Anımsarsınız; Şeyhmus Diken, Kürt fındık işçilerinin bölgeye  sokulmayıp yerlerine Gürcüstan’dan işçi getirileceği haberlerine tepki göstererek...

Anımsarsınız; Şeyhmus Diken, Kürt fındık işçilerinin bölgeye  sokulmayıp yerlerine Gürcüstan’dan işçi getirileceği haberlerine tepki göstererek Karadeniz’e gitmeyeceğini yazınca, Dilek Dindar “Gel Abi” diye seslenmişti ona.
Dilek’in BirGün’deki yazısı Karadeniz’in vicdanının sesi gibiydi... Kürt fındık işçileri yerine Gürcüstan’dan işçi getirmeyi düşünen, aklından geçiren, bunda bir terslik görmeyen herkese seslenmişti Dilek. Babasına, amcasına, Karadeniz’in devrimci değerlerinden nasibini almış olan herkese seslenmiş ve “Terzi Fikri duysa bunları, ne derdi?” diye de sormuştu.
Şimdi, o yazısından sonra Dilek’in, yapılanları duyunca, Karadenizli dostlarımın sözden eyleme dönüşmeye başlayan tepkilerini gördükçe, Dilek’in sorusunun yanıtı da netleşiyor kafamda: Gurur duyardı Terzi Fikri sizlerle!
Kürt kardeşlerini Giresun’un, Ordu’nun fındık bahçelerine, Karadeniz’in yeşiline ve derelerine yaklaştırmamayı aklından geçirenlere karşı dikilen herkesle gurur duyardı Terzi Fikri. Kesin!
Siz bu satırları okurken, onlarca Karadenizli gazeteci, yazar, sanatçı, müzisyen, yönetmen, belgeselci, akademisyen, şair, sendikacı imzaladıkları bir metni okuyarak kaygılarını dile getirerek; “Yaratılmaya çalışılan bu düşmanlık havası Karadeniz’in kardeşlik ruhuna aykırıdır” demiş ya da diyor olacaklar.
Alper Turgut, Ayşenur Kolivar, Bahadır İnce, Efkan Şeşen, Fuat Saka, Grup Nena, Harun Topaloğlu, Karmate, Mehmet Bekaroğlu, Nejat Yavaşoğulları, Selma Koçiva, Süleyman Çelebi, Laz Marks Emice, Yusuf Kurçenli... Ve adlarını burada anamadığım diğerleri, Karadeniz gibi mert, cesur dikildiler karşısına ırkçı-şoven yaklaşımların.
“Son aylarda Karadeniz’de yaşanan ve kamuoyuna yansıyan haberlerden dolayı kaygılıyız. Mevsimlik tarım işçisi olarak yıllardır bölgemize gelen işçilere, Kürt kimliklerinden dolayı ambargo uygulanması iddiaları; Rize’de aynı nedenle işten atılan Kürt işçilerine ilişkin haberler biz Karadenizlileri kaygılandırıyor.
Bölge illeri emniyet yetkililerinin Giresun’da katıldığı bir zirvede alındığı iddia edilen ‘Kürt işçilerin bölgeye sokulmamasına’ ilişkin, insanlarımızı potansiyel suçlu olarak gösteren kararlar, hukuken ve insanlık gereği kabul edilemez. Gerekçesi ne olursa olsun, insanların çalışma hakkı ve seyahat özgürlüğünün engellenmesi, insanlık onurunu aşağılayan uygulamalara tabi tutulmaları hukuksuzdur ve insan haklarına aykırıdır.
Karadeniz coğrafyası farklı kültürleri ve kimlikleriyle bir kültürler mozaiğidir. Türk, Gürcü, Laz, Çerkez, Ermeni, Hemşinli, Rum... Yeşilin ve mavinin her tonu olmuşuz biz, Karadeniz misali. Hiç kimseye, hiçbir kültüre yabancı olmamış topraklarımız. O yüzdendir ki; Kürt, Türk, Laz her kim olursa olsun ya da hangi dil ve dinden olursa olsun; insanların onuru, emeği ve ekmeğiyle oynanmasını asla kabul edemeyiz.
Bizler halkların da emeğin de kardeşliğinden yanayız. Geçim derdiyle kilometrelerce yol katederek bölgemize gelen Kürt emekçileriyle emeğimizi de, ekmeğimizi de bölüşmeye her daim hazırız. Fındık bahçelerimiz de yüreklerimiz de açıktır. Toprağımız bereketlidir; her şeyi yetiştirmek ve herkesi kucaklamak mümkündür. Bu topraklarda sadece düşmanlık tohumları kök salamaz! Ve buna asla göz yummayız” dediler!
Bu sese başka sesler de katılacak. 20 Temmuz’da o seslerin tümünü temsilen bir grup Karadenizli aydın, sanatçı bölgeye gidecek. Şarkıları, türküleriyle tanıdıklarının bu kez söyleyecekleri sözlere kulak verecek Giresunlullar, Ordulular.
Kuşkum yok; Giresun Belediye Başkanı Kerim Aksu, Ordu Belediye Başkanı Seyit Torun, bölgenin yerel inisiyatifleri, Ziraat Odaları, Fındık-Sen’i, Çay-Sen’i, Arıcılar Birliği baştacı edecekler vicdanlarının sesini dillendiren aydınlarını.
Karadeniz, bu memleketin evlatlarını, Kürt kardeşlerini fındık bahçelerine sokmamak gibi bir ayıbı asla yaşamayacak.
Terzi Fikri bu ayıbın yaşanmasına izin vermeyenlerle gurur duyacak!