insanlıktan nasibini almamıştık arzediyor. Sulukule'ye ve orada yaşayanlara taktıkları isme bakın:

-Sosyal çöküntü bölgesi! imdi bu "çöküntüyü" ortadan kaldırıp yerlerine yeni cicili bicili villalar yapacaklar. Sonra dönüp diyecekler ki: İşte size Sulukule, bakın ne kadar güzel oldu! çlerinde belediye başkan yardımcılarının da olduğu parti çevresi bu dönüşüm projesinden kısmetlerine düşen villaları alıp, içlerinde keyifle göbek atacaklar.

Oysa Sulukule'de göbek atmanın bebeklikle bir bağlantısı vardı. 1991'de Sulukule Derneği Başkanı ve Çeribaşı Selahattin Galaza ile mahalle hakkında konuşurken şöyle demişti: -Kız çocuklarımız dünyaya geldiğinde kundağına zil koyarız! O zamanlar 15-16 yaşında olan güzel Roman kızı Güllü, Selahattin Baba'yı onaylarca-sına kulağıma fısıldamıştı:

-Benim yastığımın altına zil koymuşlar, 7-8 yaşıma geldiğimde zil vurmaya başladım! Romanları Sulukule'den atan projelerin sahipleriyse çocuklarının yastıklarına Evro sıkıştıracaklar. Çünkü paradan başka kültürleri yok! Sulukule'yi İstanbul'dan dozerle kazıyanlar tarih önünde sonsuza kadar suçlu olarak kalacaklardır: Kültür katliamı yapıyorlar!