Altın Küre bir TV şovudur

“Oscar’dan sonra en prestijli ödül töreni”, “Oscar’ın habercisi” gibi tanımlamalarla aşina olduğumuz meşhur Altın Küre Ödülleri (Golden Globe Awards) adayları bu hafta açıklandı ve her sene olduğu gibi bu sene de adaylıklar üzerinden beyin jimnastikleri, eleştiriler, yorumlar kültür sanat dünyasında oldukça yer etmeye başladı. Bunlara hiç gerek yok çünkü Altın Küre sanatsal bir organizasyon değil, o milyon dolarlık TV şovu. Ayrıca, Amerika’nın prestijli ödülü diye lanse edilen Altın Küre’nin vereceği ödüllere karar verenlerin yer aldığı Hollywood Yabancı Basın Birliği (Hollywood Foreign Press Association-HFPA) ise her daim gizemli. Ödüllerin kimlere gideceğine karar veren, 90 üyeden oluşan uluslararası ve tartışmalı bu grubun elindeki güç ise oldukça büyük. Neden mi? Çünkü verdikleri kararlarla o senenin tüm ödül sezonunu derinden etkilemekte ve hatta yön vermektedirler de ondan.

HOLLYWOOD YABANCI BASIN BİRLİĞİ

Altın Küre Ödülleri töreninde kazananlar teker teker sahneye çıkar ve istisnasız her biri elinde tuttukları, mermer üstü pirinç, altın karışımı parlak heykelciklerle, Hollywood Yabancı Basın Birliği’ne teşekkür eder. 1940’larda Pearl Harbor Amerika’yı 2’nci Dünya Savaşı’na sürüklerken, HFPA 1943’te İngiliz gazetesi Daily Mail’de çalışan bir muhabir liderliğinde “Din ve Irk Ayrımı Olmadan Birlik” mottosuyla kurulmuş. Üyelikler arttıkça şahıs evlerinde yapılan toplantılar, Hollywood Roosevelt Oteli gibi önemli bir mekânda yapılmaya başlanmış. Biliyorsunuz 1927’de açılmış olan, içinde Douglas Fairbanks gibi isimlerin bulunduğu bir grup tarafından finanse edilen, ismini başkan Theodore Roosevelt’ten alan ve Hollywood’un Altın Çağı dediğimiz dönemde o jenerasyonun en büyük starlarını ağırlayan bu otel Hollywood için sembolik tarihi bir miras. Bugün, Hollywood Yabancı Basın Derneği’nin üyeleri, toplam 250 milyonu aşan okuyucu kitlesine sahip ve yaklaşık 55 ülkeyi temsil etmekte. Yayınları arasında, İngiltere’deki Daily Telegraph’tan, Fransa’daki Le Figaro’ya, İtalya’daki L’Espresso’ya kadar önde gelen gazete ve dergiler bulunmakta. Amerika Sinema Filmleri Derneği tarafından akredite edilmiş olan tüm üyelere her sene, belirlenen kriterlere uyan ve 500 dolar başvuru ücreti ödeyen en fazla beş gazeteci daha eklenmekte. Altın Küre Ödülleri’nin ilk ve tek Türk jüri üyesi ise şimdilik Hürriyet, Skylife ve Business yazarı Barbaros Tapan. Üç dönem HFPA’nın başkanlığını yürüten Arjantinli gazeteci Lorenzo Soria 2020’de vefat edince yerine kuruluşun 35 yıllık üyesi olan HFPA başkan yardımcısı, Los Angeles Press Club Eski Başkanı İstanbul doğumlu Türk asıllı Amerikan vatandaşı Ali Sar geldi. Kendisinin Türkiye ile pek bir bağı yok o yüzden çok da kendimize mal etmemeliyiz. Golden Globe’un sitesinde yazılana göre Sar’ın HFPA Başkanı olarak görev süresi, Haziran 2021’e kadar Soria’nın kalan görev süresini kapsayacak şekilde.

ALTIN KÜRE İLTİMASLARI

HPFA üyeleri her yıl 400’den fazla oyuncu, yönetmen, yazar ve yapımcıyla röportaj ve film setlerinden haber yapmakta. Yapılan haberlerin ise daha çok film tanıtımı ve magazin ağırlıklı olduğunu da eklemem gerek çünkü üyeler temel olarak film endüstrisini Amerika dışındaki basın kuruluşları için takip eden gazetecilerden oluşmakta. Bu kazan kazan dünyasında HFPA’nın en çok suçlandığı husus olan, kazananların belirlenmesinde şöhret ve iltimasların rol oynadığı konusu hâlâ sıcaklığını korumakta. Örneğin 2014 yılında HFPA’nın dört dönem başkanlığını yapmış olan eski başkanı Philip Berk Signs And Wonders isimli anı kitabında, HFPA’nın Altın Küre adaylıklarını ve oylamaları dikte ettiğini yazmıştı. Biyografik gangster filmi Billy Bathgate (1991) filminden Nicole Kidman’ın aday gösterilip Dustin Hoffman’ın aday gösterilmemesinin sebebini, Kidman’ın röportaj verirken Hoffman’ın vermemiş olmasına bağlayanları da eklemek gerek.

TV ŞOVU DEMEMİN SEBEBİ

1993’ten beri bu şovu düzenleyen yapım şirketi Dick Clark Productions, yayınlayan ise NBC. Geçtiğimiz yıl Hollywood Yabancı Basın ve Dick Clark Productions aralarında anlaşarak yayın hakkının 8 sene daha NBC’de kalması üzerine anlaşma sağladı. Ama fiyat oldukça yükseldi. Sonuçta, ABC kanalı Akademi Ödülleri yayını için her yıl 75 milyon dolar öderken NBC’nin ödediği 21 milyon dolar az geldi ve birazcık artışa gidildi. Ve NBC yayın hakkı için her sene 60 milyon dolar ödemeyi kabul etti. E haliyle, AT&T’den sonra ikinci sırada yer alan, dünyanın en büyük telekomünikasyon şirketi Comcast’in şubesi olan NBC’nin satın aldığı bu ödül töreni özellikle de son on yılda büyük bir televizyon şov dünyası fantezisine dönüşmüş durumda. Ve bu fantezi dünyasında, senenin en iyi filmleri, dizileri, oyuncuları, küçük bir grup tarafından bağımsız bir şekilde belirlenecek, öyle mi? 28 Şubat’ta star hayranı 90 üyenin belirleyeceği kazananlara ve bu sonuçların 8,469 Akademi üyesini nasıl yönlendireceğine de bakarız. Bence herkes her şeyin farkında. Mesela geçen sene Ricky Gervais’in bu ödül töreninde yaptığı ağır konuşma hepimizin hafızasında taze. Bu dehşetengiz konuşmanın yapılabilmesi her zamanki Hollywood taktiği, çuvaldızı kendi platformunda kendine batır ki şovu eş zamanlı olarak devam ettirebilir.