“Rakka halkı seçmek durumunda kalırsa IŞİD’i seçer” diyecek kadar kendinden geçmiş olan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun bu skandal sözlerini anımsayarak soralım, Müslim “Türkiye Rakka’ya gelirse IŞİD’i desteklemek için gelir” derken haksız mı?

Türkiye çıkmazda: IŞİD mi PYD mi?

Suriye’ye yönelik emperyal çullanmadan iki yıl sonra 2013’te cihatçı grupların ele geçirdiği bir kent Rakka. 2014’ün başlarından beri de kentteki diğer cihatçı grupları kovan IŞİD çetesinin işgali altında. BU çete madem “devlet”, bir de “başkenti” olacaktı tabii. Suriye’deki karışıklığı fırsat bilip, yarattığı dehşet dalgasının da karşıtlarını sindirmesinin verdiği güçle tüm katillerini, yöneticileri dahil buraya topladı. O gün bugündür Rakka’dan “IŞİD’in başkenti” diye söz ediliyor.

Bu uğursuz çetenin orada uzun süre kalabilmesinin nedenleri arasında kentin zengin bir tarım bölgesi olmasının yanı sıra Tabka Barajı’nı kontrol ediyor oluşu da var. Bir de neredeyse Irak’ın burnunun dibinde, otorite boşluğunun olduğu Irak’tan Rakka’ya rahatça gidip gelebiliyor katiller. Suriye yönetimi ile ordusu ülkeye sızmış (aslında düpedüz Türkiye’nin de yardımıyla girmiş) 60 bine yakın yabancıya karşı yurtlarını savunurken Rakka için özel bir kurtarma operasyonu yapamadılar. Bunun da verdiği rahatlıkla IŞİD çetesi burada gerçekten “yönettiği” bir “devlet” kurmuş sayılır. Hıristiyanları haraca bağlamaktan tutun da, kent halkını adeta esir tutmak bu “devlet”in başarısı (!).

turkiye-cikmazda-isid-mi-pyd-mi-247457-1.

Türkiye’nin Rakka macerası
İşte bu Rakka şimdi Türkiye’nin de gündeminde. El Bab’a yapılan operasyon bittiğinde, Recep Tayyip Erdoğan’ın önce “derinine inmemek lazım” deyip operasyonun El Bab’la sınırlı tutulacağını açıklaması ardından bir hafta geçmeden “sıra da Menbiç ve Rakka var” demesi elbette politikasızlığın küçük bir işareti. Ama nihayetinde Türkiye şimdi, Donald Trump’ın peşine takılıp Rakka’ya operasyona karar vermiş görünüyor. IŞİD’i tepelemek için, nedeni bu. İnanan inanabilir buna ama hangi nedenle olursa olsun Türkiye’nin Rakka planı kendi başına vereceği bir karar değil.

NATO Savunma Bakanları toplantısında Savunma Bakanı Fikri Işık “El Bab’tan sonra Mümbiç’teki PYD, PKK unsurlarının tamamının çekilmiş olması arzumuz. Bu noktada ABD ile çalışıyoruz. Arzu ettiğimiz sonucu şu ana kadar alamadık. Ama El Bab operasyonundan sonra Türkiye’nin 2 önceliği olacak. bunlardan birisi Mümbiç birisi de Rakka” dedi. Tabi bu celallenmelerin nedeni Trump’a bel bağlanmış olması.

Peki öyle mi gerçekten? ABD ile bu konuda anlaşmış durumda mı Türkiye? Durum pek öyle görünmüyor. Olası bir Rakka operasyonunda Türkiye PYD/YPG güçlerini istemiyor. Bırakın operasyonda, bölgede bile görmek istemiyor. Ama ABD, Suriye’de IŞİD’e karşı ne yapılacaksa bunun PYD ile yapılacağını hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde açıkladı zaten. ABD Savunma Bakanı Ashton Carter ve Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford da 22 Eylül’deki Senato oturumunda bunu açıkça dile getirip Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) (PYD/YPG kastediliyor) Rakka’ya yönelik bir operasyonda ABD’nin destek vereceğini söylemişlerdi.

Carter, Suriye’deki hareketliliklerde “yerel güçler”in rolünün önemli olduğunu defalarca açıkladı. “IŞİD’in Suriye dışından gelen bir güçle yenilemeyeceğini” bu dışarıdan gelen gücün Türkiye olduğunu vurgulamış oldu Carter. “Bizim desteklediğimiz Suriyeli güçlerle bu yenilgi sağlanır” derken kastettiği PYD elbette. Türkiye ABD ile ortak hareket edecekse PYD’yi de kabullenmek zorunda. Menbiç, ABD destekli DSG tarafından, Suriye ordusunun da yardımıyla elbette Menbiç’i IŞİD’den kurtardı. Türkiye, IŞİD’den kurtarılmış olan Menbiç’i yeniden IŞİD’den kurtarmak için mi gidecek? Değil elbette. Orada Kürt görmek istemiyor.

ABD ile bu konuda, her ne kadar ABD “Türkiye’nin hassasiyetlerini anlıyoruz” demiş olsa da bir uzlaşmaya varılmış değil.

Türkiye ABD ile olduğu kadar Rusya ile de bu konuda ihtilaflı. Rusya Türkiye’nin Rakka’ya kadar “IŞİD’i temizleme” gerekçesini gerçekçi bulmuyor. Başından beri her ne yapılacaksa bunun Şam ile koordineli yapılmasını da vurguluyor sürekli. Hem neden bir petrol kaynağı bölge olan Rakka’da Türkiye’nin aktif olmasını istesin?

Rakka’ya bir operasyon niyeti varsa Rusya bunu çok doğaldır ki Suriye ordusu ile yapacak. Türkiye gerçekten IŞİD’i temizlemek için (!) bir operasyon düşünüyorsa Rusya-Suriye ortaklığına dahil olmak zorunda. Unutulmaması gereken bir konu da Rusya ile ABD’nin Rakka için birlikte operasyon planlamış oldukları. Recep Tayyip Erdoğan’ın “Ben yaparım, olur” diyeceği bir durum yok ortada yani.

IŞİD’e karşı kurulan koalisyonun sorumlusu general Stephen Townsend’in “Rakka’ya operasyon için şartlar oluşmadı” demesi önemli değil midir? Türkiye ile PYD çatışmasıdır bunu söyleten. Türkiye bu gelişmelere, bu “gerçekliğe” rağmen bir operasyona giderse Rakka’da, hiç de iyi bir sonuçla karşılaşmayacak. Bu nedenle Rakka bir macera diyoruz.

Şunun anlaşılması lazım: Suriye’de etkin olan aktörler olacak olan neyse bu “yerel güçler” olmadan olmayacak diyor. Yerel güçten anlaşılan Kürt gücüdür. Türkiye El Bab operasyonunda Rusya’nın “sınırlı desteği”ni Rakka’da da göreceğini sanıyor, umuyorsa ciddi olarak yanılıyor. Bir ara bu desteğin gelmeyeceğini fark ettiğinde “El Bab’dan sonra derine inmemek lazım” demişti Erdoğan. Ancak Trump’ın Suriye’ye Kara Gücü çıkaracağı planları ortaya çıktığında, bu planlarda Türkiye’ye de rol düşeceğini sezinlemesinin verdiği cesaretle “Menbiç-Rakka sırada” demeye başladı aynı Erdoğan.

***

turkiye-cikmazda-isid-mi-pyd-mi-247458-1.

Rakka’ya girmek Suriye ile açık savaşa girmek demektir

Tüm bu anlaşmazlıklar giderilse bile Türkiye Rakka’ya rahat gidebilecek değil. Bölgenin siyasi gerçeklerini bilmediği gibi coğrafi gerçeklerini de bilmiyor çünkü. Lojistik açıdan başarı şansı ne, muhtemel rakiplerine karşı başarı şansı ne durumda örneğin. Rakka’ya gidilecek güzergâhta oraları IŞİD’den temizlemiş Kürt Güçleri var, onlarla da açık çatışmaya girecek elbette. Bu tür bir operasyonu Suriye’nin toprak bütünlüğüne ve egemenliğine bir saldırı olarak değerlendirecek Rusya ile kendi topraklarını savunacak olan Suriye’nin karşı koyuşları hesaba katılmıyor mu?

PYD Başkanı Salih Müslim’in “Rakka burnumuzun dibinde biz elbette operasyonda olacağız demesi mantıksız mı? ABD-Kürt işbirliğinin uzun vadede bölgeye zararlı olacağına inanmış biri olarak, mevcut durumun Türkiye istiyor diye değişeceğini sanıyor değilim kendi adıma. Ama Suriye’deki Kürt gerçekliğini, Suriye’ye cihatçı sokmakla “aktif” hale getiren Türkiye’nin kendisi.
“Rakka halkı seçmek durumunda kalırsa IŞİD’i seçer” diyecek kadar kendinden geçmiş olan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun bu skandal sözlerini anımsayarak soralım, Müslim’in “Türkiye Rakka’ya gelirse IŞİD’i desteklemek için gelir” demesi haksız mı?

Türkiye’nin Suriye’de desteklediği ne kadar cihatçı grup varsa hepsi PYD ile çatıştı. Türkiye de bizzat kendisi Suriye’ye girerse PYD ile çatışacak. Bu ABD’yi de Rusya’yı da karşısına almak demek. Türkiye desteklediği gruplar aracılığıyla da olsa Suriye’de üstünlük sağlamış değil.

***

ABD neden “beraberiz” diyor?

ABD’nin, Türkiye’nin dikkate aldığını söylediği “hassasiyetlerine” rağmen PYD/YPG’de ısrar ettiği gün gibi ortadayken, hala “Türkiye ile Rakka operasyonunda beraber olacağız” demesinin anlamı ne? Bir tarafın geri adım atacağı, bunun da ABD olmayacağı çok açık. CIA ve ABD genelkrumay başklanlarının Türkiye ziyareti bir ikna ya da güvence vermeden çok Türkiye’yi bir “kabul”e zorlama ziyaretleri. Türkiye’ye söylenen, hatta ABD’nin baskıya dönüşen tutumu Türkiye’nin PYD ile işbirliğini kabul etmesidir. Binali Yıldırım’ın Almanya’daki Münih Güvenlik Toplantısı’na giderken yaptığı “anlaşırsak Rakka’da operasyona girmeyeceğiz” açıklaması bu çerçevede değerlendirilmeli ve şu sorulmalı: “Hangi konuda anlaşılacak ki Türkiye Rakka’ya girmeyecek?” ABD’nin PYD’yle Rakka’ya girmemesi konusunda mı yoksa, Rakka’ya gşrmekten tamamen vazgeçileceği konusunda mı? İkincisinde Türkiye PYD varlığını kabul etmiş olacak o halde.

***

turkiye-cikmazda-isid-mi-pyd-mi-247456-1.IŞİD ile Kürtler kapışırsa?

Şeytanın avukatlığını yapıp sormak durumundayım. Rakka’ya yönelik operasyonda yer alacak PYD’nin IŞİD’le savaşacağı kesin. Bu amaçla operasyon yapılacak zaten. Türkiye böyle bir durumda, duyduğu büyük Kürt korkusu yüzünden IŞİD’i desteklemese bile, yenilgisinden memnun kalır mı? Türkiye IŞİD’in mi PYD’nin mi kazanmasını ister?

Buna yanıt verecek olan Erdoğan’ın “PYD, IŞİD’den bile tehlikeli”dediğini hatırlayarak versin yanıtını. Hayalerperestin önde gideni Ahmet Davutoğlu adlı “akademisyen”in “Suriye’nin sınırları tehlikede” tespitini (!) de aklında tutsun.

Kimin sınırları tehlikedeymiş görüyoruz.