İstanbul’da toplanacak Dünya İnsani Zirvesi’nin tavsiye niteliğindeki kararlarının bağlayıcılığı yok. Krize ilişkin çözümü BM kurumları ile sivil toplum kuruluşlarına bıraktığı için hükümetlere sorumluluk da yüklemiyor.

İnsani yardım alanında yaşanılan sorunları ele alarak çözüm yolları bulmayı amaçladığı” belirtilen “Dünya İnsani Zirvesi”, 23-24 Mayıs 2016’da Türkiye’nin ev sahipliğinde İstanbul’da gerçekleştirilecek. Verilen bilgilere göre Zirve’ye BM üyesi ülkelerden resmi heyetlerin yanı sıra uluslararası ve bölgesel örgüt yetkilileri, parlamenterler, sivil toplum mensupları, akademisyenler, medya mensupları, özel sektör, gençlik ve krizlerden etkilenen kesim temsilcilerinin yer aldığı 6 binden fazla kişi katılacak.

Niyet iyi de olsa

İlk kez gerçekleşecek olan ama hazırlığı bir buçuk yıl öncesinden başlayan bir zirve bu. Hazırlıklar sırasında 23 bin kişinin katılımı ile 8 bölgesel iki de tematik toplantı gerçekleştirildiği belirtiliyor. İşte bu hazırlık toplantılarından birinde konuşan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Durumlar Koordinatörü Stephen O’Brien’in, “Binlerce insanın savaşlardan, doğal afetlerden ve açlıktan etkilendiğini, binlerce kişinin yerinden edildiğini” belirterek, “insani yardımlara her geçen gün daha fazla ihtiyaç duyulduğunu vurguladığı” haberleri yer almıştı medyada.

Katılımcıların arasında gerçekten insani yardım amacıyla çaba gösteren çok sayıda kurumun bulunmasına rağmen, zirvenin düzenleyicilerinin krizleri yaratan küresel güçler olması bu uluslararası buluşmanın ciddiyetini azaltıyor. Afrika’nın Sahel bölgesinde 6 milyonu çocuk 20 milyon kişinin açlık tehlikesi ile karşı karşıya olduğu örneğini veren O’Brien, “Sadece bu yıl yüz milyondan fazla kişinin insani yardıma ve korunmaya ihtiyacı var ve eğer bu bir ülke olsaydı dünyanın en büyük 12. ülkesi olurdu. Dünyadaki çatışmalar nedeniyle her yıl 14,3 trilyon dolar çöpe atılıyor” demişti. “Dünyadaki çatışmaların” sorumluları, aralarında Türkiye de var, işte bu zirvede çözümü konuşacaklar.

Gözümüzün içine baka baka dalga geçiyorlar bizimle. İnsani yardım sisteminde yıllardır reform yapılmasını isteyenlerin seslerini duymayanlar Zirve topluyor. İnsani yardım adı altında koskoca bir rant alanı yaratılmasına rağmen, bu konuda önleyici tek bir çabaları olmayanlar bir araya geliyorlar. Kurduğu göçmen kampındaki çocukları cinsel tacizden koruyamayan Türkiye de bu Zirve’de deneyimlerini diğer ülkelere aktaracak.

Tanıtım açısından önemli

Bu tür toplantılara ev sahipliği yapmak aday ülkeler için büyük önem taşıyor. Söz konusu ülkenin tanıtımına büyük katkı sağladığı da inkâr edilemez. BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun’un dediğine bakılırsa bu zirveyi düzenlemekte en istekli olan ülke İsviçre’ymiş örneğin. Ama Ban “ciddi bir değerlendirme sürecinin ardından Türk Hükümeti’nin talebini kabul ederek zirvenin İstanbul’da düzenlenmesine karar verdim. Kendilerini tebrik ediyorum” demiş.

Bu tür tanıtım meselelerine önem verenler açısından elbette iyidir bu. Ama ne Türkiye’ye ne de dünyaya yararı olacağı falan da yok. Kızmasın kimse.

İşe yaramayacak, çünkü….

1) İnsani yardımı kalkınmanın bir parçası olarak görüyor,

2) İnsani yardım ve mültecilerle ilgili uluslararası yasaların altına imza atan ülkeleri denetlemiyor,

3) Mülteci krizine önlemden malum standartları uygulamayı anlıyor, yardımları ihtiyaçlara karşılık vermekle sınırlı tutuyor,

4) Tüm sorunların çözümünü Birleşmiş Milletler (BM) kurumlarına, sivil toplum örgütlerine yükleyerek hükümetlerin sorumluluğunu azaltıyor,

5) Nihayet, alacağı kararlar bağlayıcı olmayacağı için hükümetler üzerinde yaptırım gücü yok.

Tüm bunlar, Zirve’nin işe yaramayan toplantılardan biri olduğunun farkına varan herkesin kabul ettiği eksiklikler. Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü örneğin, yukarıda belirtilen nedenlerle Dünya İnsani Yardım Zirvesi’nden çekilme kararı aldı.

Olan da Zirve yapılacak diye trafiği altüst olan kent sakinlerine oldu.

turkiye-bir-zirvaya-daha-ev-sahipligi-yapiyor-139400-1.