Recep Tayyip Erdoğan 2004’te bir ABD ziyareti dönüşü açıklama yaparken BOP üzerinde ABD ile “mutabık” kaldıklarını söylemiş, Türkiye’nin BOP mimarlarınca hem Müslüman hem demokrasiyle yönetilen bir ülke olarak tanımlandığını belirtmişti

Türkiye’de rejim BOP çizgisinde değişiyor

Henüz önünde engeller var ama Türkiye’de rejim değişiyor. Recep Tayyip Erdoğan, Akıncılık günlerinden kalma hayalini gerçekleştirmek üzere. Şaibeli referandum “zaferi” bunun ilk adımı. Erdoğan bu değişikliği yaparken “göklerden gelen karar”ın ne kadar etkisi oldu bilinmez ama eşbaşkanı olduğu Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) yöneticilerinin “karar”ının etkili olduğu kesin. Ne diyordu Condeleezza Rice adlı eski ABD Dışişleri Bakanı anımsayalım: “Ortadoğu’da 22 ülkenin sınırları ve rejimleri değişecek, bu ülkelerin arasında Türkiye de vardır”. Ama ekleyelim sınırların değişmediği ülkelerde de rejimler değiştirilecek.
Kısaca BOP dediğimiz, ilk kez o sevimsiz George W. Bush’tan duyduğumuz uğursuz projenin tam adı “Genişletilmiş Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesi ile Müşterek Bir Gelecek ve İlerleme İçin Ortaklık İnisiyatifi”. Malum, bir ABD projesi bu. ABD’de proje çok bu da onlardan biri. Dünyadaki egemenliğini sürdürmeye yönelik genel politikasının bir parçası. Uygulanması için çaba gösterilen Ortadoğu da hem siyasi, hem ekonomik, hem de tarihi olarak dünyanın en önemli bölgesi. Dinler bu coğrafyada ortaya çıktı, petrol başta olmak üzere zengin doğal kaynakların vatanı burası, neredeyse her yöne giden yolların kavşak noktası durumunda aynı zamanda. Öyle doğalgaz rezervlerine sahip ki dünyadaki rezervlerinin yüzde 40’ı burada. 2020’de deniyor çıkarılacak olan günlük petrol varilinin sayısı 119 milyonu bulacak.

“Demokrasi” götürecek


BOP’un çok fiyakalı bir amacı var: İslam ülkelerine demokrasi götürmek. Oysa asıl amacı bölgenin kontrolünü ele almak, bölgedeki pazarları serbest rekabete açmak. O bildiğimiz klasik sömürgecilik teorisinin kamufle edilmiş hali. Enerji güvenliğini sağlamak için “ABD dostu” yönetimler oluşturmayı hedefliyor. Buradan yıktığı diktatörlerin dostu olmadığı düşünülmesin. Sıkı dostlarıydı çoğu ama zaman zaman başvurdukları “millileştirme” gibi uygulamalarla sıkıntı yaratıyorlardı ABD’ye. Birçok ülkeye felaket getirdi BOP. Libya, Irak, Mısır artık eskisi gibi değiller. Suriye hâlâ direniyor.

Türkiye’yi ise doğrudan ilgilendiren bir proje BOP. Ne de olsa eşbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan. 2004’de bir ABD ziyareti dönüşü açıklama yaparken BOP üzerinde ABD ile “mutabık” kaldıklarını söylemiş, Türkiye’nin BOP mimarlarınca hem Müslüman hem demokrasiyle yönetilen bir ülke olarak tanımlandığını belirtmişti. Bir cümlesi vardı ki pek bir açıktı: “Türkiye üzerinden atılacak adımlar olumlu neticeler getirecek.”

“Türkiye üzerinden atılacak adımlardan biri Irak’a çıkacak ABD askerinin ülkemiz topraklarından geçmesiydi. Çok istediği izni şimdi referandumla ortadan kaldırdığı, iyi kötü var olan parlamentomuzdan geçirememişti Eşbaşkan Erdoğan. Libya’ya ABD-NATO-AB çullanmasında önce karasız kaldı ama savaş gemisi de gönderdi BOP’un partneri olarak.

Ama Suriye için eşbaşkanlığının gereğini fazlasıyla yaptı. Sınırları açarak adı geçen ülkeye dünyanın tüm cihatçılarını doldurdu. Ahmet Davutoğlu adlı akademisyen “Suriye’nin sınırları tehlikede” diye sevindirik olduğunda henüz Türkiye’nin çok korktuğu Kürt gücü, sınır bölgelerimizde ortaya çıkmamıştı. Şimdi Türkiye’nin sınırlarının ne durumda olduğu Rice’ın sözleri eşliğinde konuşulur oldu.

BOP biraz aşındı Türkiye’de
Uzun iktidarı boyunca memleket rejimi yavaş yavaş İslamileşti. Referandum sonrasında da her şeye kadir bir başkanımız oldu. ABD ile BOP mimarlarından bundan bir şikayeti yok. Biraz söylenip susarlar. Ama “hafif” İslami olmasını istedikleri Türkiye’nin ciddi olarak İslamcılaşması endişesini duymuyor değiller. Bu “hafif” dokundurmasını eski ABD Dışişleri Bakanlarından Colin Powell’in Türkiye’yi tanımlarken “ılımlı İslam ülkesi” deyişini hatırlayınca yazdım. Adam daha 2003’te böyle diyordu Türkiye için. ABD, BOP’da yanına aldığı Türkiye’yi “demokratik/ laik” oluşundan ötürü (hafif İslami olması laikliğe engel değildi ABD’ye göre) bölge ülkelerine örnek gösteriyordu.

Ancak, “dindar nesil” yetiştirme konusundaki kararlılığı, Ortadoğu’ya yönelik İslamcı/mezhepçi politikası nedeniyle BOP’un çizdiği sınırların dışına düşer durumda Erdoğan. Ama sonuçta Rice’ın dediği rejim değişikliği Türkiye’de gerçekleşmek üzere. Eşbaşkan, BOP’un beklediğini hayata geçirmek üzere.