6 Şubat Depremi’nde Ezgi Apartmanı’nda oğlu, gelini ve torunu ölen anne Nurgül Göksu, adalet mücadelesi verirken vicdansız saldırılarla baş etmek zorunda. Binanın yıkımına neden olduğu iddia edilen Kervan Pastanesi’nin avukatları onu hedef gösteriyor. Oğlunun arkadaşı olan yerel gazeteci, çocuklarını kaybettiği alanda yayın yapıp anneyi suçluyor.

Vicdan enkazı
Ezgi Apartmanı enkazında Nurgül Göksu, annesi ve babasıyla delil bulmak için beklemişti.

Anne Nurgül Göksu, 6 Şubat Depremi’nde Kahramanmaraş’ta yıkılan Ezgi Apartmanı’nda avukat oğlu Ahmet Can Zabun, gelini Avukat Nesibe Zabun ve henüz 6 aylık torunu Asude’yi kaybetti. Enkaz başındaki bekleyişin 8’inci gününde cenazelerine ulaştı. Bir ay sonra henüz deliller toplanmadan 36 kişinin öldüğü binanın enkazı kaldırılıyordu. Oysa binanın yıkılmasına giriş kattaki Kervan Pastanesi’nin genişletilmesinin neden olduğu iddia ediliyordu.

Nurgül Göksu, enkazda haftalar boyunca delil bulmak için nöbet tuttu. Her gün saat 06.00’dan saat 17.00’ye kadar yaşlı annesi ve babasıyla enkazdaki çalışmayı izleyerek kesilen kolonu, binada olmaması gereken asansörün parçalarını tespit etti, savcılara haber verdi. İşlediği dantelleri, yaptığı mantı ve içli köfteleri satarak oğlunu okutmuş, avukat olmasını sağlamıştı. Şimdi oğlu, gelini ve torunu için adaleti o arayacaktı.

Nurgül Göksu, oğlu hukuk fakültesinden mezun olduğunda ve torunu dünyaya geldiğinde çok mutluydu.

Ama karşısında büyük bir güç vardı. Kervan Pastanesi’nin sahibi, eski Kahramanmaraş MÜSİAD Başkanı Sami Kervancıoğlu AKP’ye yakın bir isim. Cumhurbaşkanı Erdoğan, oğlu Bilal Erdoğan ve neredeyse tüm bakanlarla fotoğrafları var. Zengin ve siyasi güç arkasında.

Sami Kervancıoğlu’nun AKP ile çok yakın ilişkileri var. Albümü bunu ortaya koyuyor. 

Adalet arayan annenin enkazda bulduğu kesik kolon, asansör parçalarına yeni deliller eklendi. Kervan Pastanesi’nin tadilatı sırasında binaya verilen hasarın fotoğraf ve belgelerine ulaşıldı. Hepsi savcılığa sunuldu.

2019’da Kervan Pastanesi, kapıcı dairesini içine alarak genişletilmişti. Havalandırma için perde duvara iki büyük delik açılmıştı. Pastanenin asma katına çıkan bir asansör tabliye kırılıp yerleştirilmişti. Yeni merdiven yapmak için kiriş ve döşemeler kesilmişti. Su boruları için kirişlerde delikler açılmıştı. Apartman yöneticisi Mustafa Doğruoğlu, o dönem bu tahribatın fotoğraflarıyla Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne başvurmuştu. Gelen yanıtta tadilatın binaya zarar vermediği, imar affından faydalandığı anlatıldı. Zaten pastane sahibi Sami Kervancıoğlu’nun Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’la da fotoğrafları arşivdeydi. Yönetici Mustafa Doğruoğlu, 6 Şubat depreminde Ezgi Apartmanı’nda eşi ve iki evladıyla hayatını kaybetti.

Sami Kervancıoğlu’nun Murat Kurum ile de fotoğrafları var. 

Tüm bu belge, fotoğraf ve diğer delillere karşın Sami Kervancıoğlu, aylarca gözaltına alınmadı. Daha sonra ifadesini verdi ve yurt dışına çıkış yasağıyla serbest bırakıldı. Kervancıoğlu’nun avukatları, 1997’de binayı yapan müteahhit Yakup Aktaş’ı suçladı. Kaçak kat çıktığını savundu.

Anne Nurgül Göksu ise adalet arayışında hedefe dönüştürüldü. Ezgi Apartmanı ile ilgili ilk haberimde konuştuğum Sami Kervancıoğlu’nun aynı zamanda damadı olan avukatı Mesut Çakar, Ezgi Apartmanı’nda ailelerini kaybedenler için şöyle demişti:

“Bu insanların, yaygara çıkartanların nedenini çok iyi biliyoruz ama yeri zamanı değil konuşmamızın.”

Ama yetmedi.

Kahramanmaraş’ta Kahraman TV’nin genel yayın koordinatörü İlker Apaydın, eskiden Ezgi Apartmanı’nın bulunduğu boş arazide ‘sahne’ye çıktı. Nurgül Göksu’yu, oğlu, gelini ve 6 aylık torununu kaybettiği yerde video çekip suçlayacak kadar vicdansızdı. Nurgül Göksu’yu sosyal medya paylaşımlarını okuyup hedef gösteriyordu: 

“… Cumhurbaşkanı Erdoğan’a FETÖ’cü diktatör diyor bu şahıs.  Nurgül annemizde bu paylaşımı beğenmiş. Beğendiği bir paylaşım: Bu saatten sonra bir şey yapmışım yoksulu. Benim dilim varmıyor. Bu paylaşımı da Twitter’dan beğenmiş. Yani Nurgül Annemiz seçimden dolayı,  Kahramanmaraş Cumhur İttifakı’nı destekledi diye maalesef seçim malzemesi haline getirilen Ezgi Apartmanı’nda hakkını arayan annemiz. Acısı çok büyük acısı bizim de acımız… Bununla ilgili yüzlerce paylaşımı var, hepsi kayıt altında…”

Eskiden Ezgi Apartmanı’nın bulunduğu arsada Kervan Pastanesi’ne övgüler düzen İlker Apaydın, videoda “Yıllardan beri Kahramanmaraş’a hizmet vermiş, … fakir fukaranın bu kadar yanında olmuş bir markayı itibarsızlaştırmak bu kadar kolay mı? ‘Katil’ deme hakkını nereden buluyorsunuz…” diyordu.

Kendisinin Kervan Pastanesi ile bağlantısını hatırlatanlara ise hakaretlerle yanıt veriyordu:

“İstediğiniz kadar Kervan’la olan ilişkilerimden dolayı bana saldırılarda bulunun. Burada söz konusu olan Kervan değil. Benim de Kervan Lezzet Grubu’ndan bir lira aldığımı ispatlayan biri çıkarsa namusum, şerefim üzerine yemin ediyorum, Ezgi Apartmanı önünde bu mesleği bırakacağım. Eğer çıkmazsa da bu şerefsizlere bu hainlere cevabı mı vereceğim.”

Oysa…

Patronu savunup acılı anneyi suçlayan İlker Apaydın’ın sosyal medya hesaplarında Kervan Pastanesi ile yakın ilişkisinin delilleri vardı.

Depremden sonra yaptığı bir Twitter paylaşımında Kervan Lezzet Grubu’nun 6 Şubat’a kadar medya planlamasını yaptığını yazmıştı.

Twitter paylaşımda İlker Apaydın, Kervan Lezzet Grubu ile çalıştığını çok açık ifade ediyor.

Kervan Pastanesi araçlarında fotoğrafları var.

İlker Apaydın’ın depremden önce Kervan Pastanesi araçlarında çok sık görünüyordu.

Depremden sadece iki ay önce 1 Aralık 2022’de Kahraman TV’nin internet sitesinde yayınlanan haber söze gerek bırakmıyor. İlker Apaydın’ın düzenlediği Altın Külah Ödül Töreni’ne Sami Kervancıoğlu’nun ortağı olduğu Alpedo Lezzet Grubu Ana Sponsor olmuş. İlker Apaydın ve Sami Kervancıoğlu, ellerinde külahla birlikte poz vermişti.

İlker Apaydın’ın “Tek lira almadım” dediği Sami Kervancıoğlu’nun sadece medya planlamasını yapmamış. Altın Külah isimli bir ödül töreni organize etmiş ve sponsorluk almış.

Sami Kervancıoğlu’nun ortağı ve Ezgi Apartmanı soruşturmasının şüphelisi Mehmet Pekel ile de fotoğrafları vardı. 

Mehmet Pekel, İlker Apaydın ile fotoğraf paylaşmış.

İlker Apaydın elbette, Ezgi Apartmanı enkazında mesleği bıraktığını açıklamadı, açıklamayacak. Zaten Kervan Pastanesi’nin canhıraş savunarak geçirdiği aylardan sonra, 16 Haziran 2023’te sosyal medya hesaplarından TRT Haber Kahramanmaraş İl Temsilciliği’ne atandığını duyurdu. 

Kimileri bunu ‘ödüllendirildi’ diye yorumladı.

Kervan Pastanesi’ni savunan yayınlarından sonra İlker Apaydın, TRT Haber Temsilciliği’ne getirildiğini böyle duyurdu.

Bu sırada anne Nurgül Göksu, adalet mücadelesine devam ediyordu. Avukatı ile TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi’ne başvurarak bilirkişi raporu hazırlamalarını istemişti. Pazartesi günü bu rapor, basın açıklamasıyla duyuruldu. Basın açıklamasından önce Kervan Pastanesi’nin avukatı, Ankara İnşaat Mühendisleri Odası’na gönderdiği yazıda isim vermeden Nurgül Göksu’yu şöyle suçluyordu:

 “… bazı odaklar tarafından dosyada bir takım evraklar eksik ve yanlış yönlendirme ve anlatımlarla, sanki kolon kesilmiş, taşıyıcı akslara zarar verilmiş ve buna dair bilirkişi raporu alınmışçasına müvekkil şirket hakkında karalama ve iftira kampanyaları yürütülmekte ve sosyal medya çığırtkanlığı yapılmaktadır.”

Adalet mücadelesindeki çok önemli günde bu yazıdan haberdar olan Nurgül Göksu gözyaşlarını tutamadı. “Bu raporun açıklanması benim için çok önemli ve o gün bana saldırıyorlar” dedi.

Raporda, Ezgi Apartmanı’na pastane tadilatının verdiği zarar anlatılıyor ve çeşitli oranlarda yıkıma neden olduğu ifade ediliyordu. Kervan Pastanesi’nin Gazi Üniversitesi’ne hazırlattığı performans raporunun ise sadece bina ayaktayken yapılabileceği anlatıldı. Göçmüş bir bina için bu tespitler yapılamazdı.

Nurgül Göksu, oğlu, gelini ve 6 aylık torunu Asude için verdiği adalet mücadelesinde kendisine yönelik saldırılarla baş etmek zorunda ve şunları anlattı:

“İlker Apaydın, oğlumun, Ahmet Can’ın arkadaşıydı. Lisede iki yıl aynı yurtta kaldılar. Enkazda beklerken 8’inci günde AFAD ekipleri ayrıldı. İlker Apaydın’ı arayıp ‘Evladım yardım et. Ekipler gidiyor. Bir haber yaparsan belki gitmezler’ dedim. Bana Ankara’da olduğunu söyledi. Ben o zaman Kervan Pastanesi ile çalıştığını bilmiyordum. Bu nedenle gelmedi demek ki. Sonra bu yayınlara başladı.”

Üzerindeki baskının sürekli arttığını söyleyen Nurgül Göksu, yaşadıklarına şöyle isyan ediyor:

“Çok üzgünüm. Ben bir anneyim. Evladını kaybetmiş bir anneye bunları yapmak insanlığa sığar mı? Hangi vicdan bunu kabul eder. Bana ‘odak’ diyorlar. Sanki teröristim. Benim istediğim tek şey adalet. Çocuklarımı kim öldürdü? Sadece bunu öğrenmek istiyorum.”