Papa 16. Benedict, yüzlerce yıl önce, yazdığı kitap nedeniyle Engizisyon hâkimleri tarafından mahkûm edilen, atıldığı hapishanede gözlerini kaybedip ölen büyük bilim insanı Galilei Galieo’yu 2008 yılında affettiğini açıkladığında fazla önemsememiş, “affetmesen ne yazar” demiştim. Vatikan’ın birçok konuda toplumun gerisinde kaldığını bilen herkes benim gibi yaklaşmıştı bu habere.

Vatikan toplumun çoktan hallettiği kimi sorunlara “çözüm” önerilerini ya da alınması gereken tutumları “çok geç” yerine getiren bir kurum. Buna rağmen iki gün önce Papa Francis’in idam cezasına her koşulda karşı çıktığını açıklamasını, bu cezanın çözüm olmadığı inancının çokça taraftar topladığı günümüzde geç bir karar olmasına rağmen önemsedim.

Hakkını yemeyelim, Vatikan’da uzun yıllardır idamın bir ceza olmadığı konusunda tartışmalar sürüyordu. Katolik Kilisesi idam cezasını “insan onurunu ihlal ettiği” gerekçesiyle benimsememiş ama bazı durumlarda bu cezayı savunmuştur da. Zamanla Katolik Kilisesi ölüm cezasını, “yasal olarak öldürme” olarak tanımladı. Bu görüşü Hıristiyan uluları Augustine ile Aquinalı Thomas savundular. Auguistin’e göre kötülükleri caydırmanın, dolayısıyla masumları korumanın bir biçimiydi idam. 1911 baskılı Katolik Ansiklopedisi’nde “ölüm cezası”nın Katolik Kilisesi’nin öğretisine aykırı olmadığı yazılıdır.

Ama bu görüşe son yıllarda Vatikan’da karşı çıkanlar da oldu. Vatikan’daki kimi teologların yanı sıra Papa II. John Paul, Papa Francis idam cezasına açıktan tavır almış, Birleşik Devletler Katolik Piskoposlar Konseyi de idamı çağdışı olarak nitelemişti, örneğin. Papa Francis’in 2015 yılında yaptığı açıklama çok nettir. Papa, ölüm cezasının toplumun kendisini savunma gereksinimiyle haklı olamayacağını da vurgulamıştı. Çarpıcı cümlesi de şudur bence; “Ölüm cezası Tanrı’nın insanlara ve topluma yönelik planlarıyla çelişmektedir”.

Tanrı’nın planlarından haberim yok, bir dini kurumun herhangi bir konuya nasıl yaklaştığıyla da çok ilgili biri değilim. İdam cezası kilise (ya da cami, sinagog vs) “kötüdür” demese de benim gözümde kötüdür. Ama idam cezasına karşı olan Papa Francis’in görüşünün Vatikan’ın resmi görüşü haline gelmesini önemli bulurum. “Tanrı adına” cezalandırma dahil idamın bir din kurumu tarafından reddedilmesi, idam karşıtları açısından bir başarıdır her şeyden önce. ABD gibi son derece tutucu ülkenin idam cezası uygulayan eyaletleri bu karar karşısında bir tutum almak durumundalar. Laik bir ülke de olsa dinin hâkim olduğu bir toplum yapısı var ABD’nin. Bu ülkede kararın yansımaları olacaktır mutlaka.

İdam savunucularını zor durumda bırakan bir karar olduğu da açık. İdam cezasının yaygınlaştırılması için kampanya düzenleyenlerin elinden “din” silahını bizzat Vatikan almış oluyor. Kampanyacıların şimdi daha güçlü argümanlarının olması gerekecek. Ama toplumdaki şiddetin “yasal şiddet”le bastırılamayacağı konusunda onların da ikna olacakları bir dönem gelecek elbette.

İdamı halen uygulamaya devam eden İslam ülkeleri de herhalde Vatikan’ın “insan hayatı”na önem veren tutumu karşısında düşünmek zorunda kalacak. “İşlediği suç” ne olursa olsun devletin “planlayarak, önceden tasarlayarak” birini öldürmesi Kilise’nin karşı olduğu bir ceza bundan böyle.

İdam cezası toplumsal intikam duygusunun yasalar eliyle tatmin edilmesi demek. Bu duygunun tatmini adaletin sağlandığı anlamına gelmiyor. Bu tür bir ceza kamu vicdanını rahatlatabilir ama idama yol açan suçları ortadan kaldırmaz. İdamı hak ettiği düşünüleni, onun yöntemiyle yok etmek devletle katil arasındaki farkı da kaldırır. Bu konuda toplumların büyük bölümü uzun süre mücadele verdiler. Bu mücadelelerinde “Tanrı ya da Allah da cezalandırıcıdır” diyerek idamı savunanlarla karşılaştılar.

Hıristiyan Katolik dünyanın hükümetleri Kilise’nin idam karşıtı tutumuna karşı çıkabilecek değiller bence. Müslüman dünyada ise durum daha farklı. İslam’daki “Kısasta hayır vardır” düsturu idam cezalarına caydırıcı olmaktan çok “intikamı tatmin” işlevi yüklüyor. Varsın idama yol açan suç ortadan kalkmasın ama yeter ki toplum tatmin olsun.

Her koşulda idama karşı olan birisi olarak Vatikan’ın kararını benim gibi düşünenlere büyük bir destek olarak görüyorum.

Çok iyi bir gelişme bu.