Çok farklı bir sabaha uyandık, duygular sel, yorgunluk da, ama gerçekten değişik bir durum var, o yüzden direkt konuya giriyorum, yüzü gülen herkesi selamlayarak.

Yeni Meclis’te, şu anda muhalefette olan partilerin toplam 295 civarı milletvekili var. Bu üç partinin şu anda bir koalisyon yapmaları ne muhtemel, ne de iyi bir fikir. Ama tarihi başarı kazanan HDP ile tarihi başarı yolunda çok doğru işler yapan CHP’nin ortak aklı, MHP’yi de yanına alarak çok değişik şeyler deneyebilir. İç güvenlik yasasında olduğu gibi.

Bence zayıflamış yeni formülüyle AKP’ye biraz daha iktidarda kalma “şansı(!)” verilmeli. Şu anda iktidarı devralmak yerine, Meclis’te çoğunluğu bulunmayan bir azınlık hükümetini birkaç şartı kabul ettirerek oldukça kısa sürecek bir son döneme ikna etmeli. Yanlış duymadınız. Bir taşla üç kuş: AKP-MHP koalisyonu engelleniyor, giderek büyüyen onlarca sorun yumağı bir anda kucakta bulunmuyor, iktidar partisine de azalarak bitme şansı sunuluyor Bu sırada, daha hükümet bile kurulmadan muhalefetin 295 vekilinin yapabilecekleri saymakla bitmiyor.

Bir kere hükümeti istedikleri anda düşürebilecek çoğunluğa sahipler. İkincisi, meclis çoğunluğu bazı soruşturma komisyonları kurmak için de yeterli. Seçim barajını derhal tarihe gömebilirler. Siyasi partiler yasasını hemen değiştirebilirler. Daha önce sınırlı oranda işbirliği yapmış olsalar da, bu aritmetik özellikle CHP ve HDP’ye bir arada çalışma pratiği kazandırır; ve sonuç alabilen pratikler olur bunlar.

Belki uçuk bulabilirsiniz ama, bu şekilde kurulacak bir AKP hükümetinin zaten ömrü 1 yıldan uzun olmayacaktır. Muhalefetin yasamaya damgasını vurduğu bir döneme, her şeye hükmetmeye alışmış bir parti çok fazla dayanamaz. Ve işte bir sonraki seçim geldiğinde, bu sefer halkın karşısına yeni anayasa yapma vaadiyle çıkan muhalefet partileri, yaptıklarıyla takdir toplamış ama iktidar yıpranmasından da nasiplerini almamış olacaklardır. Bu sebeplerle bu formül, ilerisi için acele bir erken seçim ya da bir AKP-MHP koalisyonundan daha mantıklı sonuçlar doğuracaktır.

Bundan daha iyi tek çözüm var aslında, ama MHP’nin buna yanaşmayacağı anlaşılıyor. O da, üç muhalefet partisinin birkaç başlık üzerinde anlaştığı ve erken seçim tarihini belirleyerek başladıkları sınırlı bir koalisyon dönemi. MHP buna ikna olsa da, Erdoğan’ın AKP hükümet kuramazsa başka partiden birini görevlendireceğini de sanmıyorum.

Dolayısıyla, özellikle CHP ve HDP’nin önünde duran soru şu olmalı: AKP’nin “bize hükümet kurdurmadılar, ekonomi de bu yüzden tepetaklak oldu” cümlesi eşliğinde domine etmeye çalışacağı bir erken seçimi mi, yoksa yasamaya hâkim olacakları ama AKP’nin yürütmeyi kısa bir süre daha ve çok zor şartlarda sürdüreceği kısa bir dönemi mi tercih edecekler?

Tepki görebileceğimi, muhakkak yanlış anlaşılma riski olduğunu bile bile bunu bana yazdıran nedir, onunla bitireyim. Selahattin Demirtaş, gerçekten orta büyüklükte bir mucizenin en önemli yaratıcılarından biri oldu. Lider kültünü reddederek Türkiye tarihinin en önemli siyasi figürlerinden biri oldu şimdiden. Kemal Kılıçdaroğlu ise, Deniz Baykal adlı “politik acı”nın ülkede ve partisinde yarattığı tahribatın önemli bölümünü birkaç yıl içinde tamir etti. Seçim sürecinde HDP ile ilgili aldığı tutum ve ortaya çıkan sonuçtaki katkısı tartışılamaz. Dolayısıyla, bir sonraki kurucu irade, gerçek anlamda demokrasiyi, barışı, hukuk devletini ve yeni anayasayı mümkün kılacak irade, bu iki liderin bunu talep etmeleri halinde ellerindedir.

HDP ve CHP, MHP’nin de desteğiyle barajı düşürmüş ve siyasi partiler yasasını değiştirmiş olarak ve çok iyi hazırlanarak girecekleri bir sonraki seçimde birlikte iktidar olabilir. İki gün önceki seçimin sonuçları, birlikte %38 oy alan bu iki partinin çok yakın bir gelecekte gerçek Yeni Türkiye’yi kurmaya aday olduğunu gösteriyor. Ama acele etmeye hiç gerek yok. Çünkü zamanlama her şeydir.