Yöre halkının tepkisini çeken HES projesinin bir parçası olan Trabzonspor gelir kaynaklarını sahanın içine yönlendirmeli. Bir başka deyişle bordo-mavililerin HES’e değil, daha fazla gole ihtiyacı var.

Trabzonspor'a HES değil, gol lazım
Trabzon halkı, Trabzonspor'un da dahil olduğu HES projelerini protesto etmişti. (Fotoğraf: günebakış)

Kulüplerin yapısal ve kaynak sorunları üzerine bir şeyler yazmayı düşünürken, karşıma Trabzon’da yayınlanan Haber61 gazetesinin haberi çıktı.

“Çaykara ilçesindeki Solaklı Deresi üzerinde, 2012'de Trabzonspor’un sahibi olduğu, Bordo Mavi Enerji Elektrik Üretim Tic. Ltd. Şti tarafından 'Uzungöl Regülatörü Hidroelektrik Santral (HES) Projesi' oluşturulup, proje için ÇED raporu alındı. Raporun ardından HES’e karşı çıkan yöre halkının yargıya başvurmasıyla; 2014 yılında Danıştay 14’üncü Dairesi, Trabzon idare Mahkemesi’nin HES kararını bozdu. 2023’te ise Trabzonspor, Uzungöl HES’in yüzde 90’ını ADV Elektrik Üretim Ticaret A.Ş Firması’na sattı. Aradan geçen sürede HES için bölgede herhangi bir çalışma başlatılmadı. Yöre halkı Solaklı Vadisi üzerine kurulması planlanan Trabzonspor’a ait olduğunu öne sürdükleri HES’e karşı tepki gösterdi. Gölü besleyen dereye inen grup, ellerindeki futbol toplarını temsili kaleye atarak, bordo-mavili kulübün kendi kalesine gol attığını söyledi.”

Protesto için Uzungöl’de toplanan bölge halkı ve yöre sanatçıları HES karşı dereye inip oynadıkları horon ile, Trabzonspor’un şampiyon olduğunda oynanılan horon bir spor kulübü açısından önemli bir çelişkinin dışa vurumu oldu.

Haliyle, Trabzonspor’un içinde bulunduğu bu çelişkili durumdan asli görevine yönlendirecek ve içinde tutacak şekilde futbol üzerinden eleştirel yorum yapma zorunluluğu ortaya çıkmaktadır.  

İşe Johann Cruyff’un “Benim vizyonumda modern futbolda performans: teknik, taktik, eğitim ve finansın toplamından oluşur” ifadesi ile başlayıp, kulüpler-özellikle Trabzonspor ile futbol adına doğruyu bulmak üzere analize devam etmek istiyorum.

Doğa katliamına neden olacak bir proje üzerinden para kazanmayı amaç edinen Trabzonspor, asli görevi futbol olmasına rağmen-2022 yılında Kopenhag ile Şampiyonlar Ligi play-off maçı oynayıp elenmesi neticesinde toplam 14 milyon 800 bin Euro giriş parasından mahrum kalmıştı. Yani, sportif başarısızlık yüzünden mali başarısızlığa maruz kalmıştı. Asli görevi üzerinden para kazanması gerekirken, bu alanda başarısız olmasına rağmen, bunun gerekçeleri ile yüzleşmeyi bir kenara bırakıp, doğa katliamını içine alacak bir HES projesi üzerinden ticaret yapmaya kalkmasını anlamak mümkün değil.

Tüm sportif başarısızlıkların yarattığı mali başarısızlıklar yüzünden, Trabzonspor Denetleme Kurulu Başkanı Mahmut Ören, kulübün 31 Ocak 2023 tarihi itibarıyla borcunun 2 milyar 835 milyon 909 bin TL olduğunu açıkladı.

Süreci futbol üzerinden biraz daha detaylandırıp incelemeye çalışalım. Ülkedeki tüm takımların yüksek katma değer yaratacakları iki önemli alan vardır. Bunlardan birincisi; özellikle Şampiyonlar Ligi başta olmak üzere-Avrupa kupalarında kalıcı olmak. İkincisi ise, Avrupa kupalarında oynarken sıfır maliyle yetiştirdiğin oyuncuları veya düşük maliyetle alınan yetenekli oyuncuları yüksek bonservis bedeli ile satmaktır. Bunu sürdürebilir kılmak sportif başarıyı gerekli kıldığı gibi, finansal sürdürebilirliği de kalıcı kılar.

Endüstriyel anlayışın içinde kulüplerin gelir stratejilerine baktığımızda, yukarıda anlatmaya çalıştığım hedefin kalıcı olarak-özellikle bizim için öğretici içeriğe sahip olması gerekliliği açısından-üretim-imalat yaparak, oyuncu yetiştirip satma ve yatırım amacıyla alınan oyuncuların uzun vadede getirisi üzerinden gittiğimizde, futbolun temel yapısı içerisinde de kalmış oluruz.

UEFA üyesi ülkeler içerisinde biz yarı çevre bir ülkeyiz. Bizim gibi çevre ülke konumuna erişemeyip, yarı çevre ülkede sıkışıp kalan ülkelerde siyasetin futbol üzerinde çok büyük etkisi var. Hani-normalde neoliberal yapıda ekonomik kurguya siyasetin etkisinin sadece yönlendirme üzerinde tezgâhlandırılmaktadır denir ya o öyle değil işte… Siyasi kurgu Türkiye’de futbolu da ekonomik kurgusuna bozacak şekilde-kitleleri yönlendirilmesinde etkin bir araç olarak iliklerine kadar kullanmaktadır.

Kulüplerin borçlanması da siyasetin stratejisi açısından işine gelmektedir. Çünkü, siyaset devlete muhtaç kulüpler istemektedir. Bu borç kurgusu içindeki yönetimler-kendi ajandalarını da uygulamak için sesini çıkaramazlar. Sorunları dile getiremezler. Yetinip biat ederler.

İşte Trabzonspor’un bu HES projesinin içine girmesinin tek nedeni siyasetle olan bağıdır. Bunca sportif başarısızlığa rağmen, sportif açıdan üretim mekanizmasının dışına çıkarak borçlanma stratejisi üzerinden dışarıya adeta servet transferi yapılmasına nedeninin karşılığını bu açıdan iyi analiz etmek gerek.

Bu kurgu içinde, özellikle Beşiktaş ve Trabzonspor için çok aktif ve belirleyici olan futbolunun içe kapalı ve iktidar odaklı koruyucu yapısı ve başkana dayalı yönetim anlayışının popülist kurgusu, telafisi mümkün olmayan aşırı borçlanma, gerekli-gereksiz transferler, yanlış teknik yapılanma gibi zararlara yol açmaktadır.

Kalıcı başarı sportif başarı ile finansal sürdürülebilirlikle mümkün oluyor. Bunun en belirleyici etki ise, sportif başarıdır. Sportif başarı olmadan ekonomik ve finansal başarıya ulaşmak mümkün değildir.

Futbolun küresel rekabet boyutu, özellikle Avrupa futbolunda çok önemli yapısal değişikliklere neden oldu. Bu rekabet içinde kalıcı olmak için gelişimleri doğru okumak ve analiz etmek gerekir. Bu kadar büyük yapısal sorunlarla başa çıkamayan Trabzonspor, çözümü siyasete bağlı kalarak doğaya zarar verecek sözde ticari bir yapının içinde olması, sportif anlamda çözümsüzlüğün ve sorunun boyutunu çok net ortaya koymaktadır.

Trabzonspor dernek yapısıyla bir sivil toplum kuruluşudur. Her görüşte insanın desteğine sahiptir ve her türlü coğrafyada yaşayan taraftar grubuna sahiptir. Sosyal ve siyasi yapı üzerinden hiçbir taraftarıyla karşı karşıya gelemez. Aksi taktirde kendi varlığını inkâr eder.

Trabzonspor’un kalıcı başarı ile sürdürülebilir finansal yapıya sahip olması için HES’e değil GOL’e ihtiyacı var.