Yeni başlayanlar için: Kara para nasıl aklanır?
Türkiye’nin ekonomik işleyişini takip edenler “Kara Para” konusuna yabancı değiller. Buna karşın geniş toplum kesimleri, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu konuyu gündeme taşımasıyla beraber kara paraya aşina olmaya başladı. Kara parayı ve onun aklandığını duyuyoruz da “nedir bu kara para ve nasıl aklanır” sorusuna pek azımız cevap verebiliyoruz. Eğer bu soruya derinlikli bir cevap verebilirsek, Türkiye’nin kara para aklamak için nasıl bir “çamaşırhane”ye dönüştüğünü de kavrayabiliriz. Bunun için en temelden başlamak faydalı olabilir.
İlk soru; Kara para nedir?
Kısaca yasadışı yollarla elde edilen paraya kara para deniyor.
Kara para neden aklanır?
Elde ettiğiniz parayı bir yasal kaynağa dayandırmanız gerekir. Aksi durumda, bulunduğunuz ülkenin denetim sisteminin radarına girebilirsiniz. Bu riskten kaçınmak için paranızı fiziki biçimde gizli bir depoda tutmak zorunda kalır, bu parayı yatırıma dönüştüremezsiniz. Evinizin salonunun balya balya parayla dolu olduğunu düşünün. Hayal etmesi güzel ama sisteme sokmadığınız takdirde bu paranın hayrını göremezsiniz. Dolayısıyla salonun tuvalet kâğıdı ile dolu olması dövizle dolu olmasından farksız hale gelir. O halde diğer soruya geçelim.
Kara para nasıl aklanır?
Büyük miktarlı paralar elinize geçtiğinde, bunu Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bağlı Mali Suçları Araştırma Kurulu’na (MASAK) bildirmek zorundasınız. Bu büyüklük ne kadar mı?
Ülkemizde bu tutar, 20 bin dolar olarak belirlenmiş. 20 bin doların altındaki paralar için bildirim yapmanız gerekmez. Peki, daha büyük paralar? Mesela uyuşturucu kaçakçılığı yaparak 100 milyon dolar elinize geçti. Para, evinizin salonunda duruyor. Bankaya gidip, “hesabıma 100 milyon dolar yatırıyorum” diyemezsiniz. Gelin sizle beraber bu parayı aklayalım…
Daha küçük miktardaki paraları aklamanın yolu Şirinler ya da Smurfing Yöntemidir. Kendi paranızı, 20 bin doların altındaki değerde parçalara bölebilir ve parça adedi kadar banka hesabı açabilirsiniz. Böylece MASAK’a bildirim zorunluluğunun etrafından dolanmış olursunuz. Fakat 100 milyon doları Smurfing yöntemiyle piyasaya sokabilmek için 5 binden fazla banka hesabına ve dolayısıyla kişiye ihtiyacınız olacaktır. Bu paravan banka hesaplarının sahiplerine “Şirinler” deniyor. Bu nedenle, sizin çapınızda bir uyuşturucu kaçakçısı için çok fazla Şirinler gerekir ki bu zordur.
Sizin gibi büyük bir kaçakçının kara parasını piyasaya sokabilmenin en popüler yolu kıyı bankacılığı yani off shore hesaplardır. Mesela, paranızı Man Adası ya da Malta’daki bir banka hesabına yatırabilirsiniz. Bu ülkeler, size çok sıkı bir sır saklama paketi sunarlar. Paranın nasıl kazanıldığıyla ilgilenmezler. Böylece, paranızı evinizin salonunda tutmaktan ziyade, bir bankada böylece tutabilirsiniz. Fakat Man Adası’nda 100 milyon doları ne yapacaksınız?
Bu aşamada, paravan bir işleme ihtiyacınız olacaktır. Temiz parayla kirli parayı değiştirdiğiniz bir paravan işlem… Ne olacağı sizin hayal gücünüzle sınırlıdır. Kalem ya da saat satabilirsiniz… Tanesi 10 bin dolardan, 10 bin adet saat satmak 100 milyon dolarınıza iyi bir kılıf olabilir. Peki, kim böyle bir paravan işlemin tarafı olmak ister? Yeterli komisyon karşılığında bu kişileri ya da şirketleri kıyı bankacılığı yapılan ülkelerde bulmanız kolaydır. Hiç olmadı, siz bir paravan şirket kurabilirsiniz. Bu tip işlemleri yaptığınız ülkelerin literatürdeki adı “Çamaşırhane”dir. Kara paranın temizlenerek çıktığı ülkeler…
Türkiye bir çamaşırhane mi?
Türkiye’nin bankacılık sistemi Basel standartlarını koruyor. Bir OECD ülkesi olduğu için de OECD bünyesinde 1989 yılında kurulan Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine Yönelik Mali Eylem Görev Gücü’nün ya da kısa adıyla FATF’ın denetimlerini kabul ediyor. Zaten gerek BDDK murakıpları gerekse MASAK aracılığıyla kara paranın yurda ya da sisteme girişi engellenmeye çalışıyor. Fakat balık baştan kokarsa? BDDK murakıplarının ya da MASAK’ın elini bağlayan yasal düzenlemeler yapılmaya başlarsa?
Bu noktada çok tartışılan bir yasal düzenleme olarak Varlık Barışları devreye giriyor. Özetle, “parayı getir, kaynağı sormayacağım” yasaları… Bir uyuşturucu kaçakçısı için bulunmaz nimet değil mi? Ülkeler, paraya sıkıştıklarında benzer yollara, kısa süreli olarak başvuruyorlar. Son derece olağanüstü dönemlerde son derece istisnai biçimde uygulanan bir yöntemden bahsediyoruz. Fakat Türkiye, 2016’dan bu yana düzenli olarak Varlık Barışı yasaları çıkarıyor. İlki 3 Ağustos 2016’da olmak üzere son 6 yılda 6 Varlık Barışı…
3 Ağustos 2016’da çıkan 6736 Sayılı Kanun’un ardından 75 ay geçti. Bu 75 ayın 58’inde, Türkiye, yurtdışından gelen ya da yurtiçinde olmakla beraber sisteme sokulan paranın kaynağını sormayacağını taahhüt etti. Bu sayede, MASAK ya da BDDK murakıplarının da eli yasal yollarla bağlanmış oldu. Böylece Türkiye’nin mali sistemi, kara para için bir çamaşırhaneye dönüştürüldü.
Fakat, Türkiye’de çıkarılan yasa Türkiye’nin denetim kurumlarını bağlıyordu da uluslararası denetim ne olacaktı? Bu noktada, devreye giren FATF, geçen yıl ekim ayında raporunu tamamlayarak Türkiye’yi gri listeye aldı. Peki, Türkiye’yle birlikte kimler gri listede? Arnavutluk, Bahamalar, Barbados, Kamboçya, Gana, İzlanda, Jamaika, Moğolistan, Myanmar, Pakistan, Nikaragua, Mali, Panama, Suriye, Uganda, Ürdün, Yemen ve Zimbabve…
Bundan sonra cevaplanması gereken soru, Türkiye’nin bir çamaşırhaneye dönüşme sürecinde uyuşturucu kaçakçılarıyla birlikte kimlerin menfaat elde ettiğidir. Fakat bu sorunun cevabı için bir savcının, soruşturma yetkisini kullanması gerekir.