Birinci reklam.

Bu Metin Bey, bu da Çetin Bey, diye başlıyor…

İkisi de kalp ameliyatı olmak için aynı hastanede, aynı odada yatıyorlar.

Her ikisinin de başında birer taksimetre.

Metin Bey daha puantiyeli hasta gömleğini giyip yatağa uzanır uzanmaz taksimetre çalışmaya başlıyor.

Doktorun, hemşirenin her geliş gidişi, her EKG, her serum damlasında atmaya devam ediyor.

O kadar ki, Metin Bey bir ara elinde tornavidayla sökmeye çalışıyor, ama nafile.

En son, ameliyata giderken, taksimetre yirmi bini aşınca, kendinden geçip bayılıyor.

Çetin Bey ise kalp ameliyatı olmak için hastaneye değil de, yıllık tatile beş yıldızlı otele gelmiş gibi.

Gayet mutlu ve huzurlu.

Aradaki fark?..

Metin Bey zamanında sağlığını düşünüp özel sigorta yaptırmamış…

Çetin Bey yaptırmış.

• • •

İkinci reklam.

Önce bir çocuk öksürüğü…

Öhö, öhö, öhöö.

Sonra buyurgan bir kadın sesi.

Çocuğu özel hastaneye götürmeliyiz, Rıfkı!..

(Devlet hastanesinde öksürük tedavisi yapılamıyor, malûm!..)

Peşinden...

Özel hastanede dev gibi bir stetoskop, dev gibi hastane yatakları, dev gibi serum torbaları…

Ve de, çıkışta ödenmesi gereken dev gibi fatura.

En son, ezik bir erkek sesi.

Ama biz SGK’liyiz Neriman…

Özel hastanede batarız!..

Çare?..

Tamamlayıcı Sağlık Sigortası.

Genel Sağlık Sigortalı, GSS’li olsanız bile bizim şirkete gelin, bir de Tamamlayıcı Sağlık Sigortası yaptırın.

Özel hastanelerde batmaktan, boğulmaktan, soyulmaktan kurtulun.

• • •

Üçüncü reklamı biliyorsunuz.

Her seçim döneminde temcit pilavı gibi ısıtılıp ısıtılıp önümüze sürüldü.

İstediğim hastaneye gidiyorum…

İlacımı istediğim eczaneden alıyorum!..

(Allah AKP’den razı olsun!..)

• • •

Birinci reklamın daha baştan, kurgusu saçma.

Metin Bey de, Çetin Bey de Türk vatandaşı olduğuna göre GSS’li olmak zorunda.

GSS uygulamasında ise, kamu olsun özel olsun hiçbir hastane, kalp ameliyatlarında, ilave ücret dahil vatandaştan hiçbir para alamıyor.

Daha doğrusu, alması yasak.

Bu durumda; Metin Bey’in de Çetin Bey gibi tek kuruş ödemeden ameliyat olabilmesi gerekiyor.

• • •

İkinci reklam özel hastane patronlarını fena kızdırmış.

Yapılan reklam kampanyasında hastaların sigorta poliçesi satın almadıkları takdirde özel hastanelerde çok yüksek faturalarla karşı karşıya kalacakları ve ciddi maddi kayıplarla karşılaşacakları gibi bir durum çok abartılı bir şekilde işlenmekteymiş.

Yapılan yayınlar ülkemizin sağlık ihtiyacının büyük bir kısmını karşılayan özel hastanelerin itibarını zedelemekte ve küçük düşürmekle beraber özel sağlık kuruluşlarının “fahiş fiyatlarla çalışan, hastaları kazıklayan, faturaları keyfi şişiren işletmeler” algısına yol açmaktaymış.

Hastanelerinin SGK ile yapmış olduğu sözleşme kapsamındaki uygulamalar insanlara “yasadışı uygulamalar” gibi gösterilmekte olup, insanların özel hastanelere geldikleri takdirde ciddi maddi kayıplara ulaşabilecekleri anlatılıyormuş.

Reklam şirketine itirafname gibi protesto metni gönderip reklamın kaldırılmasını istemişler.

• • •

Üçüncü reklam 7 Haziran’da büyük darbe aldı.

Şimdi yola devam edebilmek için kendine koltuk değneği arıyor.

Bulabilirse, Rıfkı’nın çilesi devam.

Ama biz SGK’liyiz Neriman…

Özel hastanede batarız!...