Rahmi Öğdül

Rahmi Öğdül

Ufkunuz ne kadar da geniş

Ufkunuz ne kadar geniş? Sosyal medyada böyle bir test ile karşılaşmış olsanız hemen çözeneceğinizden ve sonucunu paylaşacağınızdan eminim. Kim istemez...

Hayat namussuzdur

Hayatı resmetmeye, çerçevelerin içinde temsillerini yaratmaya çalışıyoruz. Fakat yağlı boyayı tuvale sürer sürmez hızla manzara değişiyor ve hayat kaçıveriyor elimizden....

Hayatın sonu mu?

Evet, hayatın sonu. Alıştığınız, klişelerle donattığınız, rehavete kapıldığınız, hazır yapım sorulara, yine hazır yapım yanıtlar verdiğiniz korunaklı hayatın sonu, yani...

Kınama, arkana bakmadan kaç!

Canlarımıza kıyanlar var, canımızı yakanlar; giderek çoğalıyorlar. Sosyal medyada sesler yükseliyor; katliamları, işçi kıyımlarını, kadın, çocuk, hayvan cinayetlerini, tecavüzleri kınıyoruz....

Medyasferde berbat bir gece

Senfonik bir uzunçalar seçmiştik, uzun sürsün diye. Plağı pikaba yerleştirip halıya uzandık. Çok geçmeden plak takılmaz mı? Aynı olan hep...

Ne o, ne o, ne o, deniz olunmalı!

Kıyıda tuhaf, ayrıksı biçimler; açık denizin çalkantılı, kaotik sularında doğmuş ve dalgalarla taşınmışlar. Bu yabanıl biçimler kıyıdan merkeze ulaştıklarında sıradan,...

Asi ruhun galeride işi ne?

Uçsuz bucaksız uzamı duvarlarla bölüp bir içerisi yarattığınızda, bedenlerin doğal ve toplumsal kuvvetlere maruz kaldığı, birbirlerinden etkilendiği ve birbirlerini etkilediği,...

Kanonik toplum

Despotun eline düşmeye görün, elinde oyun hamuruna dönüşürsünüz. Ülkeyi kendi oyun alanı, toplumu ise kendi imgesine göre biçimlendireceği bir kil...

Form hapishanesi

Formlar görüyoruz sadece, olup bitmiş, sınırlarının içine kapatılmış biçimler. Nesnelerin birbirlerinden kesin sınırlarla ayrıldığını ve birbirine karışmadığını düşünüyoruz. Kafalarımızın içi...

Aynı şemsiyenin altında

“Tek istediğimiz, kendimizi kaostan korumak için bir parçacık düzen” (Deleuze ve Guattari, Felsefe Nedir?). Yitip gitmekten bizi koruyacak bir şeyler...

Yerimiz dar yenimiz de

Geline “oynar mısın?” diye sormuşlar, “yerim dar” demiş. Yer göstermişler, “yenim dar” demiş. Yerimiz dar, giderek de daralıyor. Yer vardı...

Yatay ve dikey: Oluş ve ölüş

İki düzlem var önümüzde, biri yatay diğeri dikey. Ve bakışımız bu iki düzlemde dolaşıyor; kâh yeryüzünde yayılıyor, kâh gökyüzüne yükseliyor....

Kalıbınızı kırmadan var olamazsınız

Eduardo Galeano sömürgeciliğin görünen ve görünmeyen yüzünü özetlemiş. Görünen yüzünü çok iyi biliyoruz: “Konuşmamızı yasaklar, eylem yapmamızı yasaklar, var olmamızı...

Çiçeklere değil yapraklara bakın!

Çiçekli zamanlardayız. Çiçeklere bakınca ne görüyorsunuz? Geleneksel toplumlar onlarda tinsellik görüyor, kutsal olanı keşfediyordu. Çiçeklere doğrudan, doğanın içkin değerinin bir...

Kral Çıplak mı?

Despotik toplumlarda örtü iktidardadır. Örtüyü kaldırmak yasaklanmıştır. Hakikat örtülü kalmalı. Örtülü kalmalı, çünkü kendini hakikat olarak dayatan despot örtünün altında...

Parsel parsel eylemişler dünyayı

Yeryüzünü seyrediyoruz ama parseller görüyoruz sadece. Âşık Mahzuni Şerif’in sesi kulaklarımda: “Parsel parsel eylemişler dünyayı”. Sadece dünyayı değil, bakışımızı da...