Çarşamba günü sabahın erken saatlerinden itibaren Tuzla tersaneler bölgesindeydim. DİSK”in düzenlediği “Yaşam Nöbeti” eylemini....

Çarşamba günü sabahın erken saatlerinden itibaren Tuzla tersaneler bölgesindeydim. DİSK”in düzenlediği “Yaşam Nöbeti” eylemini başından sonuna izledim. Ancak “en başı” hariç…
Çünkü ben Tuzla”ya geldiğimde Çevik Kuvvet Limter-İş Sendikası Başkanı Cem Dinç’in de aralarında bulunduğu işçileri yerlerde süründürdükten sonra gözaltına almıştı.
Operasyonun gerekçesi ise son derece “yaşamsal” bir trafik sorunu:
-Tersaneler Caddesi”nin trafik akışını kesiyorsunuz!
Yaşam nöbeti eyleminin yapıldığı Tuzla Tersanesi önüne geldiğimde geniş cadde tamamen trafiğe kapatılmıştı. Çevik kuvvet birimleri de eylemi karşı kaldırımdan sessizce izliyorlardı.
Demek ki, sabahki “işçilere meydan dayağının” gerekçesi yolun trafiğe kapatılması değilmiş!!!

•••
Türkiye’nin en büyük sorunu işsizlik.
İstihdam yaratan dış pazarlara açılan sektörlere yatırımlar yapılıp, insanlarımıza iş imkânı yaratılırsa ne iyi olur değil mi?
Hayır!
Hiç de öyle değilmiş.
İşte Tuzla ortada. Sektör geometrik olarak gelişiyor. Dış pazarlara gemi yetiştirilemiyor. Türkiye”ye büyük miktarlarda döviz giriyor. İşverenlerimiz büyük paralar kazanıyor.
Bu görkemli para cenneti işçilerine ancak cehennemi ikram edebiliyor.
İşyerlerinde sendika yok, sigorta yok, çalışma güvencesi yok.
Sadece yoksulluk ve iş cinayetleri var.
Tuzla gemi inşaat sektörünün son yıllardaki hızlı gelişmesi işçilere özel bir mezarlık armağan edebildi:
Tuzla’da bugüne kadar 82 işçi iş cinayetine kurban gitti!
BİZİM TİYATROMUZ
Akıl dışı olaylar bizim ülkemizi cehheneme çevirirken Bizim Tiyatro ve Zafer Diper bu çıldırmışlığın ortasında bir vaha oluşturabilmek için 27 yıldır uğraş veriyor.
Türkiye gibi istikrarsızlığın temel ilke olduğu bir ülkede 27 yıldır aynı flama altında sanat kurumu olarak ayakta kalabilmek yabana atılamayacak bir olgudur.
Zafer Diper’in sanatçı yönünü zaten bu alanın uzmanları, Bizim Tiyatro’nun seyircileri ve dostları yakından biliyor, takdir ediyorlar.
Onun esas saygı duyulan yanı ise tiyatro sanatının yaygınlaşması adına gösterdiği direngenliktir!..
Zafer Diper’in bıkmak bilmez bir uğraşla, cehennem ülkenin toprakları üzerine saçtığı tiyatro tohumlarının izleri her yerde görülebiliyor. Ekşi Sözlük’te onun için yer alan şu ifadeler Diper’in ulaştığı zirveyi de işaretliyor:
-Zafer Diper o gün salonda bulunanlara hayatları boyunca asla unutamayacakları bir armağan vermişti! Alkışlamaya doyamamıştım.
Bu cümleler bir üniversite öğrencisinin Anadolu turnesindeki Bizim Tiyatro’da Yargı adlı oyunu izledikten sonraki düşünceleri...
Bizim Tiyatro şu günlerde yeni bir oyunla İstanbul’da seyircilerininin karşısına çıkıyor. Ünlü Alman devrimcisi Olya Benario’nun hayatından kesitler sunulan oyun aynı zamanda Olya’nın 100. yaşını da selamlıyor.
1908’de Almanya’da zengin bir ailenin kızı olarak başladığı hayatı, komünist yeraltı teşkilatlarının hücre evlerindenden geçerek Moskova, Paris, Londra, Rio De Janerio ve Berlin’de sürüyor. Direnişçi, devrimci, illegal ve sevdiği adamın önüne atlayarak ona sıkılan kurşunları gögüsleyecek kadar aşık bir kadının hikâyesi...
Zafer Diper “Olya”sına bu akşam Kadıköy’deki Barış Manço Kültür Merkezi’nde büyük bir gala yapıyor. Tiyatroseverleri bekliyor!
Bizim Tiyatro’nun kurucusu ve Genel Sanat Yönetmeni Zafer Diper bizim tiyatrocumuzdur!