Rahmi Öğdül

Rahmi Öğdül

Ütopya karanlıkta saklıdır

Bizi karanlıkla korkuttular, karanlıkta öcüler vardı; yaramazlık yaparsak öcülere vereceklerini söylediler. Korktuk ve inandık. Çok geçmeden hepimiz uslu çocuk olduk...

Çağdaş olanı ‘beş satırla’ anlatmak

Kendi zamanımızdan nefret ediyoruz; kötü zamanlarda yaşıyoruz çünkü. Ama kötü zamanlarda yaşamak, diğer zamanlarda sıradan bir edim olarak deneyimlediğimiz var...

Ölüler evinde delik korkusu

Dışarısı çok sıcak. Dışarısı çok kirli. Dışarısı çok gürültülü. Dışarıda yabancılar var. Dışarıda dış mihraklar. Tüm olumsuzluklar dışarıda. İçerisi öyle...

Görmeme biçimleri

Görmemenin pekçok biçimi olabilir. Görmezden gelme ya da bakıp da görememe gibi mesela. Görmezden gelme sıkça başvurduğumuz bir tavır. Eşitsizliğin,...

Ölü taklidi yapanlar ve canavarlar

Hep aynı numara. Kendisini erişilmez bir yüksekliğe yerleştirdiğini düşünenler, erişilebilir ve yerlerinden edilebilir olduklarını anladıklarında ve yükselen toplumsal hareketi bir...

Hatırlamak direnmektir

Geride hiç iz bırakmak istemeyen bir suçlunun titizliğiyle işaretleri tek tek sildiler önce. Sonra kıvrımlara geldi sıra; kıvrımlarda saklı tek...

Felaketim olurdu ağlardım

Ne diyordu Attila İlhan ‘Üçüncü Şahsın Şiiri’nde? “Gözlerin gözlerime değince/Felaketim olurdu ağlardım.” Keşke gözlerin gözlerime değseydi, felaketim olsaydı da ağlasaydım....

Yazarı kapattınız, peki yazıyı?

İktidar yazıyı sevemedi bir türlü. Yazıya ve yazı yazanlara yaptıklarına baksanıza! Yazarı dört duvar arasına kapatsa da, yazıya erişim yasağı...

Normal şartlar altında asla yürüyemezsiniz!

Hep normal şartlar altındaki (NŞA) problemleri koydular önümüze. Oysa normal şartlar, basıncın ve sıcaklığın sabitlendiği, basıncın 1 atm, sıcaklığın 0...

Yeryüzü egemenlerin ‘enstalasyon’ sahası

Marcel Duchamp’ın 1917’de bir pisuvarı ‘hazır-nesne’ olarak sergilemeye kalkışması, bugün sanatçıların her şeyi hazır-nesne olarak kullanmasıyla sonuçlanmıştır. Bu hazır nesnelere...

Hepimiz algı testinden geçtik

Çocuğun algı becerilerini test etmek için kullanılan masum oyunlar vardır. Nesneleri renk ve şekillerine göre ayrı kutuların içine yerleştirmek gibi....

‘Tekhne’nizi hazırlayın, gidiyoruz!

Kıyıda oturup adaları seyretmeyi, hayal kurmayı kim sevmez ki? Ada deyince aklınıza egzotik adalar gelmesin, seyrettiğim İstanbul’un Prenses Adaları’dır; hayal...

Gölgelerimizden korkuyorlar

Gölgeleri seviyorum. Biçimi ışığa ve devinime bağlı olarak değişen yeryüzündeki yansılarımız. Bizi yeryüzüne bağlayan ve hareket ettikçe biçim değiştiren uzantılarımız....

Organizmalar bedenin düşmanı

O kadar gömüldük ki mevcut şeyler düzenine, neler olup bittiğini göremiyoruz; sezinlesek bile çırpındıkça daha fazla gömülüyoruz. Dışarı çıkmayı öneriyorum....

Modern, köklerine geri dönüyor: Ur-modernite

Düş âleminde yaşıyoruz. Yuvamızı yitireli çok oldu ama hâlâ yuvamız varmış gibi davranıyoruz; kabuklarını yitiren keşiş yengeçleri gibi çırılçıplak yakalandık....

Ölmeye değil, yaşamaya yatmak

Toplum buz kesilmiş. Bedenlerin sıcaklığı eksinin altında. Yüzeyde kalın bir buz tabakası, tenler donmuş. Egemenler tüm neşeli ritimleri, yaşam sevincini...