AKP ve MHP, türbanı üniversitede serbest kılacak Anayasa değişikliğinin çerçevesi konusunda mutabakata vardı. Ancak nihai kararı pazartesi verecekler. Ortak çalışma grubu,...

AKP ve MHP, türbanı üniversitede serbest kılacak Anayasa değişikliğinin çerçevesi konusunda mutabakata vardı. Ancak nihai kararı pazartesi verecekler. Ortak çalışma grubu, Anayasa'nın 'Kanun önünde eşitlik' başlıklı ıo. maddesiyle 'Eğitim ve öğrenim hakkı' başlıklı 42. maddelerinin değiştirmesine karar verdi.

Üniversitelerde "türbanın serbest" bırakılması "laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti'nin" "İslam Cumhuriyeti'ne" dönüştürülmesi hedefinin en köklü adımı olacak!.. Çünkü çıkarılan bu kadar yaygara, Anayasanın değiştirilme çalışmaları, büyük hak ihlali olarak sergilenen "kriz", üniversitelere girmemekte direnen birkaç bin türbanlı için. Üstelik başbakana göre bu kızların çoğunluğu, türbanı "siyasi simge" olarak takıyor!.. Demokrasiler, tek bir kişinin bile hakkını korumakla yüklüdür. Ancak, demokrasiler kurallar manzumesi. O nedenle hukuk ilkelerine bağlıdır. Çağdaş ve evrensel hukuk laiklikle oluşur. Yani demokrasiyi oluşturan kurum ve kurallar "dine" dayanmak yerine, "inanan inanmayan" herkesi kapsayacak ve güvence altına alacak "akla" dayalı hukuk kuralları ile var olur!

Türban serbestliği sadece üniversitelerde kalmayacak. Türbanlı okuyan genç, çalıştığı kamu işyerinde de türbanını takmak isteyecek. Ayrıca bu hak, ilköğretimden başlayarak tüm eğitim sürecine yansıtılacak. Arkasından gelecek baskı her kadının "türban, çarşaf ve peçe takması" zorlamasını da getirecek. Zorlayanları, takmayanları, çağın gereği gibi giyinenleri kim koruyacak? "Helal gıda kararı, cuma günü tatili, namaz molaları, dini eğitim" yasalarını kim önleyecek?

Göz göre göre Türkiye elden gidiyor. Hem de milliyetçiliğe toz kondurmayan MHP sayesinde!.. Dünkü Hürriyet Gazetesindeki köşesinde sevgili Bekir Coşkun soruyor: ..."Türk ulusunun çok acı çekerek, yeryüzünün en şerefli savaşını vererek kurduğu laik cumhuriyete önce 'milliyetçilerin' sahip çıkması gerekmez mi? 'Milliyetçilik' bir milletin çağdaşlığını, uygarlığını, aydınlık yarınlarını savunmak değil midir?.. Yoksa...Yoksa bir milletin çağın dışına savrulmasını savunmak mıdır milliyetçilik?.."
•••
Öncelikle, bir genel "gözlemin" açıklanması gerekmekte. Halkımız nezdinde MHP için milliyetçilik; "kan ve kafatasına dayalı ırkçılık" olarak algılanmakta!.. Başından beri; Kurtuluş Savaşı, Atatürk milliyetçiliği, ulusalcılık gibi kavramlardan öte, Sey-yid Arvasi'nin başını çektiği "Türk-İslam Sentezini" savunan, Türklük ve İslam geleneklerine körü körüne bağlı bir anlayışı sürdürmüşlerdir. Osmanlı hayranlığı, Arap kültürüne yatkınlık, bu "anlayış karmaşasından" gelir...

Önceliği, çağdaşlık, aydınlık, uygarlıktan daha çok, belinde kılıç, Arap çöllerinde kutsal emanetleri koruyan bir yaşamı "öykünmek" olmuştur. 12 Eylül öncesi, "saf ırkçılık ve macera" duyguları sömürülmüş, devletin yanında olduklarını zannederken, "kaçakçıların ve de demokrasi karşıtı" güçlerin oyuncağı konumuna gelmişlerdir.

O gün ölen binlerce "solcu gencin" kan izleri hâlâ ortalıktadır... Kahramanmaraş, Çorum olaylarının failleri siyasetin karar noktalarında bulunuyor... Bu pratikle yetişmiş kadrolar; dün de, günümüzde de, "mafya" ile birlikte anılmaktan kurtulamıyor...

•••
Dün "darbecilere" hizmet eden yapı, bugün AKP ile yan yana..

•••
Güneydoğu'daki "kirli savaş," MHP'nin tekrar güçlenmesinin nedeni olduğunu, bugünlere, şehit kanlarının üzerinde politika yaparak geldiğini biliyoruz!.. Ama asıl MHP'nin şansı ise, son 22 Temmuz seçimlerinde CHP den "umut kesilmesi!" O gün ustaca yapılan propaganda ile, AKP ye karşı sığınılan "liman" olarak gösterilen MHP, şimdi AKP'nin gücüne güç katan onun yorulduğu ya da yetemediği yerde desteği olan bir gerçek haline geldi!.. Bu bir zaaf sonucu mudur? Parlamentoda bulunmak onları "sevindirik" mi yapmış? AKP'nin isteklerini karşılayarak güya ülke sorunlarını çözüyor duygusuna mı girmişler? Hayır...

Siyasetteki sığlıkları, "yeteneksizlik" yanında "ihtiras" kurbanı olduklarını da gösteriyor. Hukuk sistemini yok eden uluslararası "Tahkim yasasını çıkaran, KİT'lerin büyük bir kısmım" Koalisyon hükümetinde satan, başta tütün olmak üzere tarım üretimin yabancılar istedi diye yok eden, bunlar değil miydi?!

Görülen o ki: MHP Meclis'e girdiği andan itibaren oy verenlerin beklentilerinin aksine doludizgin bir hedefte ilerliyor... Türk-İslam sentezinin iktidarı! Oysa, "bu gizli hedeflerinin" oluşması uğruna, Türkiye'yi ciddi bir tehlikenin kucağına atıyorlar... Bilmeliler ki; AKP'nin kafasındaki "İslam Cumhuriyeti'nde" Türk ırkı öncelikli değil!..