İsveç’te, soruşturma dosyası 2 bin sayfayı bulan, bir yolsuzluk ve dolandırıcılık davasının ilk duruşması, bu hafta görüldü. Bu

İsveç’te, soruşturma dosyası 2 bin sayfayı bulan, bir yolsuzluk ve dolandırıcılık davasının ilk duruşması, bu hafta görüldü. Bu davayı, İsveç için ‘tarihi’ yapan sadece dava dosyasının kalınlığı değil. İsveç, bu davayla dokuz yıl boyunca sürdürülen ‘sistematik’ bir yolsuzluk hikâyesiyle tanıştı. Hem hukukçular için, hem de ülke kamuoyu için ilginç bir tecrübe yaşanıyor şu sıralar. Az sonra okuyacaklarınıza “Ben bu filmi izlemiştim” diyecekseniz ama sabırsız davranmayın, filmin sonu sizin izlediğiniz Türk filmlerinden farklı bitiyor.
Dolandırılan kurumlar, İsveç Kızılhaç’ı ve Kanser Fonu. Bu iki kurumu dolandıran kişi, Johan af Donner. 2000’li yılların başında Donner, önce Kanser Fonu’nda çalışmaya başlar. Kanser araştırmaları için halktan yardım toplayıp çalışmalara fon oluşturan bu kurumda, Donner, para yardımı toplama sorumlusu olarak çalışır. Dört yıl boyunca Donner, Kanser Fonu’nda bu görevi yürütür. Fon yöneticilerinin, ruhu bile duymadan, toplanan paralardan 2.5 milyon kronu yaklaşık 500 bin TL’yi hesabına geçirmeyi başarır.
Kanser Fonu’ndaki tecrübesi, ona, başka ve daha yağlı bir kapı açar. Johan af Donner, 2004 yılında İsveç Kızılhaç’ına transfer olur. Donner, Kızılhaç’ta Halkla İlişkiler Müdürlüğü sorumluluğunu alır. Bu onun için aslında bir terfidir ve imzasının gücü artmıştır. Donner, öncelikle kurum dışından kendisine iki danışman tutar. Eşi ve kendisi adına da bir şirket açar. Kendi şirketinden, danışmanlarının çalıştığı şirkete, faturalar kesmeye başlar. Danışmanlık şirketi de fatura tutarına, yüzde 10-15’lik bir ek yaparak Kızılhaç’a faturaları gönderir. Kızılhaç’ın Halkla İlişkiler Müdürü Johan, danışmanlarından gönderilen faturaları onaylar. Ödeme gerçekleştiğinde, danışmanlar, yüzde 10’luk ya da 15’lik bölümü kendi şirketlerinde tutup geri kalan parayı Johan’ın hesabına geçerler. 2009 yılına kadar, Johan, bu yöntemle İsveç Kızılhaç’ından 5.2 milyon kron yaklaşık 1 milyon 40 bin TL’lik bir parayı hortumlar.
Buraya kadar, Johan af Donner’in çevirdiği dolaplar elimizdeki diğer klasik hikâyelerle örtüşüyor. Paraları kurumdan çekmek için sahte faturalar veya çifte faturalar hazırlamak, kurumu zarara uğratmak, görevi kötüye kullanmak. İsveç Kızılhaç’ının, Halkla İlişkiler Müdürüne verdiği 70 bin kron yaklaşık 14 bin TL maaş, Johan’a az gelmiştir. Çok daha lüks bir hayat için Johan, çırpar çalar.
Üç yıl boyunca işlerini gayet güzel götüren Johan af Donner adına yazılmış faturaların garipliği Nisan 2009’da Kızılhaç çalışanlarının dikkatini çeker. Mayıs 2009’da Donner, Kızılhaç başkanıyla bir toplantıya çağrılır. Aynı gün istifası istenir. Kızılhaç Kurumu, denetleyici şirketlerini çağırır. İsveç polisi Johan’ın evinde ve ofisinde arama yapar ve Johan Donner tutuklanır. Haziran 2009’da Halkla İlişkiler Şefi hakkındaki soruşturma derinleştirilir, tutukluluk süresi uzatılır. Yolsuzlukla ilgili olarak Ocak 2010’da hukuksal süreç başlar. Johan, suçunu itiraf etmiştir. Toplamda iki kurumdan hortumladığı 7.7 milyon kronluk meblağa karşılık olarak, devreye giren İcra Kurumu, Johan’ın mal varlığına el koyarak bu paranın 4.2 milyon kronluk kısmını güven altına alır. Dava sonucuna göre Johan’ın mal varlığı ilgililere devredilecek.
Hakkında ağır dolandırılıcılıktan dava açılan Johan af Donner’in kanuna göre en fazla 6 yıl ceza verilebiliniyor. Ama davayla ilgilenen başsavcı, senelere yayılan sistematik bir dolandırıcılık söz konusu olduğu için suçunu itiraf etmiş olsa da Johan ve iki danışmanı için 8 yıl istendiğini açıkladı. Davayla ilgili olarak en az beş duruşmanın daha yapılması planlanıyor. Bu haftaki ilk duruşmanın sonunda basına intiharın eşiğine geldiğini açıklayan Johan af Donner, çoktan yaptıklarına pişman ettirilmiş durumda. Yolsuzluk ve hırsızlık her ülkenin gerçeği. Ülkeleri güçlü yapan ‘Her şeyi serbest’ yapıp asıp kesen başbakanları değil, güçlü adalet sisteminin tam kendisi.