Yukarıköy’de nefes almak…
Fotoğraf: BirGün

Yazıların en zorlandığım yeri başlıklarıdır. Narlıdere II. Kitap ve Kültür Günleri’nde geçirdiğim hafta sonuna uygun birkaç başlık arasından yukarıdakini seçmem de kolay olmadı.

Yukarıköy’de dayanışma” diyebilirdim; çünkü ikincisi yapılan ve birincisini her anlamda aşmış olan etkinlik hem Narlıdere Belediyesi ve Narlıdere Dayanışma Kooperatifi’nin iş birliği ile gerçekleştirilmişti hem de gerek düzenleyenlerin gerekse de katılanların dayanışmasının ürünüydü.

Orada iki gün geçirdiğim halde “Yukarıköy’de BirGün” de diyebilirdim. Diyebilirdim çünkü panellerde “Türkiye ekonomisinin gerçekleri”ni (Güldem Atabay, Aykut Erdoğdu), “Sivas Katliamının 30. Yılında Sanat”ı (Hüseyin Yurttaş, Zeynep Altıok, Eren Aysan), “Memleketin Halleri”i (L. Doğan Tılıç, Faruk Bildirici, İpek Özbey), “Türkiye’nin 2. Yüzyılında Eğitim Hakkı”nı (Yıldırım Kaya, Feray Aytekin Aydoğan) tartışan 10 panelistten 7’si eylemli olarak BirGüncü, müzik ve şiir dinletisiyle etkinliğe renk katan Haluk Çetin ve Pelin Batu dahil diğerleri de BirGün dostuydu. Dostların arasında olmak güneşin sofrasında olmak gibi ve çok keyifliydi.  

Yukarıköy insanlarıyla güzel” de diyebilirdim, hiç hazzetmediğim “soylulaştırma” kavramına verip veriştirerek! Hani, kentlerin yoksullarının yaşadığı mahalleler içindeki insanlar uzaklaştırılıp makyajlanarak üst sınıflara açılıyor ve buna da “soylulaştırma” diyorlar ya… Narlıdere’nin Yukarıköy’ü de, Valilik ve Belediye’nin katkılarıyla, bölge halkının önerileri dikkate alınarak ve aslına uygun olarak restore edilmiş, ama kimse yerinden edilmeden içinde yaşayanlarla birlikte geçmişten geleceğe taşımak için.

Toplamda 122 binanın çatı, cephe, doğramalar ve bahçe duvarları onarılmış. 10.646 m2 alanda peyzaj çalışması yapılmış, sokaklar kilit parke ve arnavut taşlarıyla döşenmiş, gece aydınlatılması yapılmış, yaya yolları ve dinlenme alanları kazandırılmış. Elektrik, doğalgaz, içme suyu, kanalizasyon ve yağmur suyu altyapısı tamamen yenilenmiş.

Çok katlı apartmanların ortasında, 300 yıllık tarihi hissettiğiniz tek katlı evlerin yer aldığı, adeta çölde vaha gibi bir güzellik yaratılmış Narlıdere’de. Nüfusunun yüzde 90’ını yerli halkın oluşturduğu Yukarıköy, 1874 yılına dayanan geçmişiyle müzeye dönüştürülmüş Narlıdere Kültür Evi, kahvehaneleri ve dükkânlarıyla, kadınların el emeklerini sergileyip ziyaretçilere sundukları pazarıyla cıvıl cıvıl bir “köy” olmuş!

Yukarıköy’ün insanları akşamları sofralarını evlerinin önünde kurarlarmış eskiden. Yavaş yavaş sofralar birleşir, gecenin ortalarına doğru herkes meydanda toplanır, bir arada ve bir “toplum” olmanın keyfini yaşarlarmış. Meydan paylaşmanın ve dayanışmanın mekanına dönüşürmüş.

İşte hafta sonunda iki gün boyunca biz de o meydanda toplandık. Konuşanı, dinleyeni, soru soranı, söylenenlere itiraz edeni, dinlemekle kalmayıp tartışmalara katılanlarıyla bu küçük meydanın Londra’nın kraliyet parklarının en büyüğü Hyde Park’ı kıskandıracak bir sıcaklığı, samimiyeti ve kararlılığı vardı.

Belediye Başkanı Ali Engin iki gün boyunca bütün konuşmaları dinledi. Tartışmalara katıldı. İzmir’de kim hangi adayı çıkarırsa çıkarsın seçimi CHP adayının kazanacağından kuşkusu olmadığını söyledi.

Bir seçim yenilgisinin moral bozukluğunu, düştüğümüz yerden kalkmanın kararlılığını ve dayanışma içinde birlikte olursak mutlaka başaracağımız inancını paylaştığımız Yukarıköy meydanında memleketin boğucu atmosferinden sıyrılıp nefes aldığımızı hissettik.

Hem nefes aldık Yukarıköy’de hem de nefes olduk birbirimize! Darısı daha derin nefesler alacağımız Narlıdere Kitap ve Kültür Günleri’nin üçüncüsüne.