Şans oyunları adı altında toplanan milli piyango, sayısal loto ve benzeri oyunları kimler oynuyor? Siz en son ne zaman bu oyunlardan oynadınız? Yapılan araştırmalar gösteriyor ki şans oyunlarını oynayanların büyük çoğunluğu yoksul insanlardan oluşuyor. Bunun nedeni olarak da içinde bulundukları yoksulluktan kurtulmanın ve daha rahat bir yaşama ulaşma hayalinin tek ve en hızlı yolu olarak […]

Şans oyunları adı altında toplanan milli piyango, sayısal loto ve benzeri oyunları kimler oynuyor? Siz en son ne zaman bu oyunlardan oynadınız?

Yapılan araştırmalar gösteriyor ki şans oyunlarını oynayanların büyük çoğunluğu yoksul insanlardan oluşuyor. Bunun nedeni olarak da içinde bulundukları yoksulluktan kurtulmanın ve daha rahat bir yaşama ulaşma hayalinin tek ve en hızlı yolu olarak şans oyunlarını görüyor olmalarıdır. Yoksulluk derecesi arttıkça ve insanca yaşayabilecekleri bir geliri elde etme olanağı azaldıkça insanların şans oyunlarına daha fazla yöneldikleri araştırmalarda ortaya konuluyor.

Harvard Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmaya göre ekonomik durumları iyi olanlar sadece ikramiye tutarı çok yüksek olduğunda şans oyunları oynarken yoksullar ikramiye miktarına bakmadan bu tür oyunları oynuyorlar. Örnek olarak “kazı kazan” adı ile bilinen ve ödül miktarlarının çok düşük olduğu oyunları oynayanları gösteriyorlar.

Bu durumun ekonomi kuramında karşılığı marjinal fayda ile açıklanıyor. Geliriniz düşük ise sağlayabileceğiniz küçük bir artışın marjinal faydası da yüksek olur. Ama zengin iseniz kazanacağınız küçük tutarların faydası pek önemli olmuyor.

Şimdi gelelim bu konunun bizi neden ilgilendirdiğine.

Biliyorsunuz Türkiye’nin Ziraat Bankası, Halkbank, THY gibi önemli kuruluşları iki yıl önce “Türkiye Varlık Fonuna(TVF)” devredildi. Milli Piyango da bunların arasında yer alıyordu.

TVF Genel Müdürü Zafer Sönmez’in, Milli Piyango’nun işletme hakkını devretmek için “dünya devleriyle” görüştüklerine ilişkin açıklaması dün gazetelere yansıdı. Bu açıklamaya göre devir işlemi yılsonuna kadar tamamlanacakmış ve bu gerçekleştikten sonra Milli Piyango’nun 3.5 milyar lira olan gelirinin 10’a katlanarak yıllık 35 milyar liraya çıkması bekleniyormuş. “Milli Piyango’nun gelirinin gayri safi milli hasılaya(GSMH) oranını yüzde 0.1’den yüzde 1-2’ye kadar çıkarma potansiyelimiz var” da denilmiş. Tabi GSMH ifadesini kullanınca önemli bir ekonomi politikasından bahsetmiş oluyorsunuz. Sanırsınız ki önemli bir sektörün milli gelir içindeki payından bahsediyorlar. Konuştukları konu şans oyunları!

Peki, soralım, şans oyunlarının geliri nasıl artar? Tabi ki daha fazla oyun oynanarak. Kim bu oyunları oynuyordu hatırlıyor musunuz? Yoksullar! Bu durumda yıllık gelirin on katına çıkması (1) yoksulların insanca bir gelir elde etme umutlarının giderek azalması ve bu nedenle daha fazla oyun oynaması, (2) yoksul sayısının artmasıyla birlikte şans oyunu oynayacak insan sayısının artması ile mümkün olur. Kısaca, yoksulluk arttıkça şans oyunlarına harcanan para da artacak. Yoksulların oynadıkları piyangolardan elde edilecek gelirin 10 kat artacağı beklentisi de yine bir müjde olarak paylaşılıyor.
Bu, bize ülkeyi yönetenlerin vatandaşların önümüzdeki yıllardaki zenginliğinin artacağına ilişkin beklentilerinin pek de iyimser olmadığını açıkça ortaya koyuyor.
2023 yılında dünyanın 10. büyük ekonomisi olma hayalinden, piyango oynayanların artacağı beklentisine geçiş olduğunu gösteriyor.

İstihdam, ekonomik büyüme, gelir artışı, refahın adil paylaşımı gibi hedefleri olmayan bir siyasi iktidarın, şans oyunlarının vatandaşın temel zenginlik kaynağı umudu haline dönüşeceğini beklediğini ortaya koyuyor.

Diğer bir ifade ile bu beklenti “ben size çalışarak insanca yaşama umudu veremiyorum ama piyango oynamaya devam edin, olur da çıkarsa, ancak böyle zengin olma fırsatına erişebilirsiniz” demektir.