Rahmi Öğdül

Rahmi Öğdül

Nereden çıktı bu zombiler?

Yaratmayı yıkımla eşleştiren avangard sanatın mottosunu hatırlayalım: “Her yaratıcı hareket bir yıkımla başlar”; Picasso söylemişti. Bu mottonun kapitalist karşılığı “yaratıcı...

Bir ile çok arasında

Düşünmeye başladığından beri insanın zihnini meşgul eden temel mesele, “bir” ile “çok” arasındaki ilişki olmalı. Çokluğu pek sevmeyiz, çoklukla yaşamak...

Kadın doğruyu söyleyebilir mi?

Foucault “parrhesia”nın, doğruyu söylemenin Yunan edebiyatındaki ilk örneklerine Euripides’in tragedyalarında rastlar ve çözümlemeye “Fenikeli Kadınlar”la başlar: “Oedipus’un ölümünden sonra oğulları...

İktidarın içini boşaltmak

İktidarın tasarladığı mekân ve zamanda yaşıyoruz. Kamusal alanlardan tutun da yaşadığımız konutlara dek iktidarın planları bedenlere dayatılmıştır. Zaman da iktidarın...

Geçmişe dalmak tehlikelidir

Sular yükseliyor ve yaşadığımız yüzey sular altında kaldıkça hep daha yükseğe çıkmak zorunda kalıyoruz. Küresel ısınma nedeniyle buzların eridiği ve...

Maymunlar ve protozoonlar

Ne tür bir tertibin içine düşürüldük? Nasıl düştük biz bu tuzağa? Özneleşmek, kendimizi kimlikli bir varlık olarak kurmak için yaptığımız...

Kılıklılar ve kılıksızlar

İlk bakışta bizi ele veren nedir? Tabii ki kılığımız. Çıplak bedenimize yüklediğimiz niteliklerle kimliğimizi yaratıyoruz. Bu nitelikler giysilerdir. Nesneleri de...

Uçuşlarını da kuşları da unutma!

“Bilemezsiniz bu küçük topluluğa nasıl bağlıyım.” Yıl 1917; kaldığı hücrenin bahçesindeki kuşlardan söz ediyor Rosa Luxemburg. Bir tutsağın kanatlı varlıklara...

Çöplüklerde kendini aramak

Çöplerden uzak durmamızı öğütlediler, mikrop kapıp hastalanabilirdik. Ama hayatta kalmaları çöp yığınlarına bağlı olanlar vardır. Gece gündüz demeden arkalarında sürükledikleri...

Yürümeye ne dersiniz?

Karşıyız biz, karşının taksisiyiz. Kendimizi karşıtlıklar üzerinden tanımlıyoruz. Karşı olduğumuz kavramların önüne “anti” ekini getirerek adlandırıyoruz kendimizi. “Kimsiniz?” diye sorduklarında,...

Ellerimiz yaratıcı “ve”lerdir

Yasaklanan bağlantılardır, bağlantılarla bir araya gelişlerimizi yasakladılar. Parçaları alete dönüştürecek yaratıcı bağlantılardan yoksunuz. Maurice Blanchot’nun “Son Sözcük” anlatısında, yolu kütüphaneye...

Direnişin bağlaçları: “Ve” yaşam

Savaşın bir gösteri olarak sahnelendiği zamanlardayız. Devletlerin yazıp yönettiği ve iliştirilmiş medyanın prodüksiyonunu ve post-prodüksiyonunu üstlendiği bir gösteri. Koltuklarımıza çivilenmiş...

Siz hiç kendinizle tanıştınız mı?

Kendimle bir türlü tanışamadım. “Ben” geliyorum, o gitmiş oluyor. Ne zaman karşılaşacağız, merak ediyorum. “İnsan olmak, kendi kendine yabancı olmaktır...

Yaşamaya yüzünüz var mı?

Yüzlerimiz, seyretmeye doyamadığımız manzaralar. Neler gizliyorlar acaba derinliklerinde? Ne yaparsak yapalım gizlenemiyoruz. Yüzümüz ele veriyor bizi. Yüzümüzü olmadık biçimlere soksak...

Yürek düz çizgiye sığar mı?

İnsanın yüreği dağ yollarını andırır, kıvrım kıvrımdır. Yürek düz çizgiye nasıl sığsın ki? Haliyle kentin düz caddelerinden kaçacak ve dağlara...

Bir metronoma dönüşmek

Nesnelerin durgun olduklarını düşünürseniz, yanılırsınız. Bir nabız gibi atıyor ve dalgalanıyor hepsi. Her nesnenin moleküler düzeyde kendine özgü bir ritmi...