Bugün 14 Mart…


Osmanlı İmparatorluğu’nda modern tıp eğitiminin başlangıcı olarak kabul edilen Tıbhane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire adlı okulun 1827’de açılışının yıldönümü.


İlk kez 1919 yılında, İstanbul’un işgal altında olduğu günlerde işgale tepkilerini göstermek isteyen tıp öğrencileri Tıp Bayramı olarak kutlamışlardı, 14 Mart’ı.


Günümüze kadar gelen bu 14 Mart kutlamaları, artık içinde bulunduğumuz haftayı da kapsayacak şekilde, “Sağlık Haftası” olarak kutlanıyor.


Bu yıl Sağlık Haftası’nın açılışını 11 Mart günü, Türkiye Büyük Sağlık Hakkı Meclisi’nin (TBSHM) açılış töreniyle yaptı sağlıkçılar


Çok sayıda sendika, meslek örgütü, siyasi parti ve otuz sekiz ilden gelen Sağlık Hakkı Meclisi üyeleriyle Ankara’da, Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu’nda toplandı.


İşte sonuç bildirgesi.

***

TBSHM;


1- Katkı-katılım paylarını,

2- GSS primini ödeyemeyen hastaların hastane kapılarından geri çevrilmesini,

3- Özel hastanelerde “ilave ücret” adı altında alınan bıçak parasını,

4- Vicdanın, ahlâkın, insanlığın sıfır noktası “istisnai sağlık hizmetleri”ni,

5- “Yeşil alan uygulaması” adı altında acil servislerin bile paralı hale getirilmesini,

6- Sağlık Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Sağlık Bakanlığı’nın sağlık hizmeti sunumundan çekilerek sağlık holdinge dönüşmesini,

7- Devlet hastanelerini şirket hastanelerine dönüştüren kamu hastane birliklerini,

8- Kamu-özel ortaklığı adı altında riski devletin alıp kârı yerli/yabancı tekellerin/konsorsiyumların toplayacağı, katrilyonlarca liralık soygunu,

9- Kamu sağlık bütçesinin özel hastanelere peşkeş çekilmesini,

10- Sağlık hizmetlerinin meta haline getirilmesini, sağlık alanının piyasanın vahşi koşullarına terk edilmesini, sağlıkta özelleştirmeyi oylamış ve reddetmiştir.

***

TBSHM sağlıkla ilgili temel görüşlerini şu şekilde belirlemiştir:

1- Sağlık, bütün insanların doğuştan kazandığı temel bir haktır.

2- Sağlık hizmetleri herkes için eşit, ulaşılabilir, nitelikli ve parasız olmalıdır.

3- Bütün sağlık harcamaları, başkaca hiçbir katkı-katılım payı, ilave ücret, sağlık primi koşulu olmadan genel vergilerden karşılanmalıdır.

4- Odağında kâr değil toplumsal yarar, piyasa değil insan olan kamu sağlık hizmetleri devletin vazgeçilmez ve zorunlu görevidir.

5- Sağlık örgütlenmesinin her düzeyleri toplum katılımına açık olmalıdır.

6- Bedensel, ruhsal ve sosyal bir iyilik hali olan sağlığın korunup geliştirilebilmesi için koruyucu sağlık hizmetlerine öncelik verilmelidir.

7- Sağlık için ayrılan bütün kamusal kaynaklar kamu sağlık sistemi için kullanılmalıdır.

8- Sağlıkta taşeron çalışma yasaklanmalıdır.

9- Bütün sağlık emekçileri güvenceli istihdam, insanca yaşayabilecekleri ve emekliliğe yansıyan güvenceli ücret ve grevli, toplu sözleşmeli sendikal haklara kavuşturulmalıdır.

10- Sağlık çalışanlarının mesleki bağımsızlıklarını yok eden her türlü idari-mali kısıtlamalara son verilmeli; kamuda performansa dayalı döner sermaye, özelde ciro baskısı gibi sağlık mesleklerinin insani doğasına aykırı olan uygulamalardan vazgeçilmelidir.

Bu talepler için emekçileri, halkı, halkın örgütlü kurumlarını “Herkese Eşit, Parasız Sağlık Birleşik Mücadelesi”ne katılmaya davet ediyoruz.