Malezya, Endonezya, Türkiye gibi ülkeleri, Arakan Müslümanları sorununun üzerine itiyor ABD. Arakan Müslümanlarının yaşadığı bölgelerden geçen Çin-Myanmar boru hattını tehlikeye düşürecek her girişim, ABD tarafından destekleniyor

Yarı zamanlı milliyetçilik yarı zamanlı ümmetçilik

Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunlu Kardak kayalıklarına yaptığı ziyaretin resmi “gerekçesi” Yunanistan’ın FETÖ’cü askerleri iade etmemesine bir tepki olarak açıklandı. Çok daha önceleri yapılması planlanan bu ziyaret çeşitli nedenlerle ertelenmiş meğer. Askerlerin iade edilmemesi üzerine artık harekete geçilmesi uygun bulunmuş.

Bu ziyaret ne işe yaradı, Yunanistan’ı çok mu korkuttu biliniyor değil ama AKP iktidarının “milli heyecan” için Kardak pek bir uygun sorun aslında. Türkiye’nin 24 Ağustos’ta başlattığı, çok da iddialı olduğu Fırat Kalkanı operasyonunun önemli aşamalarından biri olan, bölgedeki Kürt ilerleyişini durdurma amaçlı El Bab’da ciddi bir başarısızlık yaşadığı sır değil. IŞİD oradan sökülüp atılamadığı gibi Türkiye ciddi asker kaybı da yaşadı. Recep Tayyip Erdoğan’ın “daha derinine inmemek lazım” diyerek El Bab’da frene bastığını anımsayalım.

AKP için El Bab “soğutulması” gereken bir başarısızlıktır, Kardak kayalıkları çıkışı “milli heyecan” eksiğini bir süre giderir. Bir de Arakan Msülümanları meselesi vardır. Bu da AKP’nin “ümmetçi” politikasının değişmez objesi olmuş durumda.

Arakan Müslümanları sevgisi
Önceki gün toplanan, sekiz saat sürmüş MGK toplantısı sonrası yapılan açıklamada “Myanmar’da Arakanlı Müslümanların durumu ele alınmış ve insani yardımların artırılarak devam etmesinin gerekliliği vurgulanmıştır” ifadesi bir hayli dikkat çekici. MGK’da görüşülecek kadar önemli bir mesele olduğunu öğrenmiş bulunuyoruz Arakan Müslümanlarının durumunun.
Lafı dolandırmanın anlamı yok. Arakan’da yaşayan Müslümanların gerçekten de Budist toplumundan şiddet gördüğü, bu şiddete Myanmar hükümetinin sessiz kaldığı, hatta dolaylı destek verdiği doğrudur. Bir anımsatma yapalım; Myanmar yönetimi ülkedeki Müslümanları “İngiliz sömürge döneminin işbirlikçisi artığı” olarak görüyor. Bunun doğruluğu yanlışlığı ayrı mesele ama bu inanış üzerine Müslümanlara yönelik, asla onaylanamayacak bir şiddet, baskı politikası sürdürüyor.

AKP iktidarının işte bu Arakan Müslümanları’na olan “desteği” “ümmetin sorunlarıyla” ilgili Türkiye açısından doğal. İyi de, Bosna’da, Keşmir’de, Irak’ta, Suriye’de, Ürdün’de nihayet ABD ile batı ülkelerinde de ciddi sorunlar yaşayan Müslümanlara aynı “hassasiyeti” gösterdiğini söylemek zor.

ABD’nin gazına mı geliniyor?
Myanmar, Çin'in çok ama çok önemsediği bir ülke. Çin enerji açığını Myanmar’ın doğal gaz kaynaklarıyla kapatmak istiyor. Bunun için iki ülke arasında bir enerji anlaşması da imzalanmış durumda. Bu çerçevede bir de boru hattı inşa edildi. İşte bu boru hattı Arakan Müslüman nüfusun çok olduğu Sittwe kentinden başlayıp Çin içlerine kadar gidiyor. Ayrıca bu kentte bir de liman yapılıyor ki bu liman sayesinde Çin deniz taşımacılığında Singapur ile Malezya’ya bağımlı olmaktan kurtulmuş olacak. Arakan Müslümanları özellikle Singapur, Malezya gibi ülkelerin kışkırtmasıyla Çin’in enerji kaynaklı çıkarları için ciddi bir tehdit olarak düşünülüyor.

Asya-Pasifik bölgesine ilgisini hepimizin bildiği ABD için Arakan Müslümanları sorunu işte bu nedenle “kaşınması” gereken bir sorun. Ama ABD açısından da bir “sorun” var. Myanmar’da elli yıllık askeri dikta yönetiminden sonra serbest seçimler yapıldı, sivil bir hükümet yönetime geldi, bu ABD şirketlerinin Myanmar’da iş yapmalarının önünü de açtı. ABD o firmaların selameti açısından Myanmar’la açık bir karşıtlığa girmiyor, ama Çin’le bu bölgede rekabeti de bırakmak istemiyor. Malezya, Endonezya, Türkiye gibi ülkeleri Arakan Müslümanları sorununu üzerine itiyor. Arakan Müslümanlarının yaşadığı bölgelerden geçen Çin-Myanmar boru hattını tehlikeye düşürecek girişim ABD tarafından destekleniyor.

ABD’ye, NATO’ya, sahte bir karşıtlığı olan AKP hükümeti, Şanghay İşbirliği Örgütü içinde birlikte olmayı bile düşündüğü Çin’le ilişkilerini geliştirmekte samimiyse ABD’nin bu oyununa alet olmaz. Arakan Müslümanları’na desteği, uluslararası kurumları devreye sokarak verebilir.

Ama görünen o ki, “El Bab olmadı Kardak verelim” diye kayalıklar şovu yapan iktidar, Trump’ın Müslüman karşıtı politikasına sessizliğinin üstünü de Arakan Müslümanlarını “hatırlayarak/hatırlatarak” örtmeye çalışıyor.

Benim için bir sakıncası yok ama ne “milliyetçilikleri” tam” bunların ne de “ümmetçilikleri”. “Hassasiyetleri” de part-time.