İki gündür, iki gündemi ayrı ayrı takip ediyoruz...

İki gündür, iki gündemi ayrı ayrı takip ediyoruz.

Ayhan Çarkın’ın itiraflarını!...

Ve "Ermeni soykırımının inkarı halinde" ceza verilmesini sağlayan Fransız Milletvekili Boyer’in yasasını!..

****

Fransız Meclisi'nin verdiği karar kanımıza dokunuyor!..

Ayhan Çarkın’ın söyledikleri ise;

bir kulağımızdan gidiyor,diğerinden çıkıyor!..

****

Aslında bir biriyle bağlantılı değilmiş gibi görülen bu iki olay,

bizim karanlık bir yanımızı,

karakter zaafımızı,

demokrasi ve insan haklarına bakışımızı,

ve de en önemlisi, düşünce ve ifade özgürlüğüne ne kadar uzak olduğumuzu ortaya koyuyor!..

****

Bizi acıtan; 1915'te Ermenilere yapılan katliamların başkaları tarafından ortaya çıkarılıp hesap sorulması!..

Tepkimiz; O zaman yapılanlardan utandığımızdan dolayı değil!

Çünkü biz kendi insanımıza;

sırf temel yaşam haklarını istediği,

eşit yurttaş olmak için direnç gösterdiği,

farklı köken,dil,din, inanç ve kültürlerinin tanınmasını beklediği,

emeğine sahip çıktığı,

insan sömürüsüne dur dediği,

adil paylaşımı talep ettiği için öldürülmesine göz yumabiliyoruz!..

****

Öteki olanları dışlayan, onları toptan yok etmeyi düşünen anlayış,1915'te yapılanları çok dikkate almaz!

Hatta "ret etme" aymazlığını da kolayca gösterebilir!..

Ermeni tasarısı için Fransızlara tarihlerini hatırlatanlar, yakın tarihimizde bizzat kendilerinin içinde bulunduğu olayları unutuyor!..

****

Bu nedenle onlar için Ayhan Çarkın’ın anlattıkları, iç politikada kendilerine bir katkı sunacaksa, demokratikleşme propogandasını güçlendirecekse, değer kazanıyor!..

Bu nedenle,gerçek demokrasinin kurulması adına "faili meçhulleri araştırmayı,kontrgerillanın üzerine gitmeyi,dışlanan büyük çoğunluğun haklarının vermeyi" akıllarına getirmiyorlar!..

Bu güne kadar Ermeni olaylarıyla "yüzleşmeyi" yapmayan anlayış, inkarcı tavrıyla insan haklarına saygıda kusurlu bir ülke haline geliyor...

****

Evet tarihi siyasiler yargılayamaz!

Ama siyasiler tarihin doğru anlaşılmasını sağlayacak ortamı hazırlar.

Doğru tarihin bilinmesi, insana olan saygının pekişmesine,geleceğin daha duyarlı kurulmasına neden olacaktır.

Tarihinizdeki gerçekleri bilmek, bu gerçeklerin nedenlerini öğrenmeyi de getirecektir..

Aynı olayaların tekrarında aynı hataların yapılması engelleneceği gibi,yeni felaketlerin önününde kesilmesini sağlayacaktır…

Hele geçmişlerinde "insan hakları ihlalleri" olanların bunlarla yüzleşmeleri halinde daha da saygın ülke olacakları kesindir!...

****

İç siyaseti köpürtmek adına Fransa’ya karşı alınan tedbirler iktidara şimdilik fayda sağlar..

Gururları okşar!..

Karizmayı parlatır!.. da sonrası ne olur?..

****

Bakın 577 üyeli Mecliste 60 milletvekilli Türkiye’nin gözünün içine bakarak bu yasayı çıkarıyor.

Sarkozy Cumhurbaşkanı Gül’ün telefonlarına çıkmıyor..

Fransız Dışişleri Bakanı "aşırı tepki göstermenize gerek yok!“ diyerek işi küçümsüyor!..

Aslında galiba küçümsenen bizim ülkemiz oluyor!..

****

Biz Fransa’ya;

"düşünce ve ifade özgürlüğünü katlediyorsunuz!" diyoruz!..

"Araştırmayı,bilimi,insanların temel hakkı olan bilgi edinmeyi yok ediyorsunuz!" diyoruz!

Bu sözler için çok ama çok haklıyız!

****

Peki Fransa bize; "siz de düşünce ve ifade özgürlüğü var mı" diye sorduğunda ne cevap vereceğiz!

Çıkmayan kitaptan tutuklu,olmayan delillerden suçlu olan insanların varlığını inkar mı edeceğiz?!

Hapisteki 60’ı aşkın gazeteciyi yok mu? sayacağız!

****

Fransa’nın yaptığı kabul edilemez!.

Ama bizim de yüzleşmemiz gereken olaylar var!..

Dersim’i, Sivas’ı, Çorum’u, Maraş’ı, 1 Mayıs 1977’yi, binlerce faili meçhul cinayetleri,Mumcu’yu, İpekçi’yi, Doğan Öz’ü Akın Özdemir’i, Tütengil’i, Üçok’u ve isimlerini sayamadığım değerlerimizin akıbetleriyle yüzleşmeden dünyada sözü dinlenir bir ülke olamayız!..

****

Ayhan Çarkın’ın itiraflarını çok önemsiyorum…

Cesetlere ulaşılır ya da ulaşılmaz.

Önemli olan; öldürme itirafları ve devletin gizli çetesinin yurttaşlarımızı katletme yetkisinin gün yüzüne çıkmış olması!

****

Kısaca her iki ülkenin de düşündükleri ve yaptıklarında samimi olması gerekir!

****

Bu gün bir acı geçmişi,karanlık ve ayıplı geçmişimizi daha hatırlıyoruz!

19 Aralık 1978 yılında başlayıp 8 gün devam eden ve bine yakın insanımızı kaybettiğimiz Maraş katliamındaki tüm insanlarımızın bir kez daha anıyoruz!.

Yıllar geçsede acılarını paylaşıyoruz..! Onları unutmadık!.

****

Maraş olaylarını unuturmak istemeyen Münih’te yaşan dostum Adnan Cangüder bir şiir yazmış.

Sizlerle paylaşmak istiyorum.

Münih 15.12.2011

Ve Maraş..

Bir çivi çakıldı ağaca

Ucunda cenin.

Yaşama tutunamadan

ağaca tutturulmuştu..

çırılçıplak öldürüldüler.

ve kefensiz

ve habersiz

ve sahipsiz

toprağın derinliğine

karışıp gittiler..

****

Tornavida ucunda bir göz;

uzaktan elinde sallayarak

ve gülerek geliyor.

Dünyayı zaptetmiş kahraman..!

Cennet ninem ise şimdi gözsüz

ve foseptik çukurunda

seksenini devirmiş

öylece yatıyor..

****

Ne de güzel süslemişlerdi

tarlalarını ve bahçelerini,

oysa aynı tarlalara ve bahçelere

evlerinden alınıp

parçalanmış olarak

atılacaklarını bilmeden..!

Hasatlarını kim kaldıracaktı..?

****

hiç arama asker polis nerede diye?

askerlerin ve polislerin arasından,

çıkıp geldiler.

Ellerinde baltalarla, kazmalarla

ve sonrada kaldılar

gitmediler..

****

Çok önceden kesmişlerdi;

aynı topraklarda

kılıç artıklarını

ve diğerlerini.

ve sonra bizleri

kibrit çöpü kırar gibi

kırdılar

Maraşta

Maraşta..