İsveç’te yaşayanların 6 ayaklı olmadığı, İsveç Devlet İstatistik Kurumu tarafından da kabul edildi. Kurum tarafından geçen haftanın son günlerinde anlaşılan bu gerçek yaşanan gelişmelerin...

İsveç’te yaşayanların 6 ayaklı olmadığı, İsveç Devlet İstatistik Kurumu tarafından da kabul edildi. Kurum tarafından geçen haftanın son günlerinde anlaşılan bu gerçek yaşanan gelişmelerin önüne geçemedi. 6 ayaklı olduğu sanılan İsveçliler yüzünden bu ülkenin Merkez Bankası, iki hafta önce faiz oranını artırdı. Merkez Bankası Genel Müdürü, faiz oranlarındaki artışa gerekçe olarak enflasyonu gösterip, “Enflasyonda son 15 yıldan bu yana hiç böylesine bir artış görülmedi. Gerekeni yaptık” dedi. Faiz oranı, 4.75’e yükseldi.

Ülkedeki enflasyonu hesaplayan İsveç Devlet İstatistik Kurumu, temmuz ayı için yapılan hesaplarda yanlışlık yaptığını faizler yükseldikten sonra buldu. Meğer enflasyon paketi içindeki ayakkabıdaki fiyat hatası nedeniyle İstatistik Kurumu, enflasyon oranını yanlış hesaplamış. Hem de öyle bir yanlışlık ki 6 ayaklı olmamız lazım. Kurumun önceki gün yaptığı düzeltmeyle temmuz ayı için açıklanan enflasyon oranı, yüzde 4.4’ten, yüzde 4.1’e düştü. Yıllık enflasyon da 4.3 olarak duyuruldu. Ama geçmiş olsun. Enflasyon artmamış olsa da faizler arttı bir kere. Hadi onu bir kenara bırakın, panik havası esti. Gazeteler “Paranızın ömrünü nasıl uzatırsınız” haberleriyle doldu.

“Faizlerin artması, düşük konjonktürlü bir ekonomiye girmemiz, pahalılık hayatımızı sıkıyor. Ama hayatımızı kolaylaştıracak bir şeyler var. Kolay önerilerle paranızı elde tutabilir ve bütçe akıllısı olabilirsiniz” yazıları arka arkaya döşendi. Amerikan ekonomisinde yaşanan darboğazın, Avrupa’yı etkilemesi bekleniyor. Bu olur, olmaz göreceğiz ama İsveç, olmayan bir ekonomik sıkıntıyı “Allah kriz geldi” diye son iki haftada yaşayıverdi.

İsveç’te yaşanan panik havası, Türkiye’de ara ara yaşanan “Kriz mi geliyor!” sancılarına pek benzemedi. Borsada büyük bir kıpırdanma olmadı. “Sıcak parayı korkutmayın” naraları atılmadı. İsveç’te ev ekonomisini böyle durumlarda ayakta tutmak için yapılacak olanlar, önlem paketi olarak vatandaşa anlatıldı. Kazandıkları paranın ömrünü uzatabilmeleri için İsveçlilere ilk olarak “Doğru elektrik şirketi seçin” dendi. Elektriği ucuza getirmeleri önerildi. Türkiye’de elektrik şirketi seçme şansımız yok. TEK elden alıyoruz. En son yüzde 34 zammı da yedik. ‘Kriz havasındaki ekonomide paramızı elimizde tutmanın yolları’, daha ilk maddede bizim paranın ömrünü tüketti.

İsveçliler"e yapılan ikinci öneri “İnterneti bedavaya getirin. Ya kütüphaneye gidin ya da kafeteryalarda ücretsiz internet hizmetinden yararlanın” oldu. Türkiye’deki internet hızıyla İsveç’teki kullanıcılara sunulan hızlı interneti karşılaştıracak olursak Türkiye’de ekonomi kötüye giderse hiç internete girmesek de olur. Çünkü bizim oyalandığımız, o sitesi, bu sitesi yasaklanmış internet, internet değil.

Üçüncü öneride İsveçliler"e “Pahalı dergileri bedavaya okuyun. Dergi Kütüphanesi’nde piyasadaki tüm dergileri bulabilirsiniz. Burada bin 500’ün üzerinde gazete ve dergi arşivleniyor” bilgisi verildi. Türkiye’de gazete ve dergi okuma oranlarına bakacak olursak hep krizdeyiz.

“Alışveriş listenizi gözden geçirin, gereksiz kalemleri atın.” İşte bu! İsveçlileri kriz olduğunda ayakta tutabilecek en sağlam öneri anca dördüncü sırada söylenmiş. Türk toplumu olarak onca ekonomik badire atlattık, bize hep ne söylendi “Kemerleri sıkıyoruz.” Tek gerçekçi bulduğum öneri bu dördüncü madde oldu.

İsveçliler"in bir krizde uygulamaya sokacağı beşinci madde şöyle: “SKYPE’la (internette kullanılan bir bilgisayar programı, keşfedenler de İsveçlilerin kendisi) telefon konuşmalarınızı bütün dünyayla ücretsiz yapın.” Bu öneriyi Türkiye’ye çevirecek olursak, demek ki kriz zamanlarında yerli malı kullanacağız.

Maddi durumu düzetmek için İsveçliler"e sunulan 20 öneri, bu ilk beş maddeyle beni zaten aptala döndürdü. Geri kalanlarının arasında “Kullanmadığınız eşyaları satın, sadece kullanacağınız teknolojileri satın alın, değişik ücret ve cezalardan çene yaparak sıyrılmaya çalışın, bol bol misafirliğe gidin, pazarlık yapmayı öğrenin, bedava olan müzelere ve sanat galerilerine gidin” yer alıyor. Bu mudur İsveçli"yi krizden koruyacak olan önlemler?Türkiye’de Allah korusun bir kriz çıkarsa dönüp İsveçliler"e “Ne yapalım?” diye sormayalım. Ola ki İsveç’te bir kriz çıkarsa bildiklerimizi de parayla satalım. Tecrübenin değerine paha biçilemez.